Sosyalist İşçi 316 (14 Mart 2008)

 

Sayfa 8 :


Die Linke, Synapismos ve Prodi hükümeti
Avrupa solunda farklı tablolar
Romano Prodi başkanlığındaki merkez sol hükümetin Ocak ayı içinde çökmesi, (bu hükümetin) Silvio Berlusconi’nin sağ politikalarına son vereceği umudu taşıyanlar açısından acıklı bir son oldu. 2001’de Cenova’da yapılan protesto gösterileri ve 2002’de Floransa’da yapılan Avrupa Sosyal Forumu toplantılarından sonra İtalya solun yeniden doğuş olasılıklarının elle tutulur biçimde ortaya çıktığı Avrupa ülkesi olarak görülüyordu. Ancak bu olasılık, Rifondazione Comunista’nın Afganistan savaşına ve neoliberal politikalara onay veren hükümete katılmasıyla boşa harcanmış oldu.
Ancak bu durum bütün Avrupa solu için geçerli değil. Almanya ve Yunanistan’da tablo çok farklı. Geçen yıl haziran ayında Die Linke’nin (Sol) kurulması Alman siyasetine hareket getirmişti. Die Linke, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile sonradan reformist bir partiye dönüşen eski Doğu Alman iktidar partisi PDS’in eski üyelerini bir araya toplamıştı. Son eyalet seçimlerinde Die Linke önemli sonuçlar elde etti. Hesse ile Aşağı Saksonya’da Meclis’e girmek için gereken % 5 barajını aştı, Hamburg’da %6.5 oy aldı.
Die Linke’nin yükselişi işçi sınıfının SPD’nin sağ politikalara kaymasına isyanından kaynaklanıyor. 1998-2005 arasında, Gerhard Schröder başkanlığında, Yeşiller’le birlikte koalisyon yürüten SPD işsizlik yardımlarını kesen ‘reform’lara (Ajanda 2010) imza attı. 2005 seçimlerinden yenik çıkan SPD Angela Merkel başkanlığındaki muhafazakâr CDU ile bir “Büyük Koalisyon” oluşturdu. Die linke ise seçimlerde oyların %8.7’sini alarak federal parlamentoda 54 sandalye kazandı. Şimdi ise SPD Die Linke’den korkuyor. Ajanda 2010’un getirdiği yükleri hafifletmek için uzun zamandır işsiz olanların aldığı ücretlerde artış ve özelleştirilmeye çalışılan posta hizmetlerinde çalışan işçilere belli bir asgari ücret ödenmesini Büyük Koalisyon hükümetine şart koşuyor.
Merkel şu sırada, Lichtenstein’da liman vergisine karşı bir hükümet kampanyası sürdürüyor. Neoliberal Hür Demokrat Parti lideri Guido Westerwelle’nin deyişiyle “SPD CDU’yu parmağında oynatıyor, Die Linke de hem Yeşiller’i hem de SPD’yi parmağında oynatıyor”.
Bu arada, Yunanistan’da, geçtiğimiz 4 ay içinde iki kitlesel genel grev oldu. Sağcı Yeni Demokrasi hükümeti emeklilik hakları ve özelleştirmeler konusunda direnişle karşılaştı. Ancak bu durumdan merkez soldaki diğer büyük parti Pasok da yararlanamıyor. Costas Simitis liderliğinde (İngiltere’deki) İşçi Partisi benzeri politikaları savunan Pasok da krizde.
İki hafta önce Atina’daydım. Bir ankette Yeni Demokrasi %31, Pasok %28.3, sol koalisyon grubu Synaspismos %16.2, Yunan Komünist Partisi %7.1 ve aşırı sağ LAOS %3.8 oy alıyordu. En dinamik grup, Yunanistan’da solun geleneksel olarak belirleyici gücü olan KKE’nin çeşitli kanatlarından gelen Synaspismos. Yakın döneme kadar Synaspismos milletvekilliği kazanmak için gereken %3 barajını aşmaya çalışıyordu. Bugün ise KKE ile birlikte, 1950’den beri sola verilen en büyük desteği alıyor.
Die Linke ve Synaspismos’un elde ettiği başarılar iki etkene dayanıyor: sosyal demokrasinin krizi ve militan işçi mücadeleleri. Her iki ülkede de yakın zamanda önemli grevler oldu. ama her iki parti de aynı handikapı yaşıyor: merkez sol ile koalisyon. Birkaç hafta önce SPD’nin önde gelen liderlerinden biri Financial Times’a şöyle diyordu: “Sizi temin ederim ki Die Linke ile federal düzeyde hiçbir ittifakımız olmayacak”. Ama SPD lideri Beck Hesse’de bir SPD-Die Linke koalisyonu fikrini ortaya attı. Die Linke ve Synaspismos Prodi hükümetinden ders çıkarmalı. Yolu açacak olan parlamenter mücadele ve kombinasyon arayışları değil, aşağıdan yükselen mücadeledir.
Alex Callinicos


Die linke hızla büyüyor

16 Haziran 2007’de Sol Parti/PDS ve Doğu Almanya’nın bir zamanlar iktidar partisi olan, sonradan Emek ve Sosyal Adalet- Seçim Alternatifi (WASG) ile birleşerek oluştu.
İlk liderleri Lothar Bisky ve Oscar Lafontaine’di. Parti kendisini parlamentoda bulunan diğer sol partilerin daha solunda tarif ediyor. Almanya’nın istihbarat birimleri partiyi Almanya’daki anayasa dışı etkinliklerden sorumlu tutuyor.
Haziran 2007’de partinin 71 bin 800 üyesi vardı. Bunlardan 60 bin 300’ü Sol Parti/PDS’den, 11 bin 500’ü ise WASG’den geliyor. Toplamda ülkenin dördüncü büyük partisi haline geldi. Birleşmenin ardından daha ilk haftada 2.500 yeni üye kazandı. Parti aynı zamanda Bundestag’da (parlamento) temsil edilen 5 partiden biri ve 614 sandalyeden 54’ünü elinde bulunduruyor. Eski Doğu Almanya eyaletlerinde daha güçlü bir konuma sahip. Uluslar arası çapta ise Avrupa Sol Partisi üyesi ve Avrupa Parlamentosu’ndaki Avrupa Birleşik Solu’nun en büyük üyesi.