Sosyalist İşçi 250 (10 Mart 2006)

 

Sayfa 10 :

Lindsey German:
"Hitler de Yahudilerin karikatürlerini çizdirmişti"


Amerika'nın 'terörizme karşı savaş' politikasının, Amerika'nın rakipleriyle olan rekabetindeki rolü nedir?
Bence Amerika'nın 'savaşa karşı terörizm politikası', Amerika'nın şu an yapmaya çalıştıkları açısından çok merkezi bir role sahip. Amerika gerçekten dünyayı kendi istediği şekilde yeniden şekillendirmek istiyor, dünyayı ekonomik olarak kontrol etmek istiyor. Ve Amerika'nın bu çabası, pratikte çeşitli zorluklara neden olduğu için, aynı zamanda büyük bir askeri güce ihtiyaç duyuyor. Terörizme karşı savaş aslında işte tam da bu noktada çok önemli. Sorun şu ki, Amerika bütün diğer rakiplerinden çok daha üstün olan bir askeri güce sahip, fakat ekonomik olarak aynı derecede güçlü değil. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, Amerika hem askeri hem de ekonomik olarak dünyadaki en güçlü ülkeydi. Ayrıca karşısında bir süper güç olarak Rusya vardı. Bugün Amerika'nın karşısında bir süper güç yok, ancak karşı karşıya olduğu Avrupa Birliği, Asya Bloğu ve özellikle Çin gibi rakipler var.

Özellikle burjuva teorisyenleri Amerika'nın Irak savaşında başarılı olduğunu, örneğin Saddam'ı devirmeyi başardığını söylüyorlar. Siz bu konuda ne diyorsunuz?
Tabii ki bence durum tam tersi. Tabii ki Saddam devrildi, ama zaten bu Amerika'nın orada yaptığı işin en kolay olan parçasıydı. Şu anda Irak'taki durum tam bir felaket. Saddam, Irak halkı tarafından sevilmemesine rağmen, Irak halkı Saddam rejimi altında daha iyi koşullarda yaşadıklarını söylüyor. Amerika'nın Iraklıları kabul etmeye zorladığı Anayasa ile yapmaya çalıştığı şey, Irak'ı Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında üçe bölmektir. Amerika İran'a saldırdığında, Irak'ın güneyinde yaşayan Şiilerle İran'daki Şiiler arasında bir ittifak kurulmasına neden olacak. Bu, Suriye'yi, Ürdün'ü, Lübnan'ı ve tabii ki İsrail'i etkileyecek. Bu duruma baktığınızda bölgenin ne kadar istikrarsız hale gelebileceğini görmek hiç de zor değil. Ve hatta Kürtlerin durumunu düşündüğünüz zaman bile… Kürtlerin durumu Türkiye açısından önemli bir konu. Aslında Kürtler Irak'ta emperyalizm tarafından kullanıldılar. Amerika İran'a saldırırken de Kürtleri kullanacaktır. Ve bu dünyada da büyük bir istikrarsızlık yaratıyor. 11 Eylül saldırıları gerçekleştiğinde, hiç kimse İngiltere'nin, Türkiye'nin ya da Avrupa'daki herhangi bir yerin El Kaide'nin hedefi olabileceğini düşünmedi. Şu anda İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın elinde, hangi ülke vatandaşlarının İngiltere'ye giremeyeceğine dair uzun bir liste var.

Amerika çekilirse Irak'ın bir iç savaşa sürükleneceği iddiası konusunda ne diyorsunuz?
Evet, bu her zaman söylenen bir şey. Fakat bunun doğru olduğuna dair herhangi bir kanıt yok. Iraklılara göre, bu patlamaların çoğu Amerika ya da Amerika için çalışan insanlar tarafından gerçekleştiriliyor. İkinci nokta ise, Irak'taki asıl bölünme Sünniler ve Şiiler arasında değil, Amerikalıların kalmasını isteyen ve azınlıkta olan Iraklılar ile, işgal güçlerinin gitmesini isteyen ve çoğunluğu oluşturan Iraklılar arasında. Tabii ki işgal güçleri asıl bölünmenin bu şekilde olduğunu kabul etmek istemiyorlar, çünkü bu Irak halkının çoğunluğunun onları istemediği ve Irak'tan çekilmeleri gerektiği anlamına geliyor.

