Sosyalist İşçi 293 (11 Ağustos 2007)

 

Sayfa 3 :


BAŞYAZI
AKP
İşi şimdi daha kolay

Bir hükümetin ikinci defa seçilmesi, oylarını arttırması ve oyların yaklaşık yarısını kazanmasının en önemli nedeni muhalefetinin olmamasıdır.
AKP geçtiğimiz 5 yılda ve özellikle de son aylarda ne sağdan, ne de soldan bir muhalefetle karşılaşmadı.
AKP oylarının fırlayarak artması gösteriyor ki Türkiye’de milliyetçilik yükselmiyor. Toplam milliyetçi oylar düştü. Ancak MHP milliyetçi tüm çevreler içinde oylarını ciddi bir biçimde arttırdı. Yani milliyetçilik artmadı ama sağ ve sol tüm milliyetçilerin çabası sonunda MHP’ye yaradı.
Önümüzdeki dönemde eğer yeni bir sol muhalefet oluşmazsa AKP bu seçim başarısını tekrarlar. İlk büyük karşı koyuş yerel seçimlerdir.


CHP
Sonun başlangıcı
DSP ile ittifakına rağmen oy kaybetti. Baykal ve ekibi sayesinde giderek eriyor. Baykal yerinde durduğuna ve politiklarında da bir değişiklik olmadığına göre CHP erime-ye başlayacaktır.
CHP’nin erimesi karşısında eğer yeni bir sol alternatif yükselmezse gelişp güçlenecek olan ne yazık ki MHP’dir. Geçtiğimiz dönemde bunu gördük. CHP politikaları MHP’yi büyüttü ve parlamentoya taşıdı.


Generaller
Bir süre susarlar
Seçimler öncesi esip gürleyen TSK seçimlerden sonra köşesine çekilmek zorunda. TSK’nın bütün çabasına rağmen AKP’nin oyları arttı.
Bu seçim sonuçları ile birlikte “ordunun en güvenilen kurum” olduğu efsanesi de çöpe gitti.
Seçimlerde büyük subayların oturduğu bölgelerin sandıklarında CHP ve MHP’nin büyük bir farkla diğer partilerin önünde olması askerlerin nasıl bir yenilgi yaşadıklarını gösteriyor.


Sol
Yenilenme zorunluluğu açık
22 Temmuz seçimlerinde diğer siyasi güçlerle birlikte sosyalist sol da yenildi. Seçimlere katılan 4 sol parti (İP, TKP, ÖDP ve EMEP) mümkün olan en küçükoyları aldılar. Dördünün toplamı yüzde 1 bile etmiyor ve hepsi oy kaybetti.
Solda yer alan ve eskimiş solla ittifak yapan DTP’de oy kaybetti. Metropollerde Kürt bölgelerine göre daha fazla oy kaybedildi. Demekki Sosyalist İşçi’nin eskiden beri söylediği gibi solla işbirliği Kürt hareketine yaramıyor.
Kürt hareketinin ihtiyacıkendi ayakları üzerinde durabilen bir yeni Türk soludur.
Solda umut veren tgek gelişme olan Baskın Oran ve Ufuk Uras kampanyaları önümüzdeki dönemde ülke çapında yayılarak yeni bir solun örgütlenmesinde önemli bir rol üstlenebilirler.
Baskın Oran kampanyasının 45 günde elde ettiği başarı gelecek için en büyük umut.


Şimdi hangi hedef için çalışacağız?

İki bağımsız aday, Ufuk Uras ve Baskın Oran etrafında sürdürdüğümüz kampanya bütün ülke çapında bir etki yarattı. Bütün ülke çapında aktivistler dikkatle bu iki bağımsız adayımızın kampanyasını izlediler. Kimileri uzaktan, kimileri ise bizzat gelerek destek verdiler. Oysa seçimlere yüzlerce aday katıldı. Onlarca solcu, sosyalist aday katıldı. Kürt bölgelerinin dışında Bin Umut adayları vardı. Ankara’da, İzmir’de. Ama onlar dikkat çekmedi. Herkes Ufuk Uras’a ve Baskın Oran’a baktı.
Kimileri bunu basının Ufuk ve baskın’a verdiği desteğe bağladılar. Daha ileri giden kendini bilmezler de oldu.
Ne var ki Ufuk Uras ve Baskın Oran medyanın ilgisinden bağımsız olarak da solun ülke çapında odağı oldular ve zaten bu nedenle basının da ilgisini çektiler.
Herşeyden önce aralarında kimi farklar olsa da Baskın Oran ve Ufuk Uras kampanyaları yeni bir mücadele çizgisinin sesi oldular.
Örgütlü sol Baskın Oran’ı desteklemedi hatta çoğu açıktan veya üstü örtülü bir biçimde Baskın Oran’a saldırdı. baskın Oran kampanyasını DSİP’in dığında örgütlü sol desteklemedi.
Ufuk Uras kampanyasında ise örgütlü solun bir kısmı yer aldı ama daha çok ismen. Fiili olarak kampanyaya katılanlar çok azdı.
Bu durum her iki bağımsız aday kampanyasının gerçekten de bağımsız aday kampanyası olmasını sağladı. kampanyalarda bireyler büyük bir yer işgal etti.
Şimdi bu bireyler ve ülke çapında kampanyayı izlemiş ve desteklemiş olanlar buradan nereye gideceğiz sorusunu soruyorlar.
Kimileri seçimlerin solda birliğin zaferi olduğunu ileri sürüyorlar. Yukarıda da açıklanmaya çalışıldığı gibi bu doğru değil. Solda birlik her zaman olduğu gibi bu seçimlerde de gerçekleşmedi. Belki de birleşecek bir sol kalmamış olmasından bu niyet gerçekleşmiyor!
Bazı bağımısz adayların aldıkları oyların ancak 10 binde bir ile ifade edilmesi bunun bir göstergesi değil mi? Diğer taraftan Bin Umut adaylarının olmadığı heryerde DTP’nin desteğini alan EMEP’in sadece 26 bin oy alabilmesi başka bir gösterge değil mi. ÖDP ve TKP oylarının toplamının zar zor Ufuk Uras ve Baskın Oran’ın oylarından biraz fazla olması da bir gösterge değil mi?
Seçimlere kazanmak için girilir. Aynen yasalara karşı durdurmak için eyleme çıkılacağı gibi. Ne var ki yasalara karşı sadece protesto için, kendini göstermek için eyleme çıkan Türk solu seçimlere de kazanmak için değil, herhangi bir faaliyet alanı olarak katılıyor. Bu tutumu ile aslında solun giderek küçülmesine, etkisiz-leşmesine de hizmet ediyor.
Baskın Oran ve Ufuk Uras kampanyaları kazanmak için başladı. Ufuk kazandı, Baskın kaybetti.
Baskın Oran seçilemedi ama kampanya öylesine bir etki yarattı ki kampanyaya katılanların çoğu yenilgi havasını yaşamıyorlar. 45 günde ancak bu kadarı yapılabilirdi.
Şimdi önümüzde bir yandan var olan kampanyalarımıza devam etme görevi var. Sosyalist İşçi okurları seçimlerde Baskın Oran ve Ufuk Uras kampanyalarını birleştirmek için çalıştılar. Bütün ülke çağında ve iki adayımızın seçim bölgelerinde de herkes böyle yapılması gerektiğini düşünüyordu. Sosyalist İşçi bu genel isteğin sözcüsü oldu.
Şimdi iki kampanyaya katılan herkes örgütlenmenin devam etmesini istiyor. Aynı zamanda da acele bir partileşmeye karşılar. Hem örgütlenme istemek hem de acele bir örgüt kurulmasına karşı çıkmak ilk bakışta kimilerine çelişik görünüyor ama öyle değil. Tam tersine örgütlenme isteği var olan siyasi yapılara büyük bir kuşkuşle baktığı için ondan bağımsız olmayı da istiyor. Bunedenle acele etmek istemiyor. Eskiyi andıran herşeyden uzak durma eğilimi bugün güçlü.
Sosyalist İşçi bu konuda da aktivistlerle anlaşıyor. Bir siyasal oluşum için aceleye gerek yok ama arada atılması gereken sayısız adım var. Öncelikle seçim lampanyası boyunca inşa edilen örgütlenmelerin korunması ve hatta geliştirilmesi gerekiyor.
Ancak hareket içinde oluşturulan örgütlenmeler durgunluk içinde uzun süre yaşayamazlar. Bunedenl seçim örgütlenmelerinin hızla harekete çekilmesi de gerekiyor.
Önümüzde yoğun bir eylem süreci var. Küresel Eylem Grubu’nun 8 Aralık gösterisi, Ağustos sonunda Barışarock, Küresel BAK’ın önce 1 Eylül gösterisi, ardından İncirlik kampanyası var. Bütün bu kampanyalar ve eylemler seçim örgütlenmesinin aktivistlerinin zaten çoğunun içinde olduğu örgütlenmeler. Şimdi seçim örgütlenmesinden çıakrılan derslerle bu kampanyalarımızı daha da yaygınlaştırmak ve geliştirmek gerekiyor.
Tabii bir de yerel seçimler var. Baskın Oran ve Ufuk Uras kampanyaları yerel seçimler için sayısız dersle dolu. En hızlı bir biçimde bu defa önümüzdeki uzun süreci iyi kullanarak aşağıdan seçim kampanyaları örgütleyebiliriz. Ufuk Uras’ın parlamentoda olmasıbir kere daha büyük bir olanak sunmaktadır.
yerel seçimlerde hareketin aktivistlerinin yeniden örgütlenmesi sağlanarak ve toplumu hareketegeçirecek, aktivistlerin büyük desteğini kazanacak adaylarla girildiği takdirde başarı şansı yüksek olacaktır.
Kaldı ki Baskın Oran kampanyası kazanılamasa bile büyükbir oy oranına erişemenin önemini gösterdi.