Sosyalist İşçi 286 (16 Haziran 2007)

 

Sayfa 2 :


Bağımsız adaylar meclise!
Meclise Ufuk Gerek!
7 Haziran'da Kadıköy Müjdat Gezen Tiyatrosu-'nda gerçekleşen toplantıyla İstanbul 1. Bölge Bağımsız Adayı Ufuk Uras kampan-yası başladı.
KEG aktivistlerinin örgüt- lediği toplantıya 300 kişi katıldı. Meltem Oral (KEG) ve Kerem Kabadayı (Mor ve Ötesi, aktivist) modera- törlüğündeki toplantıda ilk söz Ufuk Uras'a verildi.
Ufuk Uras, alkış ve sloganlarla kesilen konuşmasında yeni-liberalizme, savaşa, küresel ısınmaya, ırkçılığa ve cinsel ayrımcılığa karşı sosyal hareketlerin birleşmesi için mücadele edeceğini anlattı. Seçim kampanyasında, ger-çek solun politikalarını hep beraber savunacağımızı vurgulayan Uras fakirlerin, dışlananların, mağdurların sesi olacağını belirtti. Bol esprili konuşması "Başka bir meclis mümkün" sloganıyla son buldu.
1,5 saat boyunca aralarında Şenol Karakaş (KEG), Bülent Aydın (Küresel BAK) ve DSİPden Doğan Tarkan'ın da bulunduğu bir çok kişi söz aldı.
Umut dolu konuşmalarda yerel kampanya çalışmaları, eşcinsel hakları, çocuk hakları, seçim kampanyasına dair öneriler dile getirildi. 100'den fazla katılımcı toplantı sırasında kampan-ya bilgi formlarını doldurarak ‘biz de varız’ dediler.
Kampanyayı yürüten Meclise Ufuk Gerek İnisi- yatifi yerel seçim büroları oluşturarak işe koyuldu. İstanbul 1. bölgede AKP'den R. Tayyip Erdoğan, CHP'den İlhan Kesici'nin karşısına çıkan Ufuk Uras'ın adaylığı bölgedeki bir çok mahalleden destek görüyor.

Meclise Baskın Gerek!
KEG aktivistlerinin çağrısıyla, 7 Haziran'da MMO salonunda gerçekleşen destek toplantısında İstanbul 2. Bölge Bağımsız Adayı Baskın Oran kam- panyası tartışıldı.
100 kişinin katıldığı toplantının açılışını Osman Kavala yaptı. Kavala, bu kampanyanın 23 Temmuz'-da sonlanmayacağını, so-runlarımıza çözüm için yola devam edeceğimizi söyledi.
Örgütlenme komitesinden Nuri Ödemiş, kampanya çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Harun Tekin (Mor ve Ötesi) "Baskın Hoca meclise gidecek, bunu böyle bilelim" sözleriyle aktivistlerin düşüncelerini dile getirdi.
Söz alan diğer aktivistler, daha önceki kampanya deneylerinden yola çıkarak önerilerini sundular. Önceki kampanyalarda ortaya konulan başka bir enerjiyi bu kez Baskın Oran için sergileyeceklerini söylediler.


Lambdaistanbul kapatılamaz!
İstanbul Valiliği hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Lambda İstanbul LGBTT Derneği'ne kapatma davası açtı. 2005'te Ankara Valiliği Dernekler Masası eşcinseller örgütü Kaos GL hakkında benzer bir dava açmış, yürütülen geniş protesto kampanyası etkili olmuş ve Ankara Savcılığı eşcinsellerin dernek kurmasının ahlaksızlık olarak nitelenemeyeceği kararını vermişti. Ancak devletin homofobik saldırısı hortlamakta gecikmedi. Ankara, İstanbul ve Bursa'da savcılar yeniden LGBTT örgütlerini kapatmak için harekete geçti. Son olarak Lamdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği hakkında kapatılma davası açıldı. Lambdaistanbul aktivistleri geçen hafta yaptıkları basın açıklamasıyla bu girişimi protesto etti. Nefret odaklarının gerginlik politikası homofobik saldırganlığı kışkırtıyor.


Baskın Oran kampanyası başlıyor

Baskın Oran 16 Haziran (Cumartesi), saat: 18.30'da, Yeni Melek Sineması'nda konuşuyor

Kampanyaya katılım için www.baskinoran.net adresine uğrayabilir, Bekar Sokak, San Han. 16/3, Beyoğlu, (Karakedi’nin üstü) adresindeki seçim koordinasyon ofisine gidebilir, şu telefonları arayabilirsiniz:

(212) 244 86 17, (212) 244 85 80,
(212) 244 85 81, (212) 244 85 66


Yaşar Büyükanıt, A. Necdet Sezer, Muhsin Yazıcıoğlu, Devlet Bahçeli:
Refleks gösterin, kan dökün!
12 Nisan'da ne mutlu Türküm demeyenleri düşman ilan Genelkurmay, 8 Haziran tarihli son sen e-muhtırasında "terör olaylarına karşı, yüce Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleks" çağrısında bulundu.
Bu refleksi tanıyoruz. Geçtiğimiz hafta sadece Kürt olduğu için satırlarla yaralanan A. Ü. DTCF öğrencisi , Adapazarı'nda Ahmet Kaya tişörtü giydiği ve Gündem Gazetesi okudukları için linç edilmek istenen iki genç aynı refleksin kurbanlarıydı.
Rekleks bu kez Şırnak ve Diyabakır'da ortaya çıktı. Şırnak'ta askerler, korucular ve zorla törene getiri- len öğrencilerden oluşan 10 bin kişilik güruh kan isteyerek yürüdü. Diyarbakır'da ADD destekli bir miting düzenleyen İP, genelkurmayın "destek vermiyoruz" açıklamasına rağmen mesajı alarak hareket etti
Genelkurmay'ın refleks çağrısına üç isim hızla karşılık verdi.
Devlet Bahçeli: Adana'da düzenlenen ve bir fiyaskoya dönüşen mitingin ardından, MHP’li faşistler 10 Haziran geceyarısı düzenledikleri yürüyüşte "Kahrolsun Kürtler", "Adana Kürtlere mezar olacak" sloganını attılar. Orduyu müdahaleye, sınır ötesi operasyona çağırdılar.
Muhsin Yazıcıoğlu: "Buna karşı topyekün savaşmaya ihtiyaç var. Sadece terör örgütüyle değil terör örgütünün arkasındaki güçlerle de savaşmamız lazım." Katillerin partisi BBP'nin başı açıkça etnik temizlik istiyor
A. Necdet Sezer: "Türkiye Cumhuriyeti birliğine, bölünmez bütünlüğüne yönelen bölücü teröre karşı haklı savaşımını, son terörist yok oluncaya kadar, ulusuyla, Türk Silahlı Kuvvetleri'yle, tüm güvenlik birimleriyle kararlılık içinde yürütecektir. Türkiye Cumhuriyeti, bu savaşımın gerektirdiği adımları, çekinmeden ulusuyla bütünleşerek atacak, bu ve benzeri hain eylemlere kalkışanlara hak ettikleri yanıtı verecektir."
Faşist partilerin iki li- deri, toplumsal desteği bulunmayan bir Cumhurbaşkanı, Genelkurmay'ın çağrısında birleşerek kareyi tamamlıyor.
Toplumdaki azınlık güçlerinin oluşturduğu ırkçılık, nefret, savaş refleksine yanıt, çoğunluğun barışın, kardeşliğin, sevginin karşı refleksi olacaktır.
Karşı refleks şimdiden ortaya çıktı. İstanbul DurDe aktivistleri 14 Haziran'da refleks çağrısına uyup kucaklaşma eylemi yapıyor.
Bir çok köşe yazarına son e-muhtıraya karşı tutum alıyor, askerler ilk kez bu kadar açık ve net eleştiriliyor.
Toplumun ezici çoğunluğu çatışma değil, barış istiyor.


En doğrusunu kadınlar söyledi:
Siyasi partiler bu sınavda sınıfta kaldı
Kadın Koalisyonu, 8 Haziran'da yaptığı basın açıklamasıyla 22 Temmuz seçimlerinde kadınların dışlandığını, anti-demokratik bir yöntemle belirlenen aday listelerin ilk üç sırasının yüzde 93,35 oranıyla erkeklere ayrıldığını, kadınların bu süreçte ezilip geçildiğini vurguladı.
Kadın Koalisyonu sadece kadınların maruz kaldığı cinsiyetçi ayrımcılığa tepki göstermiyor, kadın adayların ön sıralarda yer almaları kadar, mevcut siyaset biçiminin de dönüştürülmesi için mücadele ediyor.
2002 seçimleri öncesi kurulan, bugün Türkiye'nin tüm bölgelerinden bağımsız kadın örgütlerinin katılımcısı olduğu Kadın Koalisyonu şöyle diyor: Listelerin kimler tarafından ve hangi kriterlerle yapıldığını tüm siyasi partilerden duymak istiyoruz.


Kuzey Kutbu'nda büyük tehlike
Norveç yakınındaki Kola yarımadasındaki Andreeva Körfezi'nde yer alan nükleer çöplükteki 20 bin atık uranyum yakıt çubuğu 'alev almak veya patlamak' üzere. Bu felaket İngilte-re başta olmak üzere Kuzey Avrupa'yı et- kileyebilir.
Sorumlu savaş ekonomisi. Rus nükleer denizaltı-buzkıran gemilerinden kalan çubukların deniz suyunda yoğun soğuk nedeniyle paslanıp çürüdü.
Çubuklar deniz suyuyla aşındığından hidrojen açığa çıkacak. Yüksek derecede patlayıcı hidrojenin yanmasıyla yüzler-ce kilometrelik çevreye radyoaktif materyal saçılabilir. Patlama olması halinde 50 km'lik alandaki tüm yaşam yok olacak. Rusya Nükleer Kurumu'nun gizli raporunda çöplükle 'kontrol edilemez nükleer reaksiyon tehlikesi' ifadesi yer alıyor.
Sonucu atom bombası patlaması kadar kötü olabilir.


Kan emici Koç hep kazanır
E-muhtıralar havada uçuşuyor, ancak o hep kazanıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana Türkiye emekçi sınıflarının kanını emerek dünyanın 500 şirketi arasına giren Koç Holding'in başı Rahmi Koç açıkça konuştu.
"Kamusal alanlar tarif edilmiştir. Şimdi böyle bir tarif varken cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olması, bütün bunların hiçe sayılması demektir ki, bu olmaz. Diğer taraftan da demokrasi var diyoruz. Demokratik bir seçimle gelirse o zaman ne yaparız, doğrusu buna cevap vermek zor. Ciddi bir sorun. O noktada laikliği korumak için demokrasi dışı adımlar atılabilir mi sorusu gündeme geliyor. Türkiye laik olmalıdır. Başka türlü olması mümkün değil. AB'ye entegre olmalıyız." Demokrasi mi sömürü düzenin devamı mı sorusuna Koç'un yanıtı açık: Rejimin bekası için darbe yapılabilir.
Ancak Koç, AKP'den de pek memnun: , "Ekonomiyi çok iyi idare ediyorlar, dört senede koalisyon hükümetlerinin 20 senedir yapmadığı şeyleri yaptılar." Emekçiler laik-dindar kavgasıyla bölünürken, patronların patronu darbecilerden de hükümetten de pek memnun. Suni çelişkileri bir kenara bırakıp yeni- liberal saldırganlığın üzerine yürümek, ekmek ve demokrasiyi bir arada savunmak kan emicileri susturmanın tek yolu.


Çernobilden beterleri var

Türkiye'nin elektriğinin yüzde 10'unu üreten Yatağan Termik santrali Çernobil'den 49 kat daha fazla radyoaktif madde yayıyor.
10 yıldır kül yutan filt- releri çalışmıyor, bu yüzden her yıl 15 milyon ton atık bölgeye atılıyor. 500 bin insan kirli havayı soluyor.
Dünya ortalamasına göre 150 mg/metreküp olması gereken atmosferdeki kirliklik oranı, Yatağan'da 1500 mg/metreküpe çıkarken, hasta oranı 5 katını geçiyor. Bir günde dört mevsimin yaşandığı Yatağan Termik santrali ölüm yayıyor.