Sosyalist İşçi 339 (7 Kasım 2008)

 

Sayfa 4:

Katil gidiyor

Afganistan ve Irak’ın işgalini emretti.
İdam cezasını savundu.
Amerikan halkını soydu.
Eşcinsel evliliklerine ve kürtaja karşı çıktı.
İran’ı ve düşman ilan ettiği 70’ten fazla ülkeyi tehdit etti.
Tüm dünyaya yalan söyledi.
Küresel ısınmayı inkar etti.
Petrol, otomotiv ve silah şirketlerinin sözcüsü oldu.
Attığı her adımda karşısında savaş karşıtlarını buldu.

Gazetemiz baskıya girdiği saatlerde Amerika'da başkanlık seçimleri başlamıştı. George W. Bush 2000 yılından beri oturduğu başkanlık koltuğundan nihayet kalkıyor.
Bush ABD başkanı olduğu 8 yılda dünyaya kan, şiddet ve ölüm verdi.
ABD emperyalizmi saldırganlaştı. 11 Eylül'de ABD'de İkiz Kulelere yapılan saldırı Bush tarafından bir bahane olarak kullanıldı. Afganistan işgal edildi. Irak işgal edildi. Filistin bölündü. İsrail'in Lübnan'a saldırısına göz yumuldu. Uzak Asya'dan Ortadoğu'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada bombalar patladı, yüzlerce insan öldü.
Bush, diğer emperyalist haydutlardan farklı olarak karşısında savaş karşıtı hareketi buldu. Savaş karşıtları 11 Eylül sonrasında yaratılan yurt- severlik dalgasına inatla direndi. Afganistan halkı direndi. Irak halkı direndi. Lübnanlılar direndi. Bush zafer şarkıları söylese de ABD, askeri olarak başarılı olamadı.
Amerikan halkının tutumu da işgal devam ettikçe değişti. Ölen askerlerin tabutları geri döndükçe, bir çok ABD askeri savaşa karşı mücadele etmeye başladıkça, işgalin faturası Amerikan halkına çıkarıldıkça Bush'un balonu hızla söndü. Bush, Hitler ve Stalin'den sonra dünyada en çok nefret edilen bir figüre dönüştü.
ABD bugün ne Afganistan'a ne de Irak'a egemen olabiliyor. Savaş makinesi durmadan işli- yor. İnsanlar ölüyor. Fakat tüm dünya savaşa ve işgale karşı, ABD saldırganlığına karşı birleşiyor. Bush bu yüzden çok istemesine rağmen İran'ı vuramadı.
Yerine kim gelecek? Favori Obama neleri değiştirebilir? Mccain nasıl bir tehlikedir? Bunları kısa zamanda göreceğiz. Ancak Bush'un gidişiyle bir dönemin kapandığı şimdiden söylenebilir. Bush ve onu destekleyen küresel sermaye başarısız oldu. Bugün ABD emperyalizmine karşı çok daha güçlüyüz.

Bush’un Irak suçları
l Işgalin başından bu yana şiddet olaylarında ölen ıraklı sayısı: 1 milyon 200 bin'in üzerinde.
l Ölen ABD askeri sayısı 4 bini geçti, ölen "özel güvenlikçi" sayısı belirsiz.
l Savaşın günlük maliyeti ortalama 275 milyon dolar
l 4 milyondan fazla ıraklı mülteci olmak zorunda kaldı. Bunların dörtte biri ülkeyi terketti. Terkedebilenlerin çoğu mülteci kamplarında yaşıyor.
l İşgalin şu ana kadar ekonomik maliyeti 500 milyar doları çoktan geçti.

2003
l 16 Nisan: Bush 75 milyar dolarlık askeri işgal bütçesini onayladı
l 1 Mayıs 2003: Bush, "görev tamamlandı" müjdesini vererek, büyük çatışmaların sona erdiğini duyurdu.
l 29 Mayıs: Bush, kitle imha silahlarının bulunduğunu açıladı.
l 14 Temmuz: "Savaştan önce yaptığım konuşmalar sağlam istihbarata dayanıyordu. Aldığım bilgilerin harika denebilecek kalitede olduğunu düşünüyorum."
l 6 Kasım: 87 milyar dolarlık ek savaş bütçesini imzaladı.

