Sosyalist İşçi 266 (30 Aralık 2006)

 

Sayfa 2 :


Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası
Yasa ertelendi
mücadele durmayacak
Anayasa Mahkemesi tarafından bazı maddeleri veto edilen Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası(SSGSS) Yasası 6 ay ertelendi.
SSGSS'nin yürürlüğe girmesinde ciddi çıkarları olanların (patronların) klubü TÜSİAD yasanın seçimden önce çıkarılması gerektiğini, bunun önemli olduğunu vurgularken, hükümet tarafından yasayla hiç alakası olmadığı iddia edilen İMF ise ertelemeden doğan sonuçlar için (yeni finans kaynakları bulmak gibi) elinden geleni yapacağına açıklayarak hem hükümeti hem de TÜSİAD'ı rahatlattı.
Anayasa Mahkemesi esasen yasanın sağlıkla ilgili bölümlerine bir madde hariç hiçbir karşı görüş getirmezken, emeklilik yaşının yükseltilmesinin memurlar kısmına karşı çıkmıştır.
Bu karşı çıkış ile oluşturulması planlanan tüm emeklilik fonlarının (Emekli Saandığı, Bağ-Kur, SSK) birleştirilmesi işlemi mümkün olamayacağı için sistemin ana hatları uygulanamaz hale gelmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin karşı çıkışı ile bizim karşı çıkışımız aynı değildir. Çünkü Anayasa Mahkemesi emeklilik yaşı 9000 güne çıkarılmasın demiyor. Memurların şu anki düzenlemeleriyle bunu yapamazsınız diyor.
Sağlıktaki dönüşüme ise diş protezlerindeki uygulama haricinde karşı çıkmıyor. Aslında yasa geneli itibariyle onaylanmış durumda, fakat uygulamada aksamalar yaratacak kısımların düzeltilmesi gerekiyor sadece.
Yapılması gereken bazı düzenlemeler hükümet açısından ciddi sorunlar yaratabileceği için bu işlemin seçim sonrasına bırakılması konuşuluyor.
Bu ertelemenin arkasındaki tek sebep CHP'nin ve Cumhurbaşkanının Anayasa Mah-kemesi’ne baş-vurması değil elbet-te. Yasaya karşı yapılan çok sayıda eylemin de ertelemede etkisi olduğunu unutmamak gerekiyor.
Hükümet sessizce geçirmeye çalıştığı saldırı yasalarını birer reform gibi göstererek seçimde de bundan olumlu şekilde faydalanmak istiyordu. Ancak yapılan onca toplantı ve mücadele (sadece Mart ayında yapılan referandumda 2.5 milyon kişiye yasanın olumsuz-lukları anlatılmıştı) takkeyi yere düşüremese de kenara kaydırarak kelin bir kısmının görünmesine sebep oldu. Birçok insan gelmekte olan yasanın iyileştirme değil saldırı paketi olduğunu bilir hale geldi.
Bu ertelemenin bizim ta-rafta rehavete sebep olması muhtemeldir. Oysa yasa rafa bile kalkmış değildir, mümkün olan ilk fırsatta karşımıza çıkarılmak için gerekli düzenlemeler yapılacak ve hemen geçirilecektir.
Bu yasayı tamamlayan aile hekimliği pilot uygulamasına geçiş için sıraya alınan illerde hazırlıklar devam ediyor. Bu sebeple yasanın geri geleceğini bilerek ancak zaman kazanmış olmanın getirdiği rahatlıkla iyi hazırlanmış işler yapmak üzere adımlar atmalıyız.
Her ne kadar toplumun %95’inin karşı çıkabileceği şeyler olsa da bu yasalar gerek hükümet gerekse de medya tarafından öyle bir anlatılıyor ki çok güzel ge-lişmeler olacak zannediliyor. Öyleyse ilk olarak bu yanılsamayı ortadan kal-dıracak işlere hız vermeliyiz. Bulunduğumuz her yerde hatta bulunmadığımız ama arkadaşlarımızın bulunduğu yerlerde, evde, iş yerinde kaç kişinin katıldığına bakmaksızın toplantılar yapmalıyız.
Toplantıya katılanların da bunları gidip başkalarına anlatmalarını sağlamalıyız. İyi hazırlanamadığımız 2006 Mart'ındaki referandumda 2.5 milyon kişiye ulaşabildiysek bunu aylara yaydığımızda Türkiye'de ben bunun böyle olduğunu bilmiyordum diyen insan kalmamacasına bunu becerebiliriz.
Bütün bu bilgilendirme faaliyetinin yanı sıra arada sempozyum, panel, şimdi ne yapı-yoruz tarzı toplantılar yapmak, stand açmak, şenlik düzenlemek, basın açıklamaları yapmak gibi işlerle de toplumdaki tüm örgütlü güçlerin bir araya gelişinin önünü açmalıyız.
Bütün bu örgütlenişi mümkün olduğunca birleş-tirerek merkezi bir mitinge, hatta genel greve dönüştürebilirsek yasayı temelli olarak çöpe gönderebiliriz.
En önemli sorunlarımızdan birisi de her zaman olduğu gibi kendimize güvenimizin tam olmaması.
Yıllardır var olan yenilmişlik psikolojisi bu konuda da kendimize güvenli adımlar atmamızın önünde engel teşkil ediyor. Oysaki bu konuda iş yapmaya başladığımızda yani etrafımızda bilgilendirme toplantıları yapmaya başladığımızda göreceğiz ki birçok insan ne yapabileceğimizi soruyor. Sormanın ötesinde harekete geçiyor.
Gerek referandumda, gerekse de 26 Kasım'da İzmir'de yapılan "Sağlıkta Yıkımı Durduralım" mitin-ginde çok sayıda hayatında ilk defa bir eyleme ya da etkinliğe katılmış insanın sürece dahil olduğunu gördük.
Özellikle de genç aktivistler bu süreçte hızla öne atılabiliyorlar. Bu sebeple medikoların kapatılmasına karşı yapılacak kampanyanın hem hızla büyümesi mümkün, hem de hızla büyüyen bu kampanya harekete geçmekte zorlanan diğer örgütlenmelere de yol gösterici olabilir.
Şimdi bu yasanın ertelenmesi sebebiyle elimize gelen yasayı topyekûn çöpe atma fırsatını değerlendirelim. Sağlık ocaklarımıza ve medikolarımıza sahip çıkalım. Sağlıklı bir gelecek için sağlıkta yıkım projesini durduralım.

Bekir Ersin


Durdurmak için 6 ayımız var
Anayasa Mahkemesi’nin SSGSS yasasında bazı maddelri iptal kararı alması üzerine hükümet yasanın uygulamaya girmesini 6 ay erteledi. Öncelikle bu karar sadece Anayasa mahkemsi’nin iptali ile değil aynı zamanda yaygın direnişle de bağlantılı. Demek ki yüklenilirse bu yasa durdurulabilir.
Önümüzde yaygın ve güçlü bir kampanya için 6 ay var. Bu süre içinde toplumu yasa hakkında bilgilendirmek ve gerçekleri açıklamak için yaygın ama çok yaygın bir kampanyaya girmeliyiz.
DSİP bütün olanakları ile dün olduğu gibi bugün de böyle bir kampanyayı inşa etmeye çalışacaktır. Bütün meslek örgütlerinin kapmanyalarını, çalışmalarını destekleyecektir.
Şimdi toplantılar düzenlemek, standlar açmak, yaygın bildiri dağıtmak zamanıdır.
6 ay sonra, ya da daha geç, yasa yürürlüğe sokulmak istendiğinde Ankara’dayız, sokakta olacağız, yasayı durduracağız. Bu kararlı tutum ne kadar yaygınlaşırsa sağlığımızı, sağlık ocaklarımızı, emekliliğimizi, medikolarımızı koruruz.




KİM NE DEDİ?


"Aç tavuk kendisini buğday ambarında sanarmış. Hayatında iki koyun gütmemiş olanlar, artık diyorlar ki erken seçim. İktidarın böyle bir derdi yokken, size ne yahu. Hani yasalara sadıktınız. Cumhurbaşkanı'nı bu parlamento seçecek."
Başbakan Recep Tayip Erdoğan

"Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer'in görev süresi önümüzdeki mayıs sona eriyor. Onu, solda bir muhalefet cephesinin başında siyasî mücadeleye atılmış hayal edenler bile var aramızda. İnsan-oğlunun hayal gücünü zincire vuramazsınız ki!"
Hakkı Devrim, Radikal yazarı

"Görev tamamlanana kadar İngiliz birlikleri Irak’ta kalacak"
Tony Blair

"Zor ve kötü bir durum. Kazanmıyoruz, kaybediyoruz." Colin Powell, ABD eski Dışişleri Bakanı (Bob Schieffer ile yaptığı röportajda)

"Henüz kaybettik.We haven't lost. And this is the time, now, to start to put in place the kinds of strategies that will turn this situation around."
Colin Powell, ABD eski Dışişleri Bakanı (aynı röportajda)

"CHP'yi sine-i millete çağıranlar, seçimlere 1 yıldan az süre kaldığını unutmamalı, buna göre yürürlükteki yasa ve anayasa hükümlerini gözardı etmemeliler. Bizden sinei millete dönmemezi isteyenler, CHP'nin bu meclisi tek başına AKP'ye teslim etmesinin ne tür sonuçlar doğuracağını da bir düşünsünler."
CHP Grup Yönetim Kurulu sekreteri Yılmaz Kaya (Sine-i millet tartışmaları üzerine)