Şenol Karakaş
Sosyalist solda en önemli cahillik konusu, Troçki’nin devrimci fikirleri ve devrimci yaşamına dairdir ve bu cahillik ne yazık ki devam ediyor. Troçki’ye artık bir önem atfettiklerini göstererek, “sosyalizm tarihinin değerlerinden” olduğunu söylemeleri, bu cahilliğin sona erdiğini göstermiyor ne yazık ki.

Troçki’nin mücadelesi ve fikirleri o kadar önemlidir ki, bu fikirlere sahip çıkılmadan, sosyalist kalmak mümkün değildir. 

Troçki’nin sonrasında sosyalizm mücadelesine sahip çıkmanın yolu, Troçki’nin devrimci fikirlerine sahip çıkmaktan geçiyor. 1930’lu yıllarda işlemeye başlayan stalinist yalan makinesi, Troçki’nin 1917 Ekim devriminde önemsiz bir rol oynayan, Lenin’le sürekli cebelleşen, ihanetlerine daha o günlerde başlayan bir tarihsel figür olduğunu anlatmaya başlamıştı.

Bu iddianın tarihsel gerçeklerle hiçbir ilgisinin olmadığı bugün artık çok açık. Bugün açık ama kuşaklar boyunca sosyalistler stalinist yalanları sosyalizmin teorik temelleri olarak gördükleri için patavatsızlık yaparak, “hain”, “Hitler işbirlikçisi” gibi suçlamaları dile getirebildiler.

Halbuki Troçki daha lise yıllarında devrimci faaliyete atılan, ilk illegal işçi örgütlenmesi içinde yer aldığında yakalanan ve sürgün cezası alan, Sibirya’da sürgünden kaçarak yurtdışındaki sürgün Rus devrimcilerin yanına giden, burada Rusya’da birleşik bir işçi partisi örgütlenmesi sürecine katılan, sonraki, tüm yaşamını devrimci mücadeleye adayan bir devrimcidir.

Stalin, doğruya daha yakın şeyler söylediği günlerde, 1917 Ekim ayaklanması zafer kazandıktan kısa bir süre sonra yazdığı makalede, devrimin pratik ayaklanma adımlarını örgütleyen Troçki’ye herkesten daha fazla borçlu olduklarını yazmıştı. Ama Troçki 1917 devriminde işçi sınıfının ve yoksul köylülüğün ayaklanma ve iktidar organı olan sovyetin liderliğini yapmadan önce, 1905 devriminde sovyet başkanlığı yapmış ve 1905 devriminin en önemli devrimci lideri olarak sivrilmişti.

Troçki hakkındaki yalanlar arasında, Nazilerle işbirliği yaptığı yönündeki yalan, aslında 1920’li yılların ortalarında başlayan ve Rusya’da işçi sınıfının Ekim devrimiyle elde ettiği tüm kazanımları gasp etmeyi hedefleyen karşı devrimin düzeysizliğini ve şiddetini gösterir. Stalinist karşı devrimin Troçki’ye en önemli düşmanı olarak saldırmasının nedeni, 1917 yılının devrimci kazanımlarının Troçki tarafından bıkmadan savunulmasından kaynaklanıyor. 1930’lı yıllarda Troçki, üzerinde çok ağır bir yük olduğunu, yeni kuşaklara marksist geleneğin en önemli yanlarını aktaracak kendisinden başka hiç kimsenin olmadığını söylerken hiç de abartmıyordu.

İşçi demokrasisi, sürekli devrim teorisi, devrimin strateji ve taktikleri, Lenin’den sonra Komünist Enternasyonal’in eleştirisi, faşizme karşı birleşik cephe, devrimci partinin örgütlenmesinin taktikleri, İspanya ve Çin’de devrimlerin kazanması için müdahaleler, stalinizme karşı leninizmin savunusu ve bir dizi tarihsel politik sorun hakkında Troçki, devrimci geleneği yaşatma mücadelesini çoğu kez tek başına sürdürdü. Troçki’den sonra gerçek Marksist geleneğe sıkı sıkıya sarılmak için Troçki’nin fikirlerine sahip çıkmak zorundayız.