Anıl Güler
Rahip Santoro ve Hrant Dink'in öldürülüşünden hemen sonra 18 Nisan 2007'de hedef bu kez Hıristiyan misyonerlerdi. Zirve Yayınevinde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım (19) olay yerinde yakalanmıştı. Failler yine 19-20 yaşlarındaydı. Merkez medya, görevi gereği tıpkı Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayeti gibi bu katliamın da milliyetçi hezeyanla yapıldığını, bu olayın çok fazla abartılmaması ve üstüne gidilmemesi gerektiğini ve faillerin yakalandığını yazdı yine. Ama daha sonra yaşanan gelişmeler bu katliamın da Türkiye'deki derin yapılanmaların bir operasyonu olduğunu gözler önüne serdi.

Nitekim İstanbul Cumhuriyet Baş Savcılığı'nın isteğiyle hazırlanan 32 sayfalık Emniyet raporunda da, Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek'le katliamı azmettirmekle suçlanan Mehmet Ülger arasındaki ilişkiye dikkat çekiliyor.

Raporun en dikkat çekici bölümlerinden biri de jandarma ile bağlantılı Malatya Kerkük Kardeşlik Derneği Başkanı Veysel Şahin ile ilgili. 3 Aralık 2008 tarihinde Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği ifadede Veysel Şahin, cinayetin azmettiricisi olduğu ileri sürülen Malatya İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger'in kendisini Ergenekon davası tutuklu sanığı Doğu Perinçek'e yönlendirdiğini belirtiyor. Şahin savcılık ifadesinde, Doğu Perinçek ve grubu ile tanışıklığının Mehmet Ülger'in tavsiye ve teşvikiyle olduğunu aktarıyor. Şahin'in telefon dökümlerini inceleyen polis, onun Perinçek'in şoförü Yusuf Berişik ve İşçi Partisi il örgütüyle irtibatını da ortaya koydu.

Rapora giren bir diğer delil ise Ergenekon davası tutuklu sanıklarından Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol'un 25 Aralık 2000 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve SAREM'de verdiği misyonerlik konferansı. Seminerde, misyonerliğin ajanlık ve provokatörlük olduğunu söyleyen Erenerol, Türk Ortodoksluğu dışında tüm yabancı din misyonlarına karşı olduklarını belirtmişti.

Tolon'daki belgelerde yayınevinin adı geçiyor

Ergenekon davası tutuksuz sanıklarından eski Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon'un evinde yapılan aramada ele geçirilen 1 No'lu CD'de bulunan dosya ile, tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu'nda bulunan 42 No'lu CD'deki belge tamamen aynı çıkmıştı. Her iki belgenin de içerisinde misyonerlik faaliyetlerini konu alan dökümanlar bulunuyor. Tolon'da ele geçirilen Psikolojik Harekat Seminerleri isimli bir sunuda şu ifadeler dikkat çekiyor: "Malatya'da Kayra Dağıtım (Zirve Yayınevi'nin eski ismi) Pazarlama Ltd. Şirketi adı altında kurulan kitap evi tarafından askeri personele yönelik misyonerlik faaliyetlerinde bulunulduğu..."

Raporun sonuç bölümünde emniyet yetkililerinin görüşü Ergenekon terör örgütüyle Malatya cinayeti ilişkisini gözler önüne seriyor. Katliamın hedef göstererek işlendiği belirtilen polis raporunda, olayın Ergenekon yapılanması tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varıldığı belirtiliyor.

Duruşma 25 Haziran'da
Zirve Yayınevi katliamının 26. duruşmasında önceki duruşmada da gündeme gelen "Kafes Eylem Planı"yla ilgili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosyada bulunan tüm delillerin istenmesine karar verildi. Kararda, "deliller incelendikten sonra dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceğine karar verilmesi" ifadesi yer aldı. 25 Haziran’daki duruşma davanın kaderini belirleyecek.