Sosyalist İşçi 294 (18 Ağustos 2007)

 

Sayfa 2 :


THY işçileri greve evet dedi
Türk Hava Yolları yönetimi ile Hava-İş sendikası arasındaki toplu sözleşme görüşmelerindeki uzlaşmazlık sonucu 4 gün süren grev oylamasına 12.345 çalışan katıldı. Yüzde 99'lık katılımla gerçekleşen oylamada 6778 işçi greve evet oyu kullanırken 5567 işçi hayır oyu kullandı. THY'nin karşı propagandasına rağmen grev kararının çıkmasını 60 gün içinde işçiler greve çıkabilecek.
THY yönetimi lokavt, yani işçilerin topluca işten uzaklaştırılması tehdidini sürdüyor. 2006 yılının ilk dokuz ayında 132 milyon YTL net kar elde eden THY çalışanların ücret artışı talebini düşmanlıkla karşılıyor.
THY işçilerini karşısındaki diğer bir tehdit hükümetin yasaklama kararı alması. Son 20 yılda yeni liberal hükümetler onlarca grevi kamu güvenliği ve çıkarlarını gerekçe göstererek yasakladı. Tayyip Erdoğan başta THY yönetimini suçlasa da AKP sözcüleri grevin Türkiye için bir yıkım olacağını anlatmaya başladı.
Hava-İş sendikası lokavt ve yasaklama tehditlerine karşı kararlı bir duruş sergiliyor. Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin “grevi engellerseniz, iş yavaşlatırız, tümuçuşlar gecikir” açıklamasını yaptı.
Uçuş güvenliğini tehdit eden uzun çalışma saatlerine ve düşük ücrete mahkum edilmek istenen THY işçilerinin mücadelesi başta kamu sektörü olmak üzere tüm işçileri yakından ilgilendiriyor. THY işçileri kazanırsa vahşi sömürüye maruz bırakılan işçilere örnek olacak.
Grev yasağı ve lokavtı engellemenin yolu THY işçilerinin kararlılığı kadar dayanışmadan geçiyor. THY işçileriyle dayanışma sefalete ve mezarda emekliliğe mahkum edilen işçi sınıfının mücadelesinin de önünü açacaktır.


Ankara'da susuzluğa karşı sokak gösterileri:
Gökçek için sonun başlangıcı
Ankara'yı susuz bırakan Melih Gökçek'e karşı isyan büyüyor.
8 Ağustos'ta 2 günlük su kesintisi politikası sonucu temiz su sağlayan iki ana borudan biri patlamış, Ankaralıların bir bölüm 6 gün, bir bölümü 10 gün susuz kalmıştı. Bu satırların yazıldığı saatlerde hala birçok semtte su yok, halk perişan.
8 Ağustos akşamı evleri, işyerleri su ve çamur altında kalan Demetevler semtinde yaşayan 1500 Ankaralı, "Gökçek istifa" sloganlarıyla tepkisini göstermişti.
12 Ağustos'ta 10 gündür su alamayan Mamak'ın Ege, General Zeki Doğan ve Tuzluçayır mahallelerinde yüzlerce Ankaralı sokağa çıktı. Natoyolu Caddesi göstericiler tarafından kapatıldı.
Ankara halkının öfkesi aslında şehrin tüm sokaklarında. Bidonlarla uzayıp giden kuyrukların bulunduğu her yer birer açık hava toplantısı.
Kendiliğinden hareket büyüyecek
Öfke, Melih Gökçek'in açıklamaları ve şehirdeki uygulamalarla artarak büyüyor. Gökçek, kendisine karşı olanları 'ateist' ve 'solcu' olmakla itham ediyor.
Zehirli Kızılırmak suyunu tek çözüm olarak sunuyor. İstifasını isteyenleri TV ekranlarında 'şerefsiz' ilan ediyor.
Melih Gökçek, hakaret ettikçe, küresel ısınmanın ve su sorununun boyutları açıkça görüldükçe, kendilerinin hiçe sayıldığı para babalarının borusunun öttüğü açığa çıktıkça tepkinin büyümesi kaçınılmaz.
13 yıldır yeni-liberal politikalarıyla Ankara'yı yaşanmaz bir yere dönüştüren Gökçek'in sonu kendiliğinden eylemlerle başlatıldı.
Gökçek'e karşı alternatifi yaratmak
8 Aralık'ta Ankara'da gerçekleştirilecek 'Küresel Isınmaya karşı Küresel Eylem' mitingi mağdur çoğunluğun hep birlikte sesini yükselteceği ilk buluşma olacak.
Ankara'nın su sorunu her şeyin piyasa tarafından belirlenmesini savunan Gökçek gibi yeni-liberaller tarafından çözülemez.
2009'da gerçekleşecek yerel seçimlerinde hem Melih Gökçek'e hem de Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Özdemir gibi dostlarına karşı alternatifin yaratılması günün görevi.


