Sosyalist İşçi 229 (13 Ocak 2005)

 

Sayfa 9: Irak

Irak’ta ölü sayısı 110 bine ulaştı!
Hangi seçimlerden bahsediyorsunuz?

‘Seçimlerin güvenli bir şekilde yapılabilmesi’ gerekçesi ile Irak'taki Amerikan askeri sayısı 135.000'den 150.000'e çıkarıldı.

Irak'ı, demokrasi ve özgürlük getireceği iddası ile işgal eden Bush, şimdi de Ocak ayında yapılacak seçimlerle Irak'ın istikrara kavuşacağını iddia ediyor. Fakat Irak'taki gerçekler durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor.
Savaş başladığından beri 110.000 Iraklı sivil öldü ve bu rakam giderek artıyor. Irak'lı doktorlar ise gerçek rakamın 200.000 olduğunu tahmin ediyorlar. Yılbaşından bu yana, sadece on gün içinde 100 kişi daha öldü. Irak'ta hala güvenlik tam olarak sağlanabilmiş değil. İnsanlar sürekli korku içinde yaşıyorlar. Temel hizmetlerin hiç birisi verilemiyor. Ülkenin su ihtiyacının sadece %10'u karşılanıyor. Hala elektrik yok; Bağdat'a bile günde 12 saat elektrik veriliyor. Ülke nüfusunun %70'i işsiz.
Aralık ayında Irak'a giden bir gazeteci Felluce halkından Muhammed El-Asawi'ye, Ocak'ta yapılması planlanan seçimler hakkında ne düşündüğünü soruyor. Asawi'nin yanıtı şöyle; "Ne seçimleri? Bana evime nasıl dönebileceğimi, çocuklarıma nereden ilaç, yiyecek, su bulabileceğimi, kışın nasıl ısınacağımı söylesinler. Bana seçimler hakkında hiçbir şey sormayın. Başbakan İyad Allawi evlerimizi yıktı ve şimdi de seçim istiyor. Bu seçimlere asla katılmayacağım."
Baskı koşulları altında seçim yapılamaz
Seçimler yaklaştıkça "güvenlik" bahanesi altında işgal güçlerinin Irak halkı üzerindeki baskısı giderek artıyor.
Felluce kuşatması sırasında kentten kaçmış olanlar şimdi evlerine döndüklerinde parmak izleri ve DNA örnekleri alınarak damgalanıyorlar ve kollarına üzerlerinde ev adresleri yazan bantlar takmaya zorlanıyorlar.
"Seçimlerin güvenli bir şekilde yapılabilmesi" gerekçesi ile Irak'taki Amerikan askeri sayısı 135.000'den 150.000'e çıkarıldı.
Ayrıca Amerika, seçimlere bir kaç hafta kala Irak'ta iki yeni yasanın çıkmasını sağladı. Bu yasalara göre, önceden "illegal örgüt" üyesi olanlar (yani işgale karşı direnenler) ve örgüt üyeliğinden ayrılmasının üzerinden üç yıl geçmeyenler bu seçimlere katılamayacaklar. Ayrıca, "terörizm" yanlısı konuşmalar yapıp, "terörist" eylemleri destekleyen hiçbir parti, Amerika tarafından oluşturulan Seçim Konseyi'nden para alamayacak ve seçimlere katılamayacak. Böylece, kendi ülkesinin işgal edilmesine karşı çıkan Irak halkı aslında bu seçimlerde hiçbir şekilde sesini duyuramayacak.
Koşullar teknik olarak da uygun değil
Irak'ta seçmen kayıtları Saddam Hüseyin zamanından kalan ekmek karnelerine dayanarak yapılıyor. Bu kayıtlar hem çok eski, hem de bu karnelerin taklit edilmesi çok kolay. Seçimlere yüzlerce politik parti ve 400 aday katılıyor, ancak Iraklı'ların %40' kime ve neye oy vereceklerini, seçimlerin nasıl yapılacağını, kimlerin aday olduğunu bilmiyorlar.
Seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için en az 150.000 görevlinin olması gerektiği tahmin ediliyor. Fakat henüz bu sayıya ulaşılabilmiş değil, olan görevliler de bir seçimin nasıl yapılacağı konusunda eğitimli değiller.
Irak halkının tamamı temsil edilmiyor
Irak'ın nüfusu 24 milyon. Irak halkının %97'sini Müslümanlar, %3'ünü Hristiyanlar ve diğer dinlere mensup olanlar oluşturuyor. Müslümanların da %60'ı Şiilerden , %40'ı Sünnilerden meydana geliyor.
Seçimlere katılan grupların ezici çoğunluğunu ise Şiiler ve Kürtler oluşturuyor. Sünniler "seçimlerin yapılabilmesi için uygun koşulların olmadığını" söyleyerek seçimleri protesto ediyorlar. Ancak Şiilerin de tamamı değil, sadece Ayetullah El-Sistani tarafından bir şemsiye partisi altında toplanan 22 Şii grubu katılıyor. Şiilerin bir diğer önemli parçası olan Mukteda El Sadr ise seçimlere katılmıyor. Ayrıca, Ramadi, Musul, Tikrit, Felluce ve Diala şehirlerinde yaşayan Irak'lılar seçimleri boykot edeceklerini açıkladılar. Bu Irak halkının yarısının seçimlere katılmayacağı anlamına geliyor.
Seçimlerde ne olacak?
Bush her konuşmasında 30 Ocak'ta Irak halkının kendi hükümetini seçeceğini söylese de bu doğru değil. Ocak'ta yapılacak seçimlerde 275 kişiden oluşan Geçici Ulusal Meclis seçilecek. Daha sonra bu meclis yeni bir anayasa hazırlayacak ve eğer bu anayasa kabul edilirse en geç 2005 yılının Aralık ayında olmak üzere yeni seçimler yapılacak. Birleşmiş Milletler'e göre, yeni hükümetin seçilmesinin ardından işgal güçlerinin Irak'ı terk etmeleri gerekse de, hükümet işgal güçlerinden "istikrarı sağlamak" üzere kalmalarını isteyebilir.
Direniş seçimlerden sonra da devam edecek
ABD Dışişleri eski bakanı Colin Powell bile, Irak'taki direnişin 30 Ocak'tan sonra devam edeceğini söyledi. Direnişçiler tüm Irak'ta işgal güçlerine yönelik saldırılarına devam ediyorlar. Baskıcı işgal koşulları altında, katılımın Irak halkının yarısını bile temsil etmediği bu seçimler hiçbir şekilde Irak'a istikrar getiremez. Irak'ta istikrarın sağlanmasının tek bir yolu vardır; o da ABD ve onu peşinden giden işgal güçlerinin bir an önce Irak'ta çıkması, ve Irak halkının kendi özgür iradesiyle kendi hükümetini seçeceği seçim koşullarının oluşturulmasıdır.


Vietnam ve Irak deneyimleri
ABD ve İngiltere'nin, daha önce işgal ettikleri ülkelerde nasıl "demokratik" seçimler yaptıklarını hatırlamakta fayda var.
1920'de İngiltere'nin işgali altında olan Irak'ta yapılan seçimler o kadar demokratikti ki, Kral Faysal Irak'ı İngiltere olmadan yönetemeyecek kadar güçsüzdü. Bu yüzden de İngiltere'den Irak'ta kalmasını "rica etmişti." Dolayısıyla seçimlerin ardından 1932 yılına kadar İngiltere Irak'ta kalmaya devam ett.İşgale karşı ayaklanmayı bastırıp Kral Faysal'ın seçilmesini sağlamak o zaman İngiltere'ye binlerce askere ve 40.000 pounda malolmuştu.
Aynı şekilde, 1960'ların ilk yıllarında Amerikan ajanları Güney Vietnam hükümeti ile birlikte çalışıyorlardı. O dönemde başkan yardımcısı olan Nixon Vietnam'ı ziyareti sırasında, ajanlardan birisine ne gibi faaliyetlerde bulunduklarını sordu. Ajan, "General Thang hükümetine Vietnam tarihinin en dürüst seçimlerinin yapılabilmesi için yardım ettiklerini" söyledi. Hemen ardından Amerika Vietnam'ı işgal etti ve 1966, 1967 ve 1971'de burada "göstermelik seçimler" düzenledi. Ancak, savaş karşıtı hareket ve Vietnam'lı direnişçiler Amerika'yı yenilgiye uğratıncaya kadar Amerika Vietnem'ı terk etmedi.


Hindistan
Savaş karşıtları Haydarabad'da toplandı

Bütün dünyadan gelen 400 savaş karşıtı aktivist 2004 yılının Aralık ayının sonunda Hindistan'ın Haydarabad şehrinde toplandılar. Toplantının amacı, Hindistan'da savaş karşıtı bir ağ oluşturmak, hareketin sonraki adımlarını tartışmak, ve 19-20 Mart'ta bütün dünyada yapılacak gösteriyi inşa etmekti. Bu toplantının yapılmasına 2004 yılının başında Hindistan'ın Mumbai şehrinde yapılan Dünya Sosyla Forumu'nda karar verilmişti. Toplantıya Komünist Partiler, sendikacılar, savaş karşıtı aktivistler, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli kampanyaların temsilcileri katıldı. Hindistanlılar için, Bush'a karşı Amerikalı, Avrupalı ve Iraklılar ile beraber mücadele ediyor olmak çok önemliydi.
Toplantıya katılan Walden Bello, "Her şeyden önemlisi Amerika Irak'ta batağa saplanıyor. Irak direnişi güç dengelerini değiştirmeye başladı." Dedi.
Irak'tan gelen ve Mukteda El-Sadr taraftarı olan Hasan Zarkani ise, "Her şekilde direnmeye devam edeceğiz; silahla ya da silahsız. Ve bu direnişi Sünni kardeşlerimizle birlikte yapmaya çalışacağız. Bunun bölünmüş bir direniş olduğu doğru değildir. Hepimiz Irak direnişinin parçasıyız." Dedi.
Haydarabad Savaş karşıtları buluşmasının ardından yayınlanan deklerasyonda savaşın ikinci yıldönümünde yapılacak savaş karşıtları gösterisini en güçlü şekilde örgütlenmesi için bütün dünyaya çağrı yapıldı.