Ahmet Şahin

Arka sözünde “Müslüman mahallesinde salyangoz satmayı değil, ‘salyangoz olmayı’ anlatıyor bu kitap.” şeklinde oldukça açıklayıcı bir cümleyle tanıtılan kitap, Ermenilerin, daha doğrusu Türkiye’de yaşayan Hıristiyan halkların gündelik hayatta sık sık karşılaştığı sıkıntıların, korkuların, tedirginliklerin bazen de komikliklerin ilk sesten yazıya dökülüş hikâyelerinin toplamından oluşuyor.

Hrant Dink’in katliamının ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucularından Hayko Bağdat, mahalle, ev, okul, Kınalıada arasında geçen çocukluk ve gençlik anılarından çarpıcı kesitleri, aktarıyor bizlere.

Ermeni babanın Rum annenin çoğu olan Bağdat, askerlik için gittiği Çanakkale ve Tunceli’de yaşadığı günlerin izlerinden ilk yazarlık deneyimine, 6 –7 Eylül 1955 olaylarından Hrant Dink’in katledilmesine, Patrik Mutafyan’la tanışmasından diasporayla ilişkilere, Başbakan’ın taziyesinden devletin nefret ve inkâr politikasına, milletvekilliği adaylığından, Yahudili – Ermenili televizyon programına ve Müslüman Çerkez bir kadınla kilisede evlenmesine kadar pek çok ilginç hikayeyi aktarıyor bize. Hrant Dink’in katledilmesinin ardında, cenaze töreninde “Hepimiz Ermeniyiz” sloganını, 1915 Ermeni soykırımını, 6-7 Eylül pogromunu ve daha nice acıyı yeniden hatırlamamızı sağlıyor Salyangoz .