Sosyalist İşçi 248 (4 Şubat 2006)

 

Sayfa 16 :

Dünya Sosyal Forumu’nda en çok duyulan söz
DEVRiM

Altıncı Dünya Sosyal Forumu ve İkinci Güney Amerika Forumu'nun Caracas'ta yapılması gerçekten çok iyi oldu. Latin Amerika'daki sol partilerin başarısının etkisiyle sosyal forumun politik havası oldukça radikaldi. Özellikle Venezüella, Bolivya ve Kübalı konuşmacılar kendi deneyimlerinden yola çıkarak "başka bir dünya mümkün" sloganının gerçekleşmesinin yollarını tartıştırdılar. Caracas'ın atmosferi ise başlı başına iyiydi. Yıllar süren askeri diktatörlükten çıkmış olmanın, yeni bir sosyal düzen kurmanın heyecanı herkesin üstünde var. Sokaklarda insanlar Chavez tişörtü, şapkası, rozeti, yaka kartıyla dolaşıyor. Caracas'in her yeri Chavez posterleriyle dolu. Sokakta Chavez adını duyan herkes gülümsemeye ve bir şeyler anlatmaya başlıyor. Milyonlarca yoksul için Chavez bir umut. Yoksullara toprak ve ev verme projeleri büyük destek buluyor. Sağlık ve eğitim alanındaki reformlar durumu önemli ölçüde düzeltmiş. Ancak özellikle orta sınıf ve büyük burjuvazi Chavez düşmanlığı yapıyor. Pazar günü Chavez karşıtı gösteriye 10-20 bin arası insan katılmış. Bazı yoksullar ve işçiler de reformların istedikleri hızda olmamasından ve ortalığın militarize olmasından şikâyetçiler. Ama bunlar küçük bir azınlık. Büyük çoğunluk Chavez'i destekliyor. Seçimde Chavez'i sekiz öğretmen sendikasından sadece biri desteklerken, şimdi desteklemeyen sadece bir tanesi. Chavez için 10 milyon oy kampanyası oldukça iyi gidiyor. Bütün bu işaretler normal demokrasi koşullarında Chavez'in 2012 yılına kadar yönetimde kalacağını gösteriyor. Halkın en büyük korkusu bürokrasinin veya burjuvazinin Chavezi ikna etmesi ve Chavez'in halka sırtını dönmesi. Ancak bu yakın zamanda uzak bir ihtimal gibi gözüküyor. Bolivar meydanı trafiğe kapatılmış ve rengarenk stantlar, müzik gösterileri ve politik tartışmalarla dolu.
Forum süreçlerinin siyasi partilerden bağımsız olması gerektiği ilkesi burada hiçbir anlam ifade etmiyor. Burası yeni Latin Amerika politikasının zaferinin kutlandığı bir festival görünümünde. Chavez veya Bolivar devriminden bahseden herkes alkışlanıyor.
Kübalı konuşmacılar her platformda söz alıyor ve dakikalarca sloganlarla dinleniyorlar. Morales'ten bahsedildiğinde ise Forumcular neredeyse kendilerini kaybediyorlar. Ancak yeni politikanın nasıl tanımlanacağı konusunda farklılıklar ve gerilimler var. Bazıları bu politik harekete Brezilya ve Arjantin'i de katı-yor ama diğerleri karşı çıkıyor. Özellikle Haiti'den Brezilyalı askerlerin bir an önce çekilmesi gerektiğine ilişkin pek çok konuşma yapılıyor.
Tüm toplantılarda Latin Amerika'da olanlar büyük bir şevkle anlatılıyor. Amerikan üslerine karşı kampanyalar, kooperatifler, sendika hareketleri, sağlık ve eğitim alanındaki reformlar saatlerce dinleyici buluyor. Herkes durumun öneminin farkında, bundan sonra daha ileri nasıl gidiliyor tartışmaları yapılıyor. Avrupa'dan gelenler bile şimdi Latin Amerika zamanı diyorlar.
Sosyal Forum Asya'da veya başka bir yerde de olsa ana gündem Latin Amerika olmalıydı diyenler bile var. Herkes bu yeni politik dönemi tartışmak, deneyimleri dinlemek istiyor. Toplantılar giren çıkan binlerce insanla dolu.
Çarşamba günü yapılan yaklaşık 100 bin kişinin katıldığı yürüyüş aynı havayı yansıtıyordu. Savaş karşıtı pankartlar taşıyan onlarca kampanya, Latin Amerika kadınlarının dünyayı değiştirecek güçte olduğunu haykıran binlerce kadın, başka bir dünya mümkün diyen binlerce öğrenci, sömürgecilikten imanları gevremiş ülkelerin beraber Amerika'ya ve emperyalizme başkaldırması gerektiğini haykıran on binlerce Latin Amerikalı, özgürlük isteyen yüzlerce Filistinli, kendi kültürlerini yaşatmak isteyen binlerce yerli, topraklarından zorla koparılmış binlerce köylü, doğru dürüst sosyal haklar elde edememiş işçiler aynı sloganda birleşiyor: "El Pueblo unido, Jamas sera vencido " (Birleşen halklar yenilmezler). İkinci en çok atılan slogan "Viva Chavez, Morales" idi.
Halkın bu iki lidere duyduğu güven inanılmaz. Ardından, tabi ki Castro ve Bachelet, geliyor. Toplantılarda ikinci en çok vurgulanan ve alkış alan konuşmalar savaş ve Irak işgali ve bunlara karşı mücadeleyi anlatan konuşmalar oldu. Amerikan savaş karşıtı hareketten Cindy Sheehan burada büyük ilgi gördü, kendisinden imza isteyenler bile var. Yirmi kişi ile başlayan savaş karşıtı gösteri on dakikada 200 kişiye ulaşıyor. Son dakikada duyurusu yapılan, programa bile girmeyen savaş karşıtı toplantı 200 kişi ile toplanıyor.
Üç günlük deneyim gösterdi ki Dünya Sosyal Forumu üçe bölünse de aynı güce hâlâ sahip. "Neoliberalizme, savaşa ve emperyalizme karşı" hâlâ söyleyecek çok şeyimiz var. Burjuvazi Davos'ta 2006 yılında neo liberal programını, savaş politikalarını ve saldırılarını nasıl yaygınlaştıracağını tartışırken, biz Mali, Venezüella ve Pakistan'da bunları nasıl durduracağımızı tartıştık. Latin Amerika'nın, 15 Şubat 2003 ve diğer tüm savaş karşıtı gösterilerin, Avrupa'daki "AB'ye hayır" kampanyalarının ve seçimlerdeki sol partilerin kazandığı oyların bize verdiği güçle 2006'yı da bizim yılımız yapacağız.
Şimdiden onlarca büyük kampanya saldırıları püskürtmek, hızlarını kesmek için devam ediyor. 18-19 Mart'ta tüm dünyada yüz binler Irak işgali ve savaşlara karşı sokakta olacak, bu sene Rusya'da yapılacak G 8 zirvesine karşı gösteriler olacak, Dünya Ticaret Örgütü, IMF ve Dünya Bankası toplantılarını iyice izole yerlerde yapsalar da küreselleşme karşıtlarından kurtulamayacaklar, iklimi dünyayı mahvedecek şekilde değiştirenler toplantılarında çevrecilerin baskısını hissedecekler. Dünyanın efendilerine kötü bir haberimiz var: İkinci süper güç büyüyor…

Yıldız ÖNEN
(Caracas, Venezüella’dan yazdı)