29 Mart seçimlerinde iktidar partisi AKP yüzde 7 oy kaybe- derken muhalefet partileri de büyük bir başarı elde edemedi. CHP, MHP ve Saadet Partisi oylarını ancak yüzde 2 civarında arttırabildi. Çok sayıda il ve ilçe belediyesi AKP’den diğer partilere geçti.
DTP ise Kürt bölgelerinde büyük bir başarı elde etti. Hem oylarını hem de yönetimine geldiği belediye sayısını artırdı. Bu sonuçla 29 Mart seçimlerinin tek galibi olarak öne çıktı.
İstanbul’da da DTP adayı Akın Birdal basının bütün sansürüne rağmen 2007 yılında DTP’nin ve Türk sosyalistlerin çıkardığı 4 adayın toplam oyunu aştı.
Sayfa 2 ve 3’te
29 Mart seçimlerinin bir galibi varsa o da Demokratik Toplum Partisi’dir. DTP kapatılma tehlikesi olan bir parti. Sürekli baskı altında olan bir parti. Buna rağmen, seçimlerde 2.237.860 oy aldı, oyların %5.62’sini aldı.
DTP seçimlerden 4 il ve 19 ilçede daha belediye başkanlıklarını kazanarak çıktı. Van ve Siir’te AKP, Iğdır’da MHP’nin elinde olan belediyeleri DTP 29 Mart yerel seçimlerinde geri kazandı.
Sevmezseniz terk edin!
Seçim sonuçları, Kürt sorununda muhatap alınması gereken gücün kim olduğunu bir kez daha gösterdi. DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, 22 Temmuz seçimlerinde verdiğimiz “emanet oyları” geri aldık açıklamasını yaparak, AKP’nin Kürt sorununda izlediği politikalardan 29 Mart’ta hesap sorulduğunu başka bir dille ifade etmiş oldu.
2005 yılında Diyarbakır konuşmasında, Tayyip Erdoğan Kürt sorununun adını koymuş, bu sorunun kendi sorunu olduğunu ve devletlerin yaptığı hatadan dolayı özür dilemesini bilmesi gerektiğini söylemişti. Kürt halkı, sorunun adını koyan başbakanlara alışkın olmasına rağmen, çözüm umuduyla AKP’ye bir ölçüde yeşil ışık yakmıştı.
Aynı Tayyip Erdoğan 2008 yılında Kürtlere yönelik olarak, “Ya sev ya terk et!” diye çıkışınca, Kürt halkı da AKP’ye notunu verdi.
AKP’nin sınır ötesi harekatları
Mesele sadece “Ya sev ya terk et!” çıkışıyla da sınırlı değildi. 2007 yılında gerçekleşen Dağlıca baskınından sonra Türkiye’nin hava ve kara harekatlarına başlaması, savaştan yorgun Kürt halkına bir kez daha savaşla yanıt verilmesi, demokratik açılımlar yerine savaşçı bir dilin kullanılmaya başlanması Kürt halkının AKP’ye verdiği krediyi bitirdi.
Terörist kim?
22 Temmuz genel seçimlerinde Bin Umut Adayları meclise girdi. DTP milletvekilleri meclise adım attıklarından beri aynı soruyla karşılaşıyor: “PKK’ye terörist diyor musunuz?”
Bu Türkiye’deki bütün sorular arasında en saçma olan soru. Kürt sorununu çözümsüzlüğe itecek bir soru varsa o da DTP milletvekillerine, Ankara’nın göbeğinde mecliste çözüm aramak ve Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle adım atılmasına yardımcı olmak için milletvekili olmayı tercih etmiş olan insanlara sorulan bu sorudur.
Diğer partilerin temsilcilerinin DTP milletvekilleriyle el sıkışmaları medyanın en önemli haberleri arasına girdi. Salgın hastalık sahibi insanlarmış, uzaylılarmış gibi DTP milletvekillerinin elini sıkmak ne zaman haber haline gelse Kürt halkı o zaman onuruyla oynandığını hissetti.
Bir de meclis içinde DTP’lilerin elini sıkmayan, DTP’lilerle selamlaşmayan milletvekilleri vardı ki bunların başında Recep Tayyip Erdoğan geliyordu.
Kürt halkının temsilcilerinin elini sıkmayan, Kürt halkı tarafından seçimlerde cezalandırıldı.