Müslümanların Savaşı Durdurun Koalisyonu içindeki rolü ve önemi nedir?
11 Eykül'den sonra bilinçli olarak, müslümanlara yönelik bir ırkçılık var. Ve eğer onlarla birlikte çalışmayı başaramazsanız dünyada son dönemde gelişen bu ırkçı aşağılamalara ve saldırılara karşı çıkmanız mümkün değil. Örneğin, karikatür meselesini ele alırsak, Almanya'da Hitler iktidara geldiğinde Yahudilere karşı ilk yaptığı şey, gazetelerde onları aşağılayan karikatürler yayınlatmak olmuştu. İngiltere'de bu konuda üç gösteri oldu. Müslümanlar Birliği tarafından yapılan gösteriye yüzbinlerce kişi katıldı, içinde sendikalar da vardı. Ve konuşmacılar aynı zamanda müslüman topluluğuna 'bu saldırılara tek başınıza karşı çıkamazsınız, daha geniş bir hareketin parçası olmalısınız' mesajını verdi. Bu bizim müslümanları kazanmamızın da tek yolu.

Bu hareket dünyayı ve İngiltere'yi nasıl etkiledi?
Evet doğru savaşı durduramadık, fakat bu savaşın İngiltere'deki temel konu olarak gündemde kalmasını sağladık. Mesela Körfez Savaşı olduğunda, ya da Irak'a yaptırım uygulanmaya başladığında, çok kısa süre sonra insanlar bu olanları unuttular. Fakat şimdi bu hareket sayesinde Irak'ta olup bitenler sürekli olarak dünyanın ve İngiltere'nin gündeminde. Bu hareket sayesinde Tony Blair'in oyları düştü ve insanlar bunun nedeninin bu savaş olduğunu düşünüyorlar. İskoçya'daki yerel seçimlerde İşçi Partisi bir çek yerde kaybetti. Ve bu hareket İngiltere'nin bir daha böyle bir savaşa girmesini eminim çok zorlaştıracaktır.

Gösteri ya da toplantı yapmak ne işe yarar?
Bizler, dünyada ilk kez daha savaş başlamadan büyük bir hareket yaratmayı başardık. Bir de bu hareketin hiç olmadığını, insanların savaşı görmezden geldiğini düşünelim. Ayrıca bu hareket sayesinde Irak'ta direnen insanlar kendilerini yalnız hissetmiyorlar. Bu hareket sayesinde şimdi Bush için İran'a saldırmak çok daha zor.

Sizce bu hareket nereye doğru gidiyor?
Dünyadaki bütün hareketler bir şeye karşı olarak başlamış, fakat sonra başka yönlere gitmişler, insanlar başka politik hareketlere katılmışlardır. Ayrıca şu anda dünyada çok öenmli başka gelişmeler var, Latin Amerika'da neo-liberalizme karşı yaşanan mücadele çok önemli. Vietnam savaşı sırasında da sadece savaşa karşı gösteriler olmadı, öğrenci hareketi vardı, sivil haklar hareketi, kadın hareketi vardı ve bunlar bir araya geldiklerinde kocaman bir hareket oluşturmayı başardılar. Ayrıca bizler detabii ki önümüzdeki yirmi yıl boyunca sürekli gösteri yapmak istemiyoruz. 10 Aralık'ta Londra'da gerçekleşen Barış Konferansı'nda söylendiği gibi, bizler sadece savaşa karşı değiliz, bizler aynı zamanda neo-liberal politikaların hakim olmadığı, zengin ve fakir arasındaki farkın bu kadar büyük olmadığı bir dünya istiyoruz.

Bush'un İran'a yönelik tehditleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bence Bush İran'a saldıracak. Fakat asıl öenmli olan nokta şu, birincisi, ne zaman Bush böyle bir saldırı tehdidinde bulunsa öncelikle bir sürü propagandaya maruz kalıyoruz. Irak ve Afganistan hakkında söylenen yalanlara çok benzer yalanlar şimdi de söyleniyor. Ancak hem Irak'taki hem de Afganistan'daki durum ortada. Şimdi İran'da da rejimin kötü olduğu söyleniyor. Ancak bence şunu hiç unutmamalıyız, burada mesele rejimlerin iyi ya da kötü olması değil, emperyalizmdir, emperyalizme karşı çıkmaktır.


