Eski JİTEM'cinin itirfları doğrultusunda mezarlar açılıyor
14 yıl sonra babalarının kemiklerini buldular 

Eski JİTEM üyesi ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın itirafları sonucu kazılan topraktan 14 yıl once faili meçhul cinayete kurban gitmiş Hasan Ergül'ün kemikleri çıktı.
Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde oturan ve 1995 yılında çocuğu ile Cizre'den Silopi'ye dönerken kaçırılarak kendisinden bir daha haber alınamayan Hasan Ergül'ün ailesi yıllarca inatla hukuk mücadelesi verdi.
Çocukları babalarının hiç değilse kemiklerini bulabilmek için her yolu denedi.

Ergül ailesi Abdülkadir Aygan itiraflarına dayanarak Hasan Ergül'ün öldürülüp atıldığı Elazığ'daki Hazar Gölü çevresine gitti. Köylülerle konuştular. Tanıklar babalarının Kimsesizler Mezarlığı'na gömüldüğünü söyledi. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran aile, eski JİTEM'ci Aygan'ın tarif ettiği yerin kazılmasını sağladı. Aygan doğru söylemişti. Hasan Ergül'ün kemikleri burada bulundu.
Ergenekon soruşturmasının Fırat'ın Doğu'suna sıçraması 14 yıl sonra gerçeği getirdi. 17 binden fazla Kürdün Hasan Ergül gibi öldürüldüğü söyleniyor. Her birinin kemikleri bir yerde gömülü. Cinayetlerin çoğunu JİTEM işledi.
Mezarlar açılmalı. JİTEM bir bütün olarak soruşturulmalı ve mensupları yargılanmalı.

 

Yargıtay’a göre Uğur'u
öldürenler suçsuz

Kızıltepe'de 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası evlerinin önünde infaz edilmişti. Uğur sırtından 9 kurşunla vurularak aramızdan alınmıştı. Polis ‘aldığı bir ihbar üzerine PKK'li teröristleri yakalamak için' oraya geldiğini ve kendisine ateş açıldığını iddia etti. Mahkeme polisleri haklı buldu, onlar kendilerini savunmuştu, 12 yaşında bir çocuğa karşı!
Kaymaz ailesi polisleri beraat ettiren mahkeme kararını temyiz ettirdi. Dosya Yargıtay 1. Ceza Dairesi'ne geldi. Yargıtay bir skandala imza attı. Kararında, "'Sanık polis memurlarının eyleminin meşru müdafaa sınırları içinde kaldığı, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bu nedenle yerel mahkemenin verdiği beraat kararının yasaya uygun olduğu"nu belirtti. 12 yaşında bir çocuğu vurmak yasalara uygunmuş! Acılı Kaymaz ailesinin hakkını araması için iç hukuk yolları böylece tükendi. Davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımak istiyorlar, bir parça adalet için. Uğur Kaymaz'ı ise kimse geri getirmez. Uğurların öldürülmemesi için barışı kazanmak zorundayız.

 

CHP’nin ikiyüzlülüğü Oy isterken iyiydi
CHP’li Kılıçdaroğlu Konya’nın Akşehir İlçesi’nde türban sorununu tartıştı. Türbanlı öğrenci Şeymanur Örs, “Burada üniversiteye, liselere ve fen lisesine giden arkadaşlarımız var. Acaba, CHP bizim başörtü sorunumuzla alakalı ne yapacak?” diye sordu. Kılıçdaroğlu da “Bizim iktidarımızda göreceksiniz ki böyle bir sorun kalmayacak. Biz inançların ve ırkların siyasete alet edilmesini istemiyoruz” yanıtını verdi.
Tekrar söz alan Örs “Yani iş konuşmaya gelince ne güzel konuşuluyor. Ama iş icraata gelince, nedense benim başörtüm bir çok şeye engel oluyor gibi davranılıyor. Bu da bana çok ilginç geliyor açıkcası. Benim Allah’la arama da ibadetime de kimse giremez. Ama oluyorlar, oluyorsunuz" diyerek seçimden önce türbana evet diyen, ama seçimden sonra hiçbir şey yapmayan CHP’yi eleştirdi.

 

Tıpta korkunç gerçeği anlattı
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin mezuniyet töreni, sağlıktaki korkunç gerçeğin dile getirilmesine sahne oldu. Fakülteden birincilikle mezun olan Dr. Tuğba Akın, Tıp öğrencileri arasında yapılan bir anketi anlattı
 "Anket sorularından biri de şuydu: 'Kendi döneminizden bir hekim arkadaşınıza anne babanızı emanet eder misiniz?' Çıkan sonuç aslında çok vahim. Sadece yüzde birimiz ailemizi tam güvenerek, aynı dönemde mezun olduğumuz hekim arkadaşına emanet ediyor."
Bedava iş gücü
"Bu fakültenin öncelikli amacı hekim yetiştirmek değil midir? O zaman neden bazı polikliniklerde hiç hoca görmeden, sabahtan akşama kadar sadece asistan hekimlerle hasta bakıyoruz? Neden bazı bölümlerde öğrenci pratiklerini öğretim üyeleri yerine asistanlar yaptırıyor? Bizler burada hastanenin iş yükünü azaltmak için mi varız? Bedava iş gücü olarak mı görülüyoruz?

 

Kolluk kuvvetlerine göre kadın konuşkan ve hakaretçi
Açıköğretim Fakültesi Jandarma ve Polis Önlisans Meslek Eğitimi programında çıkan final soruları, kadınlara yönelik cinsiyetçi söylemlerin jandarma ve polis eğitimlerine girmiş olduğunu ortaya koydu. Sınavda öğrencilere “Aşağıdakilerden hangisi kadına özgü bir davranış olarak kabul edilir?” şeklinde bir soru yöneltildi. “Çokbilmişlik”, “baskıcılık”, “konuşkanlık”, “mantıksal düşünme” ve “kendine güvenme” şıkları arasında doğru cevap olarak gösterilen şık “konuşkanlık”!
Aynı sınavın Ceza Hukuku bölümünde bulunan bir soru da şöyle: “Evli erkeğe boynuzlu denmesi durumunda eşine karşı ne tür bir suç işlenmiş olur?” Doğru gösterilen cevap “dolayısıyla hakaret” iken, diğer şıklar “gıyapta hakaret”, “sövme”, “huzurda hakaret” ve “geçitli hakaret” idi.
İlköğretim ve lise ders kitaplarında bu konuda çeşitli düzeltmeler yapılmış olsa da, kadına yönelik öfke, şiddet ve baskı üzerinden kolluk kuvvetlerine tersi bir eğitim veriliyor. Sokakta yaptıklarıysa hiç de şaşırtıcı değil.