Selim Işık
Türkiye ile İsrail arasında yaşanan kriz şimdilik çözüldü. Tarihte ilk kez sadık ortağı Türkiye'yle ilişkileri kopma noktasına gelen katil İsrail karşısında "Türk askerinin başına çuval geçirildi" diye ortalığı velveleye veren sahte anti-emperyalistler susuyor.

Türkiye ve İsrail arasındaki tarihin en büyük krizi İsrail'in resmi özür dilemesiyle sona erdi. Kurtlar Vadisi adlı dizide İsrail'in eleştirilmesi bahanesiyle aşırı sağcı İsrail hükümeti tarafından başlatılan süreç, faşist Dışişleri Bakanı Lieberman'a bağlı bürokratların Türkiye büyükelçisini alçak bir koltuğa oturtarak açıkça ırkçı bir aşağılamada bulunmasıyla doruğa çıkmıştı.

İsrail'in sadık dostu

Filistin topraklarının Siyonistler tarafından işgal edilmesi sonucu İsrail 14 Mayıs 1948'de kurulmuştu. 23 Mart 1949 günü, dünyadaki kınama ve tepkilerin ortasında, Türkiye İsrail'i fiilen tanıdı.

Bir işgalci olarak düşmanlıkla dolu bir ortamda savaş makinesini çalıştırarak ayakta kalan İsrail'in arkasında İngiltere, ABD ve yıkılmasına dek SSCB durdu. Ancak Ortadoğu'da iki sadık dostu vardı ki onların desteği ve aktif işbirliği ile uzun yıllar ayakta kaldı. 1973 yılında 20 gün süren İsrail-Arap Savaşı'nın ardından 1981'de bir ABD işbirlikçisi olan Hüsnü Mübarek'in işbaşına gelmesiyle birlikte Mısır ve işgalin başından itibaren Türkiye.

Kemalist rejim, Arapları ırkçı ve düşman görürken İsrail'in varlığını destekledi ve meşrulaştırdı. ABD, üç sadık dostu İsrail, Türkiye ve Mısır bölgedeki hegemonyasını ayakta tutarken 23 Şubat 1996'da Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması imzalandı. İmzayı 28 Şubat darbesinin önde gelen sözcüsü Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir atmıştı.

Bu anlaşmaya göre iki devlet arasındaki sıkı ilişkiler askeri düzeyde işbirliğine evrilecekti. Türk ordusu İsrail'in teknolojisi ve iç savaş gücünden yararlanırken, İsrailli subaylar, özellikle Gazze'yi bombalayanlar gibi savaş pilotları, Türkiye'de uçuş eğitimi alacaktı. Anlaşmanın arkasında ise dünyanın önde gelen silah tüccarı İsrail'le Genelkurmay arasındaki trilyonluk anlaşmalar duruyordu.

Milliyetçiler

Anlaşmadan 14 yıl sonra İsrail ve Türkiye arasındaki dostluk yerini düşmanlığa bırakmış durumda. 2003'ten bu yana iktidarda bulunan AKP hükümeti bir darbeyle devrilmek istenen ve Gazze'ye sıkıştırılan meşru Hamas hükümetini destekliyor. Geçen yıl, Gazze katliamının ardından gerçekleşen Davos zirvesindeki 'one minute' çıkışı ile Türkiye, İsrail için artık bir düşmandı.

Davos'tan 1 yıl sonra ise "koltuk" krizi patlak verdi. Filistin'in katili, tüm dünya gözünde katliamcı bir güç olarak görülen İsrail'le ilişkiler koparken çuval krizinde yaygara koparanlar nerede?

4 Temmuz 2003'te Kuzey Irak'ta Süleymaniye'de konumlanmış Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler'den 11 subay, Türkmenleri Kürtlere dönük bir kışkırtma girişimi sırasında ABD birlikleri tarafından gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan Özel Harpçilerin başına çuval geçirilmesi meselesi milli bir sorun haline getirilmişti. AKP hükümetinin ABD emperyalizmine ve İsrail'e boyun eğdiği tezi ileri sürülmüş, Tayyip Erdoğan Musa'nın Çocuğu olarak anti-semitik saldırıya hedef olmuştu.

Yıl 2010. Türkiye; kendisi gibi ABD'nin sadık dostu ve bölgedeki çıkarlarının bekçisi, savaş ve ölüm makinesi İsrail ile karşı karşıya. Ancak kontrgerillanın başına çuval geçirildiği için tepinen sahte anti-emperyalistler, sahte komünistler ise susuyor.

Çünkü dün laik solun liderliğindeki Filistin direnişini, bugün İslamcı Hamas sürdürüyor. Sahte anti-emperyalistler Filistin'in Müslüman halkına İsrail'den daha fazla düşman.

Dünün zavallı Filistinlileri bugün "dinci teröristleri" ilan ediliyor. Üstelik Gazze'de açlığa ve ölüme sıkıştırılan Filistinlilerin hakkını "dinci" AKP hükümeti savunuyor. Milliyetçiler, anti-semitizm gibi İslam fobisini de çoktan zihinlerine kazımış.

Sahte anti-emperyalist Türk milliyetçilerinin maskesi tam da burada düşüyor. Onlar ezilen ve haksızlığa uğrayan Filistinlere olduğu gibi kendi halklarına da düşman. AKP hükümetini İsrail'e kafa tutmaya iten şey; Türkiye halklarının, ABD'ye, İsrail'e, emperyalizme, savaşa ve işgale olan bitmek bilmez tepkisidir.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası