Volkan Akyıldırım
“Türkiye’de 3 koldan paralel devlet çalışması var. Bu ilişkileri sabote edilmeye başladı. Sıradan lobiler değil. ABD’de Yahudi, Ermeni ve Rum lobileri stratejik ve taktik müdahale ediyorlar. Her 3’ü de Anadolu çıkışlıdır.”

“Ermeni lobisi etkili. 2015’le gündem olmak istiyorlar.”

“Anadolu İslamlaştıktan sonra, bin yıllık bir Hıristiyanlık öfkesi var. Rum, Ermeni, Yahudi, Anadolu’da hak iddia eder.”

 

“Devreye giren İsrail lobisi, Ermeni ve Rumlar, ‘Kürtler ne kadar dışlanırsa o kadar başarılı oluruz’ diyorlar. Bu paralel devlettir.”

Bu sözleri bir ulusalcıdan ya da devlet görevlisinden duysaydık şaşırmazdık. Sadece midemiz bulanırdı. Ama bu sözler, İmralı’daki görüşmenin tutanaklarından alıntılandı.

Bu görüşler, bütünüyle yanlış ve çarpıtılmış bir tarih anlayışının ürünüdür, Türk burjuvazisinin resmi tarih ideolojisinin tekrarıdır.

Bugün misak-ı milli sınırları içerisinde kalan ve Kuzey Kürdistan olarak anılan bölgenin bir kısmı, 1915 Soykırımı öncesine kadar tarihi Ermenistan topraklarıdır.

Bu toprakların kadim halkları Ermeniler ve Rumlar Anadolu’dan “çıkmadı”, silah zoruyla kovuldu ve katledildi. Daha sonra Yahudilerin de başına aynı şey geldi.

Evleri, işyerleri yağmalandı, köyleri ve kiliseleri gasp edildi. Türkiye cumhuriyeti ve Türk burjuva sınıfı ilk sermayesini bu talandan sağladı.

İttihatçı çetelere Kürt ağaları da destek verdi. Müslüman olmayan iki halkı kırmayı başaran Kemalist egemen sınıfın ilk işi Kürtleri ezmek oldu.

Katledilen Ermenilerin birçok ülkede yaşayan çocukları ve torunlarının bugün başlarına gelenlerin hesabını sorması kadar doğal bir şey olamaz.

20. Yüzyılın ilk jenosidinin, Ermeni Soykırımı’nın 100. yılında, 2015’te tüm dünyanın ve Türkiye’nin gündemine oturması kaçınılmazdır ve halkların özgürlüğünden yana olan herkes bu gündeme sahip çıkmalıdır.

Kovulan azınlıklara olmadık bir güç ve rol atfetmek, Türkiye’ye “kökü dışarıda” bir takım lobilerce müdahale edildiği Türk milliyetçiliğinin ürettiği bir uydurmacadır.

Türkiye devleti PKK’nin “dış mihrak” olduğunu kanıtlamak için yıllarca Öcalan’ın aslında Ermeni olduğunu anlatıp durdu.

Barış süreci sadece Kürtlerin değil devlet tarafından ezilmiş tüm halkların özgürleşme sürecidir. Kürtler, Türkler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler tarihi adalet mücadelesinde yoldaştır.

İmralı tutanaklarında Öcalan’ın ağzından aktarılan, Müslüman olmayan halkları hedef alan görüşlerin, barış ve özgürlük mücadelesinin saflarında yeri yoktur.

* Gnik Garabet’in tweeti