Sosyalist İşçi 232 (4 Mart 2005)

 

Sayfa 12:


1 MART:
Küresel hareketin politik zaferi

"Onbinler savaşa karşı barikat oldu", "Cephe değil, siper- Başbakan Gül ve Erdoğan'ın korktuğu oldu", "Tarihi tezkere kabul edilmedi/ AKP büyük fire verince Meclis yeter sayısının salt çoğunluğu olan 268 kabul sağlanamadı", "Sonuç evet, karar ret", "Hummerlar kapıdan döndü", "Recep tayip Erdoğan: Demokrat olmaktan memnunuz", "Meclis 'savaşı' reddetti", "Hesaplar altüst", "Savaşa hayır!", "'Tezkere'ye tezkere yok...", "Meclis 'hayır' dedi, hükümet çıkış arıyor", "TBMM, tarihi oturumunda savaş tezkeresini kabul etmedi. AKP 100 dolayında fire verdi- Barış kazandı."
Bu başlıklar, 2 Mart 2003 günü çıkan Hürriyet, Milliyet, Radikal, Zaman, Sabah, Türkiye, Dünya ve Cumhuriyet gazetelerinin manşetlerinde yer alıyordu. The Guardian ise "Türkiye'nin Amerikan birliklerini reddetmesi Bush'u şok etti" başlıklı yorumla 1 Mart'ı değerlendiriyordu. 2 Mart tarihli gazeteler, benzer haberler ve man-şetlerle dolup taşmıştı. Hükümet gerçekten de sarsılmıştı. Uluslararası medya da tezkere oylamasına odaklanmıştı:
15 Şubat'tan 1 Mart'a
Önce, Floransa'da, Avrupa Sosyal Fo-rumu'nda alınan küresel eylem kararı, ardından Porto Allegre'de gerçekleşen Dünya Sosyal Forumu'nda teyit edildi. 15 Şubat daha önce eşi benzeri görülme-miş bir gösteri oldu. Atlantik'ten İzlanda'ya kadar yayılan 15 Şubat gösterileri dünyanın 600 kentinde birden gerçekleşti.
Neredeyse eyleme çıkılmayan kent yok gibiydi. Bu olağanüstü, kolay kolay tanımlanamayacak bir durumdu. Dünya çapında 20 milyon kişinin gösterilere katıldığı söyleniyordu. Aynı sloganlarla, aynı taleplerle, aynı pankartlarla, aynı kararlılık ve aynı kızgınlıkla dünyanın 600 kentinde milyonlarca insanın, anti emperyalist bir gösteriye çıkması, yepyeni bir durumdu. Bu, sadece, Bush'un kimseyi kandıramadığını, savaş yalanlarının ipliğinin küresel ölçekte pazara çıktığını göstermekle kalmıyordu. Anti kapitalist savaş karşıtı hareket, savaş başlamadan Bush'u politik olarak mağ-lup etmişti. New York Tımes gazetesi, artık dün-yada iki süper gücün oldu-ğunu, ABD'nin gücünün karşısında küreselleşme karşıtlarının gücünün dikildiğini anlatmak zorunda kalıyordu. Seatlle'dan beri atılan hiçbir adım boşa gitmemişti…
1 Mart: Bush'a attığımız tokat
1 Mart eylemine birkaç gün kala Bakanlar Kurulu, meclis'e sunulacak tezkereyi imzalamış ama enteresan bir biçimde hükümet içinde savaş konusunda çatlak ortaya çıkmıştı. Meclise sunulan tezkere, Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez kapsamlı asker konuşlanmasına olanak tanıyordu. Tezkerenin TBMM'de kabulü durumunda Türkiye'nin limanları, havaalanları, demiryolları, hava sahası ve toprakları, ABD askerinin kullanımına açılacaktı. Yurtdışına gönderilecek Türk askerinin sayısının belirtilmediği tezkereye göre 62 bin ABD askeri, 65 helikopter ve 255 uçak 6 ay süreyle Türkiye'de bulundurulabilecekti.
Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ve Bush'un savaş kabinesinin en önemli isimlerinden Paul Wolfowitz AKP'nin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e, tezkerenin geç kalmasından dolayı "fırça" atıyorlardı. Aynı günlerde Türkiye'nin her bölgesinde savaşa karşı eylemler yapılıyordu.
Ankara Hipodrom'da mitingin başlangıç alanına girdiğimizde olağanüstü, "Başardık herhalde" dememize neden olacak coşkulu ve daha sabahın ilk saatleri olmasına rağmen alana sığmayacak kadar kalabalık bir kitle vardı. Herkes vardı. Her renk vardı. Kararlılık vardı, neşe vardı, coşku ve mutluluk vardı.
Kortejler muhalefetin tüm çeşitliliğini yansıtıyordu. Sendikalar, sosyalist partiler, Kürt hareketinin çok sayıda bileşeni, anarşistler, semt girişimleri, çevre örgütleri, dergi çevreleri, yayıncılar, savaş karşıtı gazeteciler, sağlıkçılar, eğitimciler, Altı Nokta Körler Derneği üyeleri, Türkiye Sakatlar Derneği üyeleri, eşcinsel hareketin aktivistleri, kadın haklarını savunan inisiyatifler, siyasal İslamcı çeşitli dernek ve platformlar, gençlik örgütleri, savaşa karşı olan milletvekilleri ve en önemlisi alanda ilk kez böyle bir eyleme katılan binlerce bağımsız.
