Birkaç aydır krizin sonuçlarına karşı işyerlerinde başlayan direnişler, kamudaki toplu sözleşme dönemiyle birlikte değişik biçimler alarak sürüyor. Harb-İş Sendikası krizin işçiler üzerindeki sonuçlarına karşı sessiz kalan Türk-İş Genel Merkezi’ni protesto eden eylemler gerçekleştirdi. Hem Türk-İş’in hem de hükümetin krizin faturasını emekçilere yükleyen politikalarına karşı Ankara ve İstanbul’da caddeleri kapatmaya kadar varan eylemler, geçtiğimiz hafta İstanbul ve Ankara’da yapılan yeni eylemlerle gelişti.
İstanbul’da, 12 Haziran Cuma günü Taksim’den başlayıp Gümüşsuyu’ndaki Türk-İş Bölge Temsilciliği binası önünde tamamlanan yürüyüş, işçilerin öfkesini ve kararlılığını net bir biçimde gösterdi.
İşçi kortejleri hem toplu sözleşmelerde hükümetin zam önerisine hem krizin etkilerine hem de Türk-İş yönetiminin sessizliğine karşı öfkeyle sloganlar attı.
Öfke, özellikle temsilcilik binasının önünde iyice arttı ve bina domates yağmuruna tutuldu. Harb-İş, Yol-İş, Basın-İş, Petrol-İş gibi sendikaların üyeleri, yürüyüş boyunca, “Hükümet zammını al başına çal!”, “Türk-İş uyuma, işçiye sahip çık!”, “Yaşasın halkların kardeşliği” ve “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları attı.
Ankara’daki eylemde de özellikle KESK’le dayanışmaya özel bir vurgu yapılması çok önemliydi. İstanbul’da da yürüyüşe kamu çalışanları katıldığında sloganlar ve alkışlar yükseldi.
Eylemlere katılım kitlesel olmasa da, her iki eylemi de Ankara ve İstanbul Türk-İş’e bağlı sendikalar platformunun örgütlemesi ayrı bir öneme sahip.
Bu eylem ve eylem içinde hem kızgınlık ve öfke hem de kamu çalışanlarıyla dayanışma duygusunun güçlü bir biçimde ifade edilmesi, yeni bir durumun başlangıcı olabilir. Toplu sözleşme döneminde bu durum daha da netleşecek.
Şimdi görev sosyalistlerde! Sendikaların yardıma ihtiyacı var. Sendikalar arasında dayanışmaya ihtiyaç var. Kamu çalışanları hareketiyle işçi sendikaları arasındaki birliğin örgütlenmesine ihtiyaç var. Tek başına kalmış ve bu yüzden kazanma umudu olmayan direnişlerle, toplu sözleşme dönemiyle harekete geçen işçilerin eylemi arasında köprü kurlulmasına ihtiyaç var. Yıllardır kampanyalarda geliştirdiğimiz ilişkilerin ve eylemlerin, işçilerin eylemleri için, bu eylemlerin kazanılması için, toplu görüşmelerden işçi sınıfının en büyük kazanımla çıkması için harekete geçirilmesi gerekiyor.
Önemli olan sadece eylemlere daha örgütlü, daha coşkulu katılmak değil. Ancak eylemlere de katılabildiğimizde yaşama geçirilme şansı olan eylemler arasında köprü olmaya çalışmak ve hareketin politik ihtiyaçlarına yanıt vermek için yeni baştan örgütlenmek gerekiyor.
Şimdi her direnişe ulaşmak için örgütlenmek zamanıdır!
Şimdi direnişler arasında bağ kurmak için harekete geçmek gerekiyor.
Şimdi, politik tartışmaları, işçilerle birlikte, sendikaların tabanında yapmak için hazırlanmak gerekiyor.
Bu yaz, beklediğimizden de sıcak geçebilir.