Hsiao-Hung Pai

Çin'deki yerel yönetimlerin insanların topraklarına el koyup geçim kaynaklarını kurutması ilk kez gerçekleşmemişti.  Protestocuların tartaklanıp kötü muameleye maruz bırakılmaları da bir ilk değildi.

Guandong eyaletindeki Wukan köyünün yerel yönetimi de bu yolla sıvışabileceğini sanmıştı. Fakat yanıldılar. Köylüler direnmeye devam etti ve kazandı!
Polisin tehditlerle baskı kurmasına, "Wukan" kelimesinin internette sansürlenmesi rağmen çoğunluğu balıkçılıkla geçinen 20 bin insan ayaklanmıştı.
Çin'deki yerel yönetim, köylülerin topraklarını girişimcilere düşük fiyatlarla peşkeş çekerek hızla gelişen emlak piyasasından nemalanmayı amaçlamıştı.

İdareciler 1970'lerin sonundan beri ekonominin özgürleştirildiği reformlarla bu süreci yönetiyordu. Topraklara el konulması, köylülerin fakirleşmesi ve kırsal alandan göç etmesinin birincil etkeni olmuştu.

Wukan'da, 1990'dan beri, çiftliklerin yerini lüks oteller ve villalar alıyor, yerel yönetimler bu yolla kâr ediyordu. 2006'dan beri köylüler, yönetimin cebine indirdiği 700 milyon yuanın (210 milyon TL) çiftçilerin zararını karşılık tazmini için dilekçe topluyordu.
Eylül ayında, 1 milyar yuan (300 milyon TL) değerindeki topraklar, Çin'in en zenginlerinden sayılan bir işadamına ait Guangdong merkezli emlak şirketine satılmıştı.

Çiftçilere, tazmin için bir kuruş bile teklif edilmemesi üzerine ayaklanma baş gösterdi. Binlerce insan toprakların iadesi için protestolara başladı.
Yetkili makamlar protestoculara suçlu muamelesi yaptı. Lufeng yerel yönetiminin propaganda departmanı onları "suçlu" ve "baş belası" olarak niteledi