"Savaştan Utanıyık"
Saatler süren eylemde Fehat Tunç ve Edip Akbayram savaş karşıtı şarkılarla alana sığmayan 100 bin kişiyi kelimenin tam anlamıyla coşturdular. Yürüyüş boyunca ve miting alanında tüm kortejlerden ortak sloganlar yükseliyordu: "Çıkarsa tezkere Meclis gitsin askere", "Katil ABD işbirlikçi AKP", "Savaşa hayır!". Bergama köylüleri, "Savaştan utanıyık" dövizleriyle yürürken, "Şarjörünü boşalt savaşa teslim ol" dövizleri dikkat çekiyordu. Mazlum-Der "Evet oyu atma şerefini satma" sloganıyla yürürken, savaş karşıtı birleşik kortej, "Biz anti anti kapitalistiz", "Katil Bush, hesap ver, bugün kaç çocuk öldürdün", "Irak halkı yalnız değildir", "Biz bu savaşı durdurabiliriz", "Bush, Blair, Berlusconi, katiller", "Çıkarsa tezkere Tayip gitsin askere", "Ampul Tayip", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Milyonlar aç, işgal altında yaşasın küresel intifada" sloganları atarak giderek büyüyen bir kortej halinde ilerledi. Tüm miting alanının ve kortejlerin belirgin bir özelliği de genç göstericilerin sayısındaki fazlalıktı. Mitingin bir başka özelliği de katılımın yığınsal olmasında da büyük rol oynayan Ankaralıların eyleme yoğun ilgi göstermeleri ve çok sayıda Ankaralının eyleme nerdeyse ailece katılmalarıydı.
Mitingin gerçekleştiği Sıhhiye Meydanı her renkten flamayla, pankartla, binlerce "Savaşa Hayır!" döviziyle, kelimenin tam anlamıyla tıklım tıklımdı. Akşama doğru mitingin bitmesi yaklaştığında, kürsüden hala kortejlerin miting alanına giremediği, yürüyüşün hala devam ettiği duyuruldu.
Son konuşmalardan önce, kürsü, mitinge katılanlara tezkereyi oylattı. 100 bin kişinin elini kaldırıp tezkereye hayır demesi görülmeye değer bir sahneydi.
Mitingin bitmesiyle, binlerce insan çok önemli bir adımın atıldığının bilinciyle, yeniden kortejler halinde geriye, mitingin başladığı buluşma noktasına doğru yürüyüşe geçti. Mecliste neler olabileceğini kimse kestiremiyordu ama halkın meclisi, savaş istemeyen %90'lık büyük çoğunluk adına Ankara'da Sıhhiye Meydanı'nda bir araya gelen 100 bin kişi kararını açıklamış, tezkereye hayır oyu vermiş, mecliste tezkereye hayır oyu vermek isteyen milletvekillerinin elini güçlendirmiş, hükümete, tezkereyi meclisten geçirirse nasıl bir toplumsal güçle karşı karşıya kalacağını göstermişti.
1 Mart'ta en yüksek noktasına ulaşan savaş karşıtı aktivizm çok önemliydi. Sayısız kurumdan yüzlerce aktivistin birlikte örgütlediği bu dönemde hareketimiz Bush'un savaş planlarını kısmen de olsa aksatmayı başardı.
1 Mart'ta bu suça sessiz kalma suçunu işlemediğimizi kanıtladık.
15 Şubat'ta tüm dünyada, 1 Mart'ta Türkiye'de savaş karşıtları Bush'a inanmadıklarını, bu savaşın hiçbir haklı gerekçesi olmadığını savunarak uzak görüşlülükte, onurlu tutum almakta ve politik hadiseleri kavrayışta savaşı savunanlardan ne kadar ileride olduklarını da gösterdiler.
Bush'un yalanlarına ortak olmamak başlı başına bir erdemdi ve savaş karşıtları bu erdemliliği gösterdi.
Bugün savaş karşıtı hareket geri çekilmiş değil,i çünkü Irak halkı geri çekilmedi. Irak halkı direniyor. Anti kapitalist aktivist Arundhati Roy tüm dünyadaki muhaliflere şu çağrıyı yapmıştı: "Biz, işgale karşı küresel direnişin kendisi olmalıyız."
Şimdi önümüzde 19 Mart, işgale karşı küresel eylem günü var. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, 1 Mart'ı yaratan hareketin mirasını devralarak savaş karşıtı küresel hareketin örgütlenmesinde aktif bir biçimde yer alıyor.
Bush'un savaş ve işgal yalanlarına karşı kaybedecek tek bir saniyemiz bile yok. 19 Mart eylemini yığınsal yapmak için çalışmalıyız. 15 Şubat ve1 Mart, bize neleri başarabileceğimizi hatırlatmaya devam ediyor.

