Stalinistler, 'tek ülkede sosyalizm'in mümkün olduğunu Lenin'e dayandırmaya çalışır. Lenin'den yaptıkları, bağlamından koparılmış bu alıntılarla Stalin'in Lenin'in sürdürücüsü olduğunu iddia eder.

Oysa Lenin yaşamının bir çok döneminde 'tek ülkede sosyalizm'in imkansız olduğunu, Rus Devrimi'nin Avrupa Devrimi'nin bir parçası olabileceğini, aksi takdirde yalnız kalarak mutlaka yenileceğini dile getirmişti.

Rus devrimi bir başlangıç

Rusya'da 1905 Devrimi patlak verdiğinde Lenin, "Rus siyasal devrimini Avrupa'daki sosyalist devrimin başlangıcı yapacağız" değerlendirmesini yapmıştı.
1917 Şubat'ında işçiler Çarlık devletini devrimle yıktı. Bütün iktidarın Rusya'da işçi sınıfının doğrudan demokrasi organları olan Sovyetlerde olmasını savunan Lenin, 1917 Nisan'ında toplanan Bolşevik Partisi kongresinin açılış konuşmasını şu sözlerle bitirmişti:

"Devrimi başlatmanın büyük onuru Rus proletaryasına düştü. Fakat Rus proletaryası unutmamalı ki, onun hareketi ve devrimi sadece, örneğin Almanya'da her geçen gün ivme kazanmakta olan, bir dünya devrimci proletarya hareketinin parçasıdır. Görevlerimizi yalnızca bu açıdan tanımlayabiliriz."

25 Ekim 1917'de, işçiler sosyalist devrimle iktidara gelmişken, Lenin'in devrimin kalbi olan Petrograd Sovyeti'ne sunduğu 'Sovyet İktidarı'nın Görevleri' adlı rapor "Herşeyin üstesinden gelecek ve proletaryayı dünya devrimine götürecek olan kitle örgütünün gücüne sahibiz. Şimdi Rusya'da bir proleter sosyalist devletin inşasına başlamalıyız. Yaşasın dünya sosyalist devrimi!" sözleriyle biter.

Mart 1918'de toplanan Rus Komünist Partisi-Bolşevik kongresine Lenin'in sunduğu rapor, sosyalizmin inşası ile ekonomik gelişme ve Rusya'da sosyalizmin nihai zaferi hakkındaki görüşlerini açıklar:

"Avrupa'da sosyalist devrimin ön-gereklilikleri üzerine dikkatlice düşünmüş olan herkes, Avrupa'da başlangıcın ölçülemez derecede zor olacağı konusunda açık olmalı, halbuki bizde ise başlangıç ölçülemeyecek kadar kolay oldu; fakat, devrimi devam ettirmek için orada olduğundan daha zor olacak. Bu nesnel durumu yaşamak, tarihin yaptığı olağanüstü keskin ve zor dönüş tarafından bizlere dayatıldı… Tarih bizi olağanüstü zor bir konuma soktu; benzeri görülmemiş zorluktaki bir örgütlenme işinin ortasında bir dizi acı yenilgiler yaşayacağız. Dünya-tarihsel bakış açısından ele alındığında, eğer diğer ülkelerdeki devrimci hareketler olmazsa, eğer yalnız kalırsak devrimimizin nihai zaferinin şansının olmadığına hiç şüphe yoktur… Tekrar ediyorum, bütün bu zorluklardan kurtuluşumuz bütün- Avrupa devrimindedir… mutlak doğru odur ki, bir Alman devrimi gelmezse hakkımızdaki hüküm verilmiş demektir… Eğer Alman devrimi gelmezse, her halükarda, akla gelebilecek bütün koşullar altında hükmümüz verilmiştir."

Alman devriminin yenilgisine rağmen

1919'da Alman Devrimi ayağa kalkmış, ancak yenilmiştir. Buna rağmen Lenin dünya devriminin gerekliliği fikrinden vazgeçmedi. 1920'de Moskova Sovyeti, Bolşevik Partisi Moskova Komitesi ve Moskova Şehri Sendika Konseyi toplantısında yine açıkça konuştu:

"Enternasyonal bir bakış açımız olduğu ve sosyalist devrim gibi bir davaya bir tek ülkede ulaşılamayacağını daima vurguladık."

Lenin'in en son makalelerinden biri olan ve 1922 Şubat'ında yazılan Bir Yayıncıya Notlar’da Lenin, Avrupa devriminin imdadına yetişmediği Rus devriminden beş yıl sonra tek bir ülkede sosyalizmin inşasının mümkün olmadığını anlatır:

"Fakat biz henüz sosyalist ekonominin temellerini inşa etmeyi bile bitiremedik ve çürüyen kapitalizmin düşman güçleri bizi hala burada alıkoymaktadır. Bunu açıklıkla değerlendirmeli ve samimiyetle kabullenmeliyiz; çünkü illüzyonlardan (ve baş dönmesinden, özellikle yüksek mevkilerde) daha tehlikeli bir şey yoktur. Ve bu doğruyu kabul etmekte, en hafifinden bile olsa yeise kapılmaya meşru sebepler kazandırmaktan daha korkunç olan bir şey yoktur. Çünkü biz marksizmin elementer doğrusunu her zaman ileri sürdük ve tekrarladık - sosyalizmin zaferi için birkaç ileri ülkenin işçilerinin ortak çabası gerekir."

Lenin’in son mücadelesi

1924 yaşamını kaybeden Lenin'in son mücadelesi "yüksek mevkilere" gelip, Rusya'da ulusal bir sosyalizmi inşa etmeye çalışan bürokrasiye karşı gerçekleşti.

Rus Komünist Partisi liderliği Gürcistan Komünist Partisi liderliğinin "özerklik" talebine karşı savaş açar. 30 Aralık 1922'de, Ulusal Sorun Üzerine adlı makalesinde Lenin;  Gürcistan' Olayı ile ilgili olarak Feliks Dzerjinski, Grigori Ordjonikidze ve Stalin'i eleştirerek Büyük Rus milliyetçiliği ile itham etmiştir: "Bu konuyla ilgili Stalin'in yönetsel olarak aceleciliği ve sosyal milliyetçiliğe olan meşhur sevdası yüzünden ölümcül bir hata işlenmiştir. Siyasette bu tür bağlılık genellikle en kötü sonuçlara yol açar."

Vasiyetname olarak adlandırılan notlarında Lenin, ulus-devleti inşa etmek için diriltilen büyük Rus şovenizmini lanetlemiş ve Josef Stalin'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri görevinden alınmasını istemişti.