Sosyalist İşçi 230 (2 Şubat 2005)

 

Sayfa 16:

Efendiler Davos'ta,
Başkaldıranlar Porto Alegre'de
Ocak ayı sonunda bir kez daha iki süper güç sahneye çıktı. Davos'ta katılım için 30.000 do-ları gözden çıkaranlar, dünyanın en büyük 1.000 çokuluslu şirke-tin temsilcileri, başkanlar ve hü-kümet temsilcileri vardı. Hepsi yaklaşık 2.500 kişi. İşte dünyayı yönetenler, yoksulluktan, savaş-lara, küresel ısınmadan borçlar sorununa, küresel kapitalizmin insanlığın önüne yığdığı tüm so-runların sorumluları bunlar. Baş-bakan Tayyip Erdoğan bu kişilerin yanında olmayı tercih etti.
Öte yanda, savaşsız ve daha adil, demokratik ve eşit "başka bir dünya" için mücadele eden 200.000 insan bir araya geldi. Bizim hareketimiz, bizim kardeşlerimiz Porto Alegre'de buluştu.
Porto Alegre'de
yoksulların şenliği vardı
Beşinci Dünya Sosyal Forumu (DSF) 26-31 Ocak arasında, 122 ülkeden 5700 toplumsal hareketin katılımıyla gerçekleşti. DSF dayanışma ve mücadelenin izlerini taşıyor. Oluşturulan on iki çadır, yerli halkların mücadelesi, siyahlar, Filistin, işçi sınıfı, kırsal reformlar, vb dayanışma ve mücadele alanlarına ayrıldı. DSF 2005'de 2000'i aşkın etkinliğin yanı sıra, toplumsal hareketler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve dünyanın her bir yanından katılan aktivistler, küresel kapitalizme karşı mücadelenin deneyimlerini paylaştı ve küresel kapitalizme karşı başka bir dünya seçeneklerini tartıştı.
DSF sadece entellektüel tartışmaların yapıldığı bir etkinlik değil. Aynı zamanda mücadelenin içindekilerin buluştuğu bir zemin. Hareketin aktivistleri bir yandan tartışırken, bir yandan da yeni mücadele takvimleri belirleniyor. Örneğin dünya savaş karşıtları buluşmasında 19 Mart küresel eylem günü ve diğer savaş karşıtı mücadele perspektifleri tartışıldı. Açılış öncesi gerçekleşen eyleme 200.000 kişi katıldı. İlk gün Filistinli örgütler, Filistin'e özgürlük için yürüdü. Böylece Davos'ta 2500 kadar dünya ekonomisinin elitlerinin rahatı için kenti halka yasaklayan zihniyetin karşısında, Porto Alegre kentinin her yerini mücadele alanına çeviren bir sosyal forum vardı.
Çokuluslu şirketleri boykot eden "dayanışma ekonomisi" üreticisi işçilerin düzenlediği etkinliklerde 90'dan fazla konu ele alınarak, tartışıldı. Geçtiğimiz yıl Mumbai'de 50 ülkeden aktivistin katılımıyla düzenlenen Dünya Sağlık Forumu, bu yıl da düzenlendi.
Dünya Sosyal Forumu bir kez daha ezilenlerin şenliği oldu. DSF gelecek yıl dünyanın bir çok bölgesinde gerçekleşecek. 2007 yılında ise Afrika'da düzenlenecek.


Rakamlarla DSF 2005
l 150.000 kişi katıldı
l Katılanların geldiği ülkeler: 122
l Katılan örgüt sayısı: 5.700
l Gençlik kampına katılım: 40.000
l Etkinlik sayısı: 2.000
l Tematik konular için ayrılan alan 18 stadyum büyüklüğündeydi.
l Etkinlikler için 203 salon ve 295 çadır ayrılmıştı.
l Etkinlik alanının oluşturulması için 1.900 işçi 40 gün boyunca çalıştı.
l 700 bilgisayar ve toplam 1.000 kadar internet erişim noktası oluşturuldu.
l 30 cafe, 11 enformas-yon merkezi, 4 ilk yardım istasyonu, 600 tuvalet,
4 yemek alanı, 60 büfe oluşturuldu.
l 1.500'den fazla işçi yemek, giyim ve çöp geridönüşümü gibi işlerde görev aldı.
l 69 ülkeden 5.421 gazeteci forumu izledi.


Sosyal forumlar anti-kapitalist hareket ve toplumsal direniş açısından niçin önemli?
1. Sosyal forumlar küresel ka-pitalizme karşı mücadele içindeki toplumsal hareketleri, sendi-kaları ve siyasi parti temsilcilerini bir araya getiren bir zemin oluşturuyor. Bu, küresel kapita-lizmin yeni liberal programı ve militarizme karşı olabilecek en geniş çeşitliliği barındıran bir mücadele birliği. Bu anlamıyla anti-kapitalistler açısından önemli bir olanak.
2. Bu zeminde savaş karşıtları, ayrımcılığa ve yeni liberal politikalara karşı mücadele edenler bir araya gelebiliyor. 15 Şubat 2003'de dünyanın 600 kentinden milyonlarca insanın ortak bir ey-lemde buluşmasına olanak sağ-layan eylem inisiyatifini göste-ren devrimci marksistler, eyle-min yaygınlaşmasını sosyal fo-rum zeminini kullanarak ger-çekleştirebildi. Bu nedenle bu zemin anti-kapitalistler açısından korunması gereken bir olanak.
3. Sosyal forumlar aynı zamanda anti-kapitalistlerin çok geniş bir aktivist kuşakla buluşmasına olanak sağlıyor. Bu durum, sos-yalist fikirlerinin çok daha fazla alıcı bulmasına olanak sağlıyor.
4. Yerleşik kanının tersine, küresel kapitalizmi aşacak olan 'bilinçli' bir avuç sosyalist değil, geniş işçi kitleleri. Bu nedenle devrimci Marksistler, sosyalizm adına elitist bir tavır takınmak yerine, işçi sınıfı ve kapitalizm karşıtı her mücadeleye katılmak ve bu mücadeleyi ileri çekmek için çalışmalı. Son yıllarda başta Avrupa olmak üzere büyük sendikaların forumlara olan ilgisi hızla artıyor. Avrupa Sendikalar Birliği (ETUC), İtalya'dan Cobas ve CGIL, Fransa'dan CGT, İngiltere'den TUC ve Unison gibi bir çok sendika konfederasyonu sosyal forum süreçlerine aktif olarak katılmaya başladı. Daha önce genç aktivist kuşaklardan uzak durmaya özen gösteren sendika liderliği artık ortak eylemleri onaylıyor. Bu ileriye yönelik önemli bir adım. Sendikaların tabanındaki genç işçiler müca-deleye yatkın olan genç aktivist kuşaklarla buluşuyor.
5. Sosyal forumlar konusunda, önemli bir kısmı haklılık payı taşıyan çeşitli itirazlar ve eleştiriler de söz konusu. Ancak yapı-lan eleştirilerin büyük kısmı dı-şarıdan izleyerek ve dudak bü-kerek yapılıyor. Örneğin sendi-kaların, partilerin ve sosyalistlerin yeterince temsil edilmediği yönündeki eleştiriler eksik. Çün-kü bu eleştirileri yönetenler, ek-sik gördükleri duruma müdaha-le ederek, sürecin eksikliğini ta-mamlamak üzere yapıcı katkıda bulunmaya çaba göstermek ye-rine, tam tersine, bu durumu sü-rece yeterince katılmamalarının mazareti olarak görüyorlar.
6. Sosyal forum süreçlerinden uzak durmak, insanlık tarihinin en büyük eylemlerinin gerçekleştirilmesine olanak sağlayan bu zemini reformist ve sağ akımlara teslim etmek anlamına geliyor. Sosyal forumlar, tüm dünyada yeni bir solun şekillenmesinde önemli bir işleve sahip. Öte yandan bu süreç sanılanın tersine yılda bir kez düzenlenen etkinliklerle değil, tüm yıl bo-yunca süren çok dinamik kapitalizm karşıtı yüzlerce, binlerce mücadelenin toplamından olu-şuyor. Sosyal forumlar, yılda bir kez düzenlenen bir etlinlik ol-makla sınırlı değil, tüm bu mü-cadelelerin toplamından oluşuyor. Devrimci Marksistler bu sü-reci dışarıdan izleme lüksüne sahip değil. Küresel kapitalizme karşı verilen küresel mücadelenin parçası olmak durumundayız. Yerel olanla küresel olan arasında duvarlar yok. Küresel düşünerek, yerel davranmalıyız.