Şemsi DİNÇ


15 Şubat’ta gösteri yapılan kentlerin bir kısmı

Roma: 2 milyon, Londra: 2 milyon, Barce-lona: 1 milyon, Madrid: 1 milyon, Paris: 300 bin, New York: 400 bin, Berlin: 1 milyon, Seville: 250 bin, Melbourne: 200 bin, Atina: 150 bin, Oviedo İspanya: 200 bin, ,Montreal: 150 bin, Dublin: 100 bin, Brüksel: 100 bin, Lizbon: 100 bin, Las Palmas: 100 bin, Cadiz: 100 bin, Amsterdam: 80 bin, Toronto: 80 bin, Stockholm: 100 bin, Los Angeles: 100 bin, Glasgow: 60 bin, Oslo: 60 bin, Seattle: 55 bin, Montevideo: 50 bin, Stuttgart: 50 bin, Selanik: 40 bin, Kopenhag: 40 bin, Bern: 50 bin, Sao Paulo: 30 bin, Girona: 30 bin, Vancouver: 30 bin, Göteborg: 30 bin, Tokyo: 25 bin, Budapeşte: 20 bin, Newcastle: 20 bin, Viyana: 20 bin, Lyon: 20 bin, Buenos Aires: 50 bin, Perth: 20 bin, Irunea, Bask: 20 bin, Montpeilier: 20 bin, Lüksemburg: 20 bin, Buenos Aires: 15 bin, Rio de Janeiro: 15 bin, Helsinki: 15 bin, Toulouse: 8 bin , Canberra: 15 bin, Trondheim: 10 bin, Kalküta: 10 bin, Johannesburg: 10 bin, Minneapolis: 10 bin, Zagreb: 10 bin, San Diego: 10 bin, Philadelphia: 10 bin, Edmonton: 10 bin, Auckland: 10 bin, Tel Aviv: 5 bin, Şam: 200 bin, Beyrut: 10 bin, Minsk: 1500, Stuttgart: 60 bin, Nürnberg: 10 bin, Heilborn: 5 bin, Kostanz: 3 bin, Lingen: 2500, Bonn: 5 bin, Siegen: 5 bin, Meppen: 2 bin, Mainz: 1000, Landau: 1000 kişi.