Sosyalist İşçi 275 (17 Mart 2007)

 

Sayfa 2 :


10 bin sağlık emekçisi hükümete karşı yürüdü:
Çekin elinizi sağlıktan!

TTB, SES ve Diş Hekim-leri Birliği tarafından düzenlenen Sağlık Hakkı İçin Beyaz Miting’e katılan 10 bin sağlık emekçisi Genel Sağlık Sigortası’na (GSS), aile hekimliğine ve medikoların kapatılmasına hayır dedi. 11 Mart yürüyüş ve mitingi, son 5 yılda tek bir işkolunda çalışanların gerçekleştirdiği en büyük eylem oldu.
Sloganları, talepleri net ve somut olan bir mitingti. Ağırlıklı olarak büyük şehirlerden gelen sağlık çalışanları, AKP'nin acımasız özelleştirme ve sağ-lığı bir kâr-yatırım aracına dönüştürme girişimine karşı çıkıyordu. Ancak bir yandan da bu saldırının nasıl engelleneceği alandakilerin asıl tartışmasıydı. Bu tartışmaya açık yanıtsa bizzat katılımcılarının bir bölümünün aktivizminde yatıyordu.
GSS denilen acımasız yasanın engellenmesi gerektiğini ilk fark edenler tabandaki aktivistlerdi. İki yıl boyunca bir sendika şubesinde, sağlık ocağında, hastanede ve sokaklarda kurulan masalarda sağlıkta özelleştirmenin nasıl durdurulacağı tartışıldı. 11 Mart'ta gerçekleşen büyük miting bu aktivizmin bir sonucudur.
11 Mart mitingini İzmir, İstanbul ve Ankara'da sağlık çalışanlarıyla birlikte inşa eden Küresel Eylem Grubu başından beri bunu savunmakta. GSS ve getirdiği tüm berbatlıkları hastanelerde, sağlık ocaklarında, üniversite kampüslerinde, tüm işyerlerinde, mahallerde anlatmak zorundayız. KEG, 1 yıldır bunu yapıyor ve sağlıkta olanları anlattığımız herkes öfkeleniyor, mücadeleye bir yerden katılıyor.
11 Mart sonrası AKP karşısında daha güçlüyüz. Mitingi bir hazırlık olarak görmek gerek. Bu saldırıyı durduracak olan malesef yürüyüşler değil. Dünyanın bir çok yerinde olduğu Türkiye'de de yeni-liberal azgınlığı grevden başka durduracak bir silah yok. Şimdi asıl iş gerçekleri tüm topluma anlatmak ve sağlık çalışanlarının tepkisini açığa çıkarmak.
Medikomu Vermiyorum
KEG korteji alana aktivizmi taşıdı. Ağırlıklı olarak kadınlardan oluşan ve yaş ortalaması 20 olan KEG korteji coşkusu, renkliliği, öfkesi ve müziğiyle hep birlikte haykırdı: Sağlığımı koruyacağım, medikomu vermiyorum!
Sağlık ocakları yerine ülkü ocaklarının kapatılmasını, Tayyip'in ampülünün patlatılmasını, eğer cüret edip medikoları kapatmaya yeltenirlerse tez elden işgal edilmesini öneren KEG aktivistleri GSS karşıtı kampanyaya devam etme kararlılıklarını ilân ettiler.
Miting alanında bir toplantı yapan öğrenci aktivistler 12 Mayıs'ta Ankara'da medikoların kapatılmasına karşı buluşmayı gerçekleştirmek için üniversitelerde büyük bir kampanyaya alanda dağıttıkları 5 bin bildiriyle start verdiler.
Şimdi daha güçlüyüz
11 Mart sonrası AKP karşısında daha güçlüyüz. Mitingi bir hazırlık olarak görmek gerek. Bu saldırıyı durduracak olan maalesef yürüyüşler değil. Dünyanın bir çok yerinde olduğu Türkiye'de de yeni-liberal azgınlığı grevden başka durduracak bir silah yok.
Şimdi asıl iş gerçekleri tüm topluma anlatmak ve sağlık çalışanlarının tepkisini açığa çıkarmak. 14 Mart'ta sağlık çalışanlarının gerçekleştireceği uyarı grevi bu yönde bir adım olacak.


Aktivistler ne diyor
Emrah: Bir süredir yerellerde süren mediko kampanyası daha merkezi bir hale geldi.

İrem: Beklediğim gibi değildi ama yine de iyi bir ön adımdı, bugünden sonra kampanyaya devam edip eylemleri büyüteceğiz.

Reşit: Her zamanki gibi bombaydık! Çok fazla enerji harcamamamıza rağmen dikkat çekmeyi başardık. 12 Mayıs için umut veriyor.

Giray: Bugünkü eylem mücadelenin önünü açtı, asıl işimiz şimdi başlıyor. Medikomu Vermiyorum kampan-yasını büyütmek lazım.

