Erkin Erdoğan

Maliye Bakanlığının Ekonomik Veriler Raporundan derlenen bilgilere göre, Türkiye OECD üyesi 33 ülke arasında vergi yükü, yani verginin milli gelire oranı açısından sondan 4?üncü sırada yer alıyor. Danimarka'da yüzde 48, İsveç'te yüzde 46,2, İtalya'da yüzde 43,4, Fransa'da yüzde 41,8, Almanya'da yüzde 36,8, İngiltere'de yüzde 34,2, Yunanistan'da yüzde 29,3, Japonya'da yüzde 26,5 olan vergi yükünde, OECD ortalaması ise yüzde 34,7 olarak hesaplanıyor.

Türkiye yüzde 24,6'lık oranla, vergi yükünde sadece yüzde 24?lük orana sahip ABD'yi, yüzde 18,1?lik oranı olan Şili'yi ve yüzde 16,9?luk oranı olan Meksika'yı geride bırakıyor.

Türkiye şirketler için vergi cenneti

OECD verilerine göre Türkiye, zenginler ve sermayedarlar için tam bir vergi cenneti.  Gelirden, kârdan ve mülkiyetten alınan vergi minimum seviyelerde. Türkiye, OECD üyesi 33 ülkenin arasında, Meksika ve Slovak Cumhuriyeti'nden sonra gelir ve kârdan en az oranda vergi alan ülke statüsünde.

ABD gelir ve kâr üzerinden GSYİH`sinin yüzde 9,8'i, Fransa yüzde 8,7'si, Almanya yüzde 10,7'si, İtalya yüzde 14,2'si, İspanya yüzde 9,2'si, İngiltere yüzde 13,2'si, Danimarka ise yüzde 29,5'i oranında vergi tahsil ederken, bu oran Türkiye'de sadece yüzde 5,9'da kalıyor. Adil vergilendirmenin en temel göstergelerinden biri sayılan gelir ve kâr üzerindeki vergi yükü, Türkiye'de bazı gelişmiş ülkelerin sadece beşte biri seviyesinde bulunmakta.

Türkiye, şirketlerden ve sermayeden bu kadar az oranda vergi alırken, toplam vergi gelirinin yüzde 25'ini çalışanlardan topluyor ve yurtiçi hasılanın yüzde 6'sını çalışanların ödediği vergiler oluşturuyor.

Maaşlarımızdan elinizi çekin!

Türkiye adaletsiz vergi politikalarının hüküm sürdüğü tipik ülkelerden biri. Toplanan verginin yaklaşık yarısı satılan mal ve hizmetlerden, dörtte biri de çalışanların maaşlarından kesiliyor. Mal ve hizmet vergilerinin önemli ölçüde KDV olarak tüketicilere yansıtıldığı düşünülürse, verginin büyük bölümünü çalışanlar ödemek durumunda kalıyor.

Adaletsizlik ve eşitsizlik sadece verginin toplanmasındaki makro ölçekli dengesizlikle bitmiyor. Açlık sınırının altındaki asgari ücretli çalışanlardan bile zalimce yüzde yirmilik vergi ve prim kesiliyor. Böylece işçinin eline, brüt 796 TL olan asgari ücretin sadece 630 lirası net olarak geçiyor. Memur-Sen'in Mayıs ayında açıkladığı rakamlara göre, Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 931 TL, yoksulluk sınırı ise 2 bin 467 TL. %20 vergi kesilen asgari ücret, zaten açlık sınırının altında.

KDV oranı azaltılsın, asgari ücret vergi dışı bırakılsın

Ücretler üzerindeki vergi yükü derhal azaltılmalı ve ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Asgari ücretten alınan vergiler tamamen kaldırılmalı ve yüksek ücret olarak kabul edilip yüksek vergiye tabi tutulan tutar OECD ülkeleri seviyesine getirilmelidir.

Türkiye'de asgari ücret, sefalet ücreti olmaktan çıkarılmalı ve asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır. Ücretlerin vergilendirilmesinde yeni bir politika belirlenmeli ve belirli bir gelirin altında olan kimseler vergilendirilmemelidir. Asgari geçim indirimi kabul edilebilir sınırlara çekilmeli ve ücretlilere uygulanan vergi oranı mutlaka düşürülmelidir.

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu'nun dediği gibi "asgari ücret, bir üretim faktörü olarak emeğin bedeli olmanın ötesinde, insanın yaşaması, varlığını sürdürmesi için gerekli gelir kaynağıdır. Asgari ücret, çalışanların yaşama ve çalışma şartlarının düzenlenmesine yönelik önemli uygulamalardan birisidir. Sosyal politika aracı olarak, çalışanlar düşük ücretlere karşı korunmalı ve yanı sıra rekabet emek sömürüsü ile yapılmamalıdır".

Türkiye'de mal ve hizmetlerin yüksek KDV oranlarıyla vergilendirilmesi tüketicilerin cezalandırılmasından başka bir anlama gelmiyor. KDV oranı düşürülmeli ve bunun yerine şirket gelirlerinin vergilendirilmesi yoluna gidilmelidir. Türkiye'de kâr ve sermaye vergilendirilirse misliyle vergi toplanabilir ve bu parayla bir çok sosyal harcamaya kaynak yaratılabilir, yeni okullar, hastaneler ve yeni iş olanakları açılabilir.

 

Vergi değil, soygun!

Türkiye, Danimarka ve OECD ortalamasının kıyaslamasını gös-teren tablo, Türkiye'deki vergi adaletsizliğini gözler önüne seriyor ve durumun vahametini ortaya koyuyor. Türkiye'de gelir ve kâr üzerinden alınan vergi, toplam verginin yüzde 25 iken, bu miktar Danimarka'da yüzde 62. Danimar-ka, vergisinin sadece yüzde 2'sini çalışanlardan topluyorken, Türkiye'de bu oran yüzde 25.