2007 yılında Meclise Ufuk Gerek kampanyası binlerce aktivisti, emekçiyi bir çırpıda içine çekti. Sokakta defalarca en radikal sloganlarla yürüyüşler örgütlendi. Benzer bir politik ruh hali çok daha keskin bir biçimde Baskın Oran kampanyasında da yaşandı.

Her iki kampanyada da insanları  heyecanlandıran, sihirli bir atmosfer vardı. Bu heyecan medyayı  da sardı, abartılı olmazsa, neredeyse tüm Türkiye’nin gözünü  dikip bu iki bağımsız aday kampanyasını izlediğini iddia edebiliriz.


Gerçekten yeni olan ne?
Aktivistleri heyecanlandıran, kampanyada bir dizi yenilik olmasıydı. Sloganlar yeniydi, örgütlenme biçimi yeniydi, geleneksel seçim kampanyaları dışında yıllardır süren gerçek politik kampanyalar gibi biçimleniyordu yürüyüşler de sloganlar da.

Daha önemli bir başka yenilik ise kampanyanın politik eksenini benimseyen herkes, kendisini hareketin aktif, işe yarayan, yetenekleriyle genel politik havaya katkı  yapan özne olarak görmesini sağlayan bir örgütlenme ağı  şeklinde adım atılıyordu.

Bir yandan darbelere karşı  çıkar, tüm ezilenlerin sesi olan sloganlar benimsenir, birleşik bir eylem, propaganda ve sokak etkinliğiyle halkların kardeşliği duygusu güçlendirilirken, bir yandan da  kanalları harekete geçmek isteyen her insana açık olan aşağıdan bir kampanya havası hakimdi.

Sokağın sesi
Her iki kampanya da aynı  şekilde sokağın sesini temsil ediyordu. Sabahlardan gece yarılarına kadar sendikalarda, işyerlerinde, merkezi alanlarda yürüyüşler, bildiri dağıtımları, toplantılar, afişlemeler yapılıyordu.

Söz konusu olan, gerçek bir aktivizm patlamasıydı.

27 Nisan muhtırası ve Hrant Dink cinayetinin kamuoyunda yarattığı keskin politikleşme seçim kampanyasına da yansıdı. Ama önemli olan bu politikleşmede harekete geçmek isteyenlerin istediği gibi içine girebileceği kanalların yaratılmasıydı.
Bugünler de Sosyalist İşçi’nin de kurulması için çabaladığı “kitlesel ve yeni bir sol parti” girişimi, 2007 seçim kampanyalarının deneyleri üzerinden çok güçlü bir biçimde ilerleyebilir.

Grupların değil hareketin partisi
Bu deneylerin en önemlilerinden birisi, heyecan yaratacak yeni bir sol partinin, grup ittifakları  biçiminde görünmemesidir. Böyle bir algı, bütün grupların aktivist sayısının toplamından çok daha büyük bir kitleyi oluşturan, herhangi siyasi bir partide örgütlenmemiş, herhangi siyasi bir grubun taraftarı olmayan bir kitleyi dışarıda bırakır.

Mevcut parti girişiminde adı  geçen bazı Alevi dernekleri, ÖSH, DSİP, 10 Aralık, SHP gibi örgütlerin yan yana gelmesi ve “biz yeni bir parti kuruyoruz” beyanatında bulunması, farklı bir çatı partisi olarak algılanacağı için gerekli olan ilk ivme için bir heyecan yaratamaz. Üstelik soldaki en büyük çatı olan DTP’nin başka bir çatı partisi girişiminde yer alıyor olması, heyecanın yerini kurumsal tartışmaların alması anlamına gelir. 

Aşağıdan hareketin sözcüsü
Kitlesel sol parti, kuruluş  aşaması, ilk tartışmaları da dahil olmak üzere her adımını  aktivistlerle, bu girişimin içinde yer almak isteyenlerle, kamuoyuyla tartışarak atmalıdır. Elbette “yukarda” yürütülmesi gereken adımlar vardır ve bu adımlar da önemlidir ama her adım böyle bir partinin aktivisti olmak isteyenlerle paylaşılmalıdır.

Bu paylaşım sadece demokrasinin gereği olduğu için değil, sorunların çözümünde aktivistlerin katkılarını almak çok önemli olduğu için de faydalı olacaktır.

Kampanyacı bir sol
Olağan koşullarda 2011’de genel seçimler yaşanacak. Genel seçimlere kadar, hatta belki de bütün bir 2010 yılı boyunca bir yandan Kürt açılımı için bir yandan da darbe girişimlerine karşı ve Ergenekon davasının sonuna kadar gidilmesi için kıran kırana bir mücadele sürecek.

Yeni bir sol parti, iklim değişimine karşı mücadeleden inançlar üzerindeki baskıya kadar, emekçilerin talepleri için verdikleri mücadeleden demokrasi için sınırları  zorlayan adımlara kadar bir dizi başlıkta, bugünden mücadele etmelidir.

Ama özellikle özgürlüklerin üzerinde ağır bir kaya gibi duran darbe girişimlerine karşı mücadele ve Kürt halkının tarihsel bir kazanım elde etmesinin mümkün olduğu açılım sürecinde Kürt halkıyla beraber mücadele çok önemli.

Kitlesel bir sol parti, 2011 yılında bağımsız aday kampanyalarıyla meclise çok sayıda milletvekili sokabilir. Bunun biricik yolu ise bugünden sokakta kampanya yapmak, Baskın Oran ve Ufuk Uras seçim kampanyalarında olduğu gibi gerçekten yeni olduğunu sloganlarının radikalliğiyle, keskinliğiyle göstermektir.