Kürt sorununun çözümünde tarihsel bir eşikteyiz. Çok önemli adımlar atıldı. Akan kanın durması için büyük bir hamle yapıldı. Barış elçilerinin sınırdan girmeleri ve serbest bırakılmaları çözüm sürecinin hangi yönde ilerleyeceğini de gösteriyor.

Barış adımlarının duraklamasının arkasında savaştan beslenenler var.

Savaştan beslenen milliyetçiler, savaştan beslenen cuntacılar var.

"Dağa çıkarız" diyen, kötü bir karikatür gibi dağda bir gece geçirip geri dönen, demokratik tüm gelişmelere karşı çıkan, Kürt halkının barış sevincini bile çok gören, batıda barış duygusunun güçlenmesine karşı direnenler, savaştan çıkarı olanlardır. Savaştan, kan akmasından, annelerin ağlamasından, kaynakların eğitime, sağlığa değil, silaha, bombaya harcanmasından çıkarı olanlardır.

Barış sürecine karşı çıkan bir güç daha var ki tam "savaş istiyoruz" diye bağırmaya başlamışken yasa dışı bir eylem planlamasıyla yakalandı. Albay Dursun Çiçek imazlı darbe belgesinin gerçek olduğu açığa çıktı.

Aleni bir şekilde darbe planlaması yapan askeri cuntayla karşı karşıyayız.

Şimdi bu cuntanın dağıtılmasını savunmamız gerekiyor. Kürt sorununun siyasal yöntemlerle çözülmesi içinde tüm özgürlüklerimizin korunması için de, adalet duygusunun güçlenmesi içinde askeri cuntaya bulaşan, belgeyi basın toplantısıyla sahte ilan eden tüm komuta kademesi görevden alınmalıdır.