Roni Margulies
"Evet ama, AKP samimi mi?" Bu soruyu çok sık duyuyorum.

Solun TKP tarafından temsil edilen kesimi sormuyor bu soruyu elbet. Onlar zaten Kürt Açılımı'nın başarısız olmasını, savaşın devam etmesini istediği için, umurlarında bile değil. Onlara göre, zaten bir "açılım" filan yok. Sadece Amerikan emperyalizminin bir katakullisi var. Emperyalist dış güçler Türkiye'yi bölmeye çalışıyor, AKP de dış güçlerin maşası olarak bu bölme girişimini uyguluyor. Mesele basit.

Gel gör ki, emperyalistler Türkiye'yi niye bölmek istiyor, belli değil. Aradım, taradım, bu sorunun cevabını bulamadım. Bunlar gizli planlar olduğu için, emperyalist kaynaklarda bulamamış olmam doğal tabii. Ama anti-emperyalist kaynaklarda da yok maalesef. Direniş de gizli galiba!

Emperyalisler dünyanın karmakarışık, istikrarsız bir bölgesinde, bir dediklerini iki etmeyen, emperyalizme sadık kocaman bir ordusu olan, Türkiye gibi bir ülkeyi niye bölmek isteyebilir acaba? İstediklerini yaptırabildikleri uysal bir müttefiği niye parçalamak istiyor olabilirler acaba? Başlarına bela mı arıyorlar? Deli mi bunlar?

Irak'ta durumu altı yıldır hâlâ doğru dürüst yatıştıramamışken, İran her an başlarına yeni dertler açabilecekken, niye İsrail dışındaki tek sağlam müttefiklerini dağıtmak istiyorlar? İstikrarsız Ortadoğu'yu daha da istikrarsızlaştırmak ne açıdan işlerine geliyor olabilir?

Bu soruların cevapları bulunamıyor, çünkü yok. Çünkü sorular anlamsız. Çünkü Kürt Açılımı emperyalistlerin oyunu filan değil. Açılım, Kürt hareketinin 25 yıllık mücadelesinin doğrudan sonucu. Ve bu mücadelenin, Türk devletine bu sorunu silah zoruyla çözemeyeceğini kabul ettirmiş olmasının sonucu. Ve geçen 29 Mart yerel seçimlerinde Kürt halkının ezici oranlarda DTP'ye oy vererek "muhatap" meselesini çözmüş olmasının sonucu. Emperyalizm ile hiç alakası yok.

Dolayısıyla, asıl dertleri misak-ı milli sınırlarını savunmak olan ve emperyalizmi bahane olarak kullanan sözde solcu milliyetçileri bir kenara bırakalım.

"Evet ama, AKP samimi mi?" sorusunu soranlar, gerçekten barış isteyen ve AKP'nin bu girişimi sonuna kadar götürmeyeceğinden kaygılananlar.

Konuştuğum Kürtlerin ve Kürt hareketinin taleplerini destekleyen Türklerin hemen hemen tamamı, hükümetin bu açılımı sonuna kadar götürmeyeceğinden kaygılanıyor. Açılımın ilan edildiği günden bu yana gerçekleşen olaylar da bu kaygıların haklılığını gösteriyor: DTP'liler tutuklanıyor, operasyonlar yapılıyor, "son terörist öldürülene kadar..." açıklamaları yapılıyor.

Kaygılanan ve AKP'nin samimiyetini sorgulayanların gözden kaçırdığı şu: Hükümetin samimi olup olmaması hiç önemli değil.

Hükümet tümüyle samimi olabilir, müthiş kararlı olabilir, farketmez, yine de süreci sonuna kadar götüremeyebilir. Süreci baltalamaya çalışanlar, ordunun bir kesimi, Ergenekoncular, CHP, MHP ve savaştan doğrudan çıkarı olanlar başarılı olup barışın gündemden çıkmasını sağlayabilir.

Öte yandan, hükümet hiç samimi olmayabilir, ama yine farketmez, çünkü açılımın gündeme gelmiş olmasını sağlayan etmenler hükümeti bu süreci sonuna kadar götürmeye zorlayabilir.

Kısacası, mesele hükümetin samimi olup olmaması değil. Mesele, samimi olsa da olmasa da hükümeti barış doğrultusunda zorlamaya devam etmek. Yani önemli olan hükümetin niyeti değil, bizim ne yaptığımız. Hem Kürt hem Türk illerinde barış talebi güçlü bir şekilde yükselmeye devam ederse, barış olacak; yükselmezse, hükümet sıkıştığı yerde geri adım atacak.