2004
l 1 Mayıs: Bush, Iraklılar'ın günlük hayatının iyiye gitmeye başladığını açıkladı. "tüm zorluklara rağmen en azından Iraklılar artık politik hapishanelerde, toplu mezarlarda, işkencehaneler- de ortadan kaybolmuyor. Çünkü eski diktatörleri hapiste."
l 28 Haziran: NATO zirvesi için istanbul'da olan Bush, Irak'a egemenliğini geri verdiğini açıkladı.
l 27 Ağustos: Bush, savaş sonrası dönemle ilgili yanlış hesap yaptıklarını ilk kez açıkladı.
l 16 Eylül: CIA'nın Irak'ta iç savaş tehditi büyüyor şeklindeki raporu sızınca bush, cıa'nın "sadece tahmin yürüttüğünü" açıkladı.
l 2 Kasım: Bush seçimleri kazanarak, 2. dönem görevine başladı.

2005
l Bush, ırak ve afganistan iiçn ek 76 milyar dolarlık bütçe talep etti.
l 18 Aralık: bush, savaş öncesi istihbaratın çoğu yanlış çıktı..

2006
l 3 Şubat: Bush Irak'taki savaş için 70, afganistan'daki savaş için 120 milyar dolar daha ek bütçeye ihtiyaçları olduğunu açıkladı.
l 1 Mayıs: "savaşın bitişinin" 3. yılında George Bush, ırak'ın bir dönüm noktasını geçtiğini müjdeledi.
l 21 Ağustos: George Bush, "Ben başkan olduğum sürece Irak'tan çıkmayacağız" ve “ 11 eylül saldırıları arasında hiçbir bağ yoktu" açıklamalarını yaptı.
l 3 Ekim: CNN amerikan halkının %58’inin Bush hükümetinin istihbarat konusunda bilerek yalan söylediğini, böylece savaşı başlattığını düşündüğünü açıkladı.

2007
l 10 Ocak: Bush ırak'a 20bin asker daha yollanacağını açıkladı.
l 11 Ocak: Associated Press anketine göre ABD halkının %70’i i asker gönderilmesine karşı çıkıyor.
l 19 Ocak: Irak savaşının bir aylık maliyeti, 8.4 milyar dolara çıktı.
l 26 Ocak: Beyaz Saray, "Irak'ta direnişe yarım ettiğinden şüphe edilen İranlılar'ın öldürülmesi" emrini verdi.
l 2 Şubat: Bush hükümeti ırak savaşı için 100 milyar dolarlık bir bütçe daha talep etti.
l 13 Mart: CNN anketine göre ABD halkının sadece %46’sı Irak savaşının kazanılabileceğine inanıyor. (savaş başladığından beri en düşük seviye)
l 1 Nisan: Senatör MacCain, 100 komando, 3 blackhawk, 2 apache ve kurşun geçirmez yeleğiyle Bağdat pazarına gelerek, Bağdat'ın güvenli bir yer olduğunu kantıladı.
l 25 Nisan: Laura Bush, "kimse başkan ve benden daha fazla acı çekmiyor."
l 1 Mayıs: Bush, kongrenin Irak'tan çekilme takvimini reddetti.
l 30 Mayıs: Bush "ırak'ta kore'de olduğu gibi uzun süre kalarak destek olmamız gerektiğini düşünüyorum" açıklamasını yaptı.

2008
l Bush yaptığı bir çok konuşmada Irak’ta zafere yakın olduklarını söyledi.


