AKP, Ortadoğu ve Balkanların tek Kürt temsilcisi olduğunu iddia edip duruyor. Herhalde Kürt halkının siyasetçilerini cezaevine tıkarak, vekilliklerini gasp ederek ya da dokunulmazlıklarını kaldırarak kısaca ortada Kürtlerin siyaset yapabileceği herhangi bir zemin bırakmayarak tek temsilci olabileceğini zannediyor.Ancak bugün dokunulmazlıkları tartışılan vekiller, 12 Haziran’dan bir önceki seçimlerden de oylarını arttırarak, yüzde altı oyla, Kürt halkının oylarıyla seçildiler.

Seçimlerde otuz altı adayını vekil seçen Kürt halkının temsilcisinin kim olduğunu anlamak için Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak, Hakkari, Van vb. illerde seçim sonuçlarındaki ezici üstünlüğe bakmak yeterli.

Meclis Başkanlığı’na dokunulmazlık dosyası sunulan 13 milletvekilinin dokuzu BDP’li. Fezlekeleri hazırlanan BDP’li vekillerden Aysel Tuğluk 65.245, Adil Kurt 31.756, Esat Canan 30.977, Erol Dora 52.582, Nursel Aydoğan 76.182, Özdal Üçer 45.981 oy alarak, 2011 seçimlerinde meclise girdiler. Yaklaşık 86 bin oy almış olan cezaevindeki Hatip Dicle’nin vekilliği YSK kararıyla seçimlerden sonra düşürülmüştü. Kürt sorununda çözüm yolunun Kürt halkının seçilmiş vekillerine meclisin kapılarını kapatmaktan ve siyasetçileri cezaevine yollamaktan geçmediği çok açık. Bu antidemokratik uygulamalar daha önce de denendi ancak Kürt sorununda çözümsüzlüğü kronikleştirmekten öteye geçemedi.

Hükümet gerçekten çözümden yanaysa Kürt halkının temsilcilerinden uzanan barış elini yine havada bırakacak adımlar atmak yerine BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırma girişimini sonlandırmalı ve diyalog kanallarını açmalıdır.

Bugün Kürt halkına yönelik baskıcı politikalara tepki duyan ve barış için adım atılmasını isteyenlerin sorunun çözümü için sunabileceği en büyük katkı batıda kitlesel bir barış hareketi yaratmaktır. Batıda barış için kitleleri harekete geçirecek yol BDP’yi çözümsüzlüğün asli bir parçası olan, Oslo görüşmelerine ve dolayısıyla diyaloga karşı çıkan CHP’yle yan yana getirmeye çalışmak değildir. BDP’nin ve temsilcisi olduğu Kürt halkının ulusalcılarla, CHP’yle kürsü paylaşmaya ihtiyacı yok. Batıda çözüm için yapılması gereken kitlesel, bağımsız ve CHP’nin temsil etmediği yoksul kitlelerle barış için sokağa çıkmaktır.