Ya geri kalan?
Küresel ısınmanın kaçınılmaz sonucu olan susuzluk Ankara'da Gökçek tarafından bir rezalet boyutuna çekilse de hem dünya hem Türkiye için güncel bir tehdit.
İstanbul, İzmir ve Bursa, Ankara'yı takip ediyor. Barajlardaki su buharlaşırken yağışın ne zaman geleceği belli değil. Önümüzdeki yazın daha sıcak olacağı şimdiden öngörüle-biliyor.
Öte yandan su kaynakları hızla özel şirketlerin eline geçiyor. AKP'nin 'akarsuları özelleştireceğiz' açıklaması bu tabloya eklenince suyun parasızlaştırılması ve adil paylaşımı için geniş kesimleri buluşturacak bir kampanya tüm Türkiye'de inşa edilmek zorunda. KEG, Ankara'da sürdüğü kampanyayı her yere yaymaya hazırlanıyor.


Tekstil işçileri
10 Eylül'de grevde
10 bin tekstil işçisini kapsayan, Türk-İş'e bağlı Teksif sendikasının Nisan'dan bu yana sürdürdüğü toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlandı. 1 ayda uzlaşma sağlanamazsa işçiler 10 Eylül'de greve çıkıyor. Aralarında Kordsa, Yünsa, Altınyıldız ve Vakko'nun da olduğu 11 işyerine grev kararları tebliğ ediliyor.
100 günü aşkın bir zamandır süren, Milli Savunma Bakanlığı ve ANT'de çalışan 27 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmelerinde uyuşmazlık sürüyor.
Telekom'da çalışan 26 bin işçi de aynı durumda.
Sendikalar birlikte davranmayı tartışıyor.


Başka bir enerji mümkün!
Başka Munzur yok!
Yüzlerce Dersimli üzerine 8 baraj yapılmak istenen Munzur Çayına yürüdü. "Başka bir enerji mümkün, Başka bir Munzur yok!" başlıklı yürüyüşün ardından Tunceli Dernekleri Federasyonu tarafından bir basın açıklaması yapıldı. 8 baraj projesinin doğal bir koruma alanı olan Munzur Vadisi'ndeki bitki ve canlı türlerini yok oluşa sürükleyeceğini vurgulayan Dersimliler buna izin vermeyeceklerini söylediler.
Şimdilik 1 baraj elektrik üretiyor, ikincisi tamamlanmak üzere. 6 barajda faaliyete geçirildiği taktirde Munzur Vadisi talan edilmiş olacak.


Irkçılığa
günde 400 tık
DurDe'nin web sitesine bugüne kadar 37.000'den fazla ziyaret gerçekleşti.
Temmuz ayında günde ortalama 81 kişi giriş yaptı. Ortalama 400'ün üzerinde sayfa tıklanıyor.
DurDe'nin Google haberleşme listesine kayıtlı olanların sayısı da 1058'e ulaştı.
www.durde.org


Kamu
emekçileri toplu görüşme masasında
Kamu emekçileri sendikalarıyla hükümet arasındaki toplu görüşmeler 15 Ağustos'ta başladı. Yetki sahibi T. Kamu-Sen görüşmeleri yürütecek, Memur-Sen ve KESK temsilcileri de görüşmelere katılacak.
KESK, toplu görüşmelerin iflas ettiğini belirterek hükümeti toplu sözleşme yapmaya çağırdı. Kamu emekçileri sendikaları hükümete sadece görüş bildirebiliyor, ücret, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sosyal haklar konusunda yasal olarak yaptırım gücüne sahip değiller.
Toplu görüşmelerin ilk gününden itibaren sokağa çıkacak KESK'in Danışma Meclisi üyeleri 27-29 Ağustos tarihlerinde İstanbul'dan Ankara'ya yürüyecek. "İnsanca yaşam için toplu sözleşmeye yürüyoruz" başlıklı yürüyüş toplu görüşmelerin son oturumuna denk düşüyor.


DurDe herkesi Hrant’ın
katillerinin mahkemesine çağırıyor

Hrant Dink cinayeti davasının ikinci duruşması 1 Ekim'de görüşülecek.
Kuvay-ı Milliye Derneği'ne dönük operasyonun arkası, gelmedi. BBP ve paramiliter uzantısı Nizam-ı Alem Ocaklarına dönük hiçbir şey yapılmadı. Dink cinayetinin karartılan delilleri bir türlü açığa çıkarılmadı.
Irkçılığa ve milliyetçiliğe DurDe Girişimi, herkesi 1 Ekim’deki duruşmada Dink ailesinin yanında olmaya, adalet istemeye çağırıyor.