Lindsey German kimdir?
Lindsey German 30 yıldan daha uzun bir zamandır, İngiltere'de bir sosyalist ve kampanyacı olarak faaliyet sürdürüyor. Kendisi, kadın, savaş, emperyalizm ve işçi sınıfı üzerine kitaplar yazdı. Uzun yıllar boyunca Socialist Review dergisinin editörlüğünü yaptı ve halen Savaşı Durdurun Koalisyonu (Stop the War Coalition)'un yürütme kurulu üyesi olarak çalışıyor. 15 Şubat 2003'de Londra'da yapılan ve 2 milyon kişinin Irak'ın işgaline karşı yürüdüğü gösteri de dahil olmak üzere, pek çok savaş ve işgal karşıtı gösterinin ve etkinliğin örgütlenmesinde yer aldı. İngiltere'de 2005 yılında yapılan yerel seçimlerde RESPECT'ten Londra Belediye Başkanı adayı oldu.


Savaşı Durdurun Koalisyonu nasıl kuruldu?
11 Eylül'den sonra dünya büyük bir şok geçirdi ve politik olarak her şey değişti. SWP içindeki bizler bu gelişmeler karşısında bir hareket inşa etmenin gerekli olduğuna karar verdik. Londra'da bir toplantı çağrısı yapmaya karar verdik. Bu toplantıdan bir hafta sonra bir örgütlenme toplantısı yaptık. Bu toplantıya 500 kişi geldi ve bu toplantıda neler yapılması, nasıl yapılması gerektiğini tartıştık. Bu toplantıda yapmayı başardığımız şey 'savaşı durdurun' sloganı üzerinde anlaşmayı başarmak oldu. İngiltere'de sendikaların büyük bir çoğunluğu bu koalisyonun içinde yer aldılar ve bu bizim için çok önemliydi. Her iki toplantı da çok sayıda genç müslüman vardı. Bu toplantıda Öncelikle bu koalisyonun anti-emperyalist olması gerektiğini söyleyen sekter sol ile tartıştık. Bu koalisyonun herkese açık olması gerektiğini söyledik. Birkaç ay sonra bir konferans düzenledik ve bu konferansa bazı bilinen isimler, George Galloway, Jeremy Corbin gibi milletvekillerini davet ettik. Ve bu toplantıda Savaşı Durdurun Koalisyonu'nu kurduk. Ama bu arada, Afganistan'a yönelik saldırıya karşı bir gösteri çağrısı yaptık. Ancak bu Afganistan'dali savaşın sonlarına doğru gerçekleştiği için herkes gösterinin küçük olduğunu düşünüyordu. Ancak 100 bin kişi geldi. Daha sonra, 'Irak'a Saldırma' başlıklı bir gösteri düzenledik, 20 bin kişi geldi. Ardından Filistin'de büyük bir katliam gerçekleşti ve İngiltere Müslümanlar Birliği bunun için 70-80 bin kişinin katıldığı bir gösteri yaptı. Biz de o gösteriye katıldık, ben bir konuşma yaptım. Daha sonra Eylül ayının sonunda, İşçi Partisi konferansının toplandığı sırada Irak konusunda yeniden büyük bir gösteri yapmaya karar verdik. Müslümanlar Birliği bu tarihin aynı zamanda İntifada'nın yıldönümü olduğunu söyledi ve gösteriyi birlikte örgütlemeye karar verdik ve bir araya geldik. İlk başta müslümanlarla çalışmak bizim için çok zordu ve eminim onlar için de bizimle çalışmak zordu. İlk gösteride Müslümanlar Birliği'nden gösteriye katılanların hemen hemen hepsi erkekti ve dini yönleri çok baskındı. Zamanla onlar da büyük değişim geçirdiler, kadınlar gösterilere katılmaya, hatta konuşmalar yapmaya başladılar. Ondan sonra bildiğiniz gibi 15 Şubat'ta 2 milyon kişini katıldığı gösteri gerçekleşti, George Bush İngiltere'ye geldiğinde büyük bir gösteri oldu. Şimdi ise artık çok daha geniş çevrelerin, sendikaların desteklediği ve içinde yer aldığıo bir hareket haline geldik. Ayrıca artık daha çok sayıda kampanya var. Sivil özgürlüklere yönelik saldırılara karşı kampanya var vs.