GÖRÜŞ
Kriz, insan trajedileri ve direniş
Ekonomik kriz Türkiye'de gazeteler, TV ve yorumcular tarafından hâlâ hem çok uzaklarda, Türkiye'yi etkileyemeyecek kadar uzak bir yerlerde olan bir şeymiş gibi, hem de insanların hayatını pek etkilemeyen, salt ekonomik istatistiklerle ilgili bir şeymiş gibi anlatılıyor. Rakamların azalıp arttığı, yüzdelerin düşüp kalktığı, teknik terimlerin çatıştığı bir tiyatro oyunu sanki kriz.
Bir anlamda gerçekten de öyle. Dünya nüfusunun yüzde yüze yakını krizin nedenlerini, çözümünü, teknik anlamını bilmiyor. Krizi biz çıkarmadık, sorumlusu biz değiliz. Ama biz etkileneceğiz. Bizim hayatlarımız alt üst olacak.
Sadece bugün, bu yazı için haberleri tararken bulduklarıma bir bakalım.
İrlandalı havayolu Ryanair yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde zarar edeceğini açıklamış. Bu, Türkiye'deki Onur ve Atlas gibi ucuz bilet satan bir havayolu. Batarsa, Batı Avrupalı emekçilerin ucuz tatil yapma olanağı tarihe karışacak. Çevrecilik açısından olumlu bir gelişme diye düşünülebilir, ama tatil şansını kaybedenler sadece emekçiler olacak; zenginler pahalı bilet alıp tatile çıkmaya devam edecek. Daha da önemlisi, Ryanair ve benzer ucuz havayolları batarsa, binlerce işçi işini kaybedecek.
Yunanistan'ın havayolu Olympic de batmanın eşiğinde. Devlet, şirketi özel yatırımcılara satmaya çalışıyor. Beceremez ve şirket kapanırsa, sonuç işsizlik. Becerir de şirket özelleşirse, sonuç işsizlik.
Bir de İtalyan havayolu Alitalia batıyor, özelleştirilmeye çalışılıyor. Bugün Alitalia çalışanları toplantı halindeydi, havayolunu almak isteyen Cai adlı yatırım şirketine karşı eylem planlamak için.
Yine bugün, İngiltere'de zor durumda olan Halifax Bank of Scotland bankasını satın almak üzere olan Lloyds-TSB bankası, satınalma sonucunda maliyetleri üç yıl içinde 1,5 milyar sterlin düşürmeyi planladığını açıklamış. Bu tasarrufun önemli bir bölümünün işten çıkarmalarla gerçekleştirileceğini herkes biliyor. İki bankanın toplam 140 bin çalışanı var. Tahminlere göre, 40 bin kişinin işten atılması çok muhtemel.
Bu 40 bin kişi, 40 bin aile demektir. Eşleri ve çocuklarıyla birlikte, 100-150 bin insan demektir. Konut kredilerini ve başka borçlarını ödeyemeyen, evini kaybeden, tatil planlarını iptal eden, çocukları iyi bir okula gönderme umudunu rafa kaldıran, güzel bir gelecek hayalini kaybeden 100-150 bin insan.
Yine bugün, büyüme hızlarındaki ciddi yavaşlama nedeniyle Avrupa Komisyonu yıllardır düşmekte olan işsizliğin ciddi bir sorun olarak ortaya çıkacağını belirtmiş.
Otomotiv sektörünün bundan özellikle etkilenmesi bekleniyor. Örneğin, Fransa'da otomobil satışları son bir yıl içinde %7,3 oranında düşmüş. Otomotiv sektörü, yan sanayileriyle birlikte Fransa'da toplam istihdamın %10'unu oluşturuyormuş. Daha şimdiden üretim kısılmaya başlanmış, bir dizi tesis geçici olarak kapanmış.
Aynı süreç Almanya'da da yaşanıyor ve otomotiv işçileri tepki göstermeye başlamış. Düsseldorf'ta Mercedes fabrikasında 4.800 işçi kısa süreli greve çıkmış. Woerth'teki Daimler tesisinde 4.500 işçi grev yapmış. Kamyon şirketi MAN işçileri 2 saat iş durdurma eylemi yapmış; Saarlouis'te Ford işçileri eylem yaparken, General Motors'un Opel fabrikasında ve Bosch'un yedek parça fabrikasında grevler olmuş.
Benzer insan trajedileri Türkiye'de de yaşanmaya başlanıp benzer direnişler patlak verdiğinde, gazeteler, TV ve yorumcular çok şaşıracak herhalde!

Roni Margulies