Tuna: Buradaki gençlerin, hatta bütün halkın dikkatini çeken bir gruptuk. Hopladık, zıpladık yeni sloganlarımızı attık.Güzel bir resim oluşturduk. Öğrenciler olarak sağlık emekçilerinin arasında taze bir ses olarak ‘medikomu vermiyorum’ dedik.

Eda: 3-4 gün stand açtık, rozet sattık. İnsanların medikonun kapanacağından haberleri yoktu, şaşırdılar. Anlattıktan sonra bir çok kişinin ilgisini çekti, destekleyeceklerini söylediler.


Daha ne kadar çarpıtma?
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Ermeni tarihçi Ara Sarafyan’ın Harput'ta ortak çalışmadan vazgeçtiğini söylemesi üzerine medya konuyu "Ermeniler tarihi gerçeklerden korkuyorlar" şeklinde yansıttı. Her fırsatta Türk-lerin tarihleriyle, arşivle-riyle alınlarının açık oldu-ğunu söyleyen Halaçoğlu bu durumdan oldukça memnun olmuştur.
Oysa gerçek bir kez daha çarpıtıldı. Gerçekte Halaçoğlu Ermeni tehciriyle ilgili Osmanlı arşivlerinin olmadığını iki hafta önce bir televizyon kanalında açıklamıştı. Osmanlı arşiv ve belgelerinin niye olmadığına ise açıklık getirmemişti.
Şimdiye kadar ‘arşivlerde soykırım diye bir şey yok’ diyenler, bugün böyle belgelerin olmadığını söylü-yorlar. Bir çırpıda arşiv ve belgeleri yok eden Türk resmi tezi, bir sonraki adımda ne yapacak, bakalım. Belki de Ermenileri tarihin hiçbir döneminde bu bölgede varolmadıklarını söyleyecekler. Çarpıtmanın sonu yok nasılsa!


Irkçılık bitecek
"Ermeni soykırımı yoktur, bu bir emperyalist yalandır" diyerek tarihi ters yüz eden Doğu Perinçek ırkçı fikirlerinden dolayı İsviçre'de yargılandı ve ceza aldı.
Ermeni soykırımı olmuştur diyen herkesin topun ağzında olduğu, yargılandığı, hatta öldürüldüğü bir yer olan Türkiye'de ise bu, insan haklarına aykırı, düşünce özgürlüğüne saldırı nidalarıyla karşılandı.
Bu dava gösterdi ki, kendi ırkçı fikirlerine özgürlük isteyenler büyük bir ikiyüzlü-lükle hareket ediyorlar. Irkçı fikirleri toplumun çimentosu sayan Baykal'dan orduya kadar bir yelpazenin içinde küçük bir nokta olan Perinçek de bu grubun saldırgan bir sözcüsü.
Onun politikadaki 40 yıllık traji-komik öyküsünü bilenler bildiğiyle kalacak. Gelecek kuşakların böyle birinden haberi bile olmayacak. Aynen ırkçılık nedir bilmedikleri gibi.


Youtube skandalı
Youtube'da gösterilen bir videonun ardından 'atamıza hakaret ediyorlar' diye naralar yükseldi. Hemen karşı videolar hazırlandı. Söz konusu videolarda iki taraf da eşcinselliği 'hakaret' malzemesi olarak kullanıyor.
Tartışma son derece ırkçı, homofobik. Tüm bu gelişmeler üzerine kitapları, yazarları sansürleyen zihniyet çözümü internet sitesine erişimi engellemekte buldu.
Yasakçılara karşı başlatılan imza kampan-yasının ardından siteye erişim tekrar sağlanabi-liyor. Cumhuriyet Başsavcılığı olay yaratan videoyu koyan kişi hakkında 301. maddeden suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Videoyu koyan kişi hakkında takma ismi dışında hiçbir bilgisi olmayan savcılık bu konuda ABD'den yardım istedi.


Katile hâlâ ceza yok
Cumartesi günü 'Benim Hala Umudum Var İnisiyatifi' adında bir grup Agos Gazetesi önünde oturma eylemi yaptı. Grup azmettiricilerin bulunup cezalan-dırılmasını talep etti.
Hrant Dink cinayetinin üzerinden neredeyse iki ay geçti Tutuklu sayısı onbire yükseldi. Ancak soruşturmalarda hâlâ bir sonuç yok. Katil cezalandırılmıyor. Aksine milliyetçiliği her fırsatta besleyenler katili koru-yor.
Katilin adını kullanan yayınlardan 10 bin ytl para cezası isteniyor. Tutukluların soruşturmaları derhal sonuçlanmalı. Katil ve azmettiriciler cezalandırılmalıdır.


Irkçılar ve ırkçılık
Irkçı atasözleri
Arnavut’a sormuslar 'cehenneme gider misin?' diye 'aylik kac' demis.


MERAKlitus
Küresel ısınma nedeniyle kışlık giyim ürünü satan firmaların sadece Ankara'daki zararı bu kış ne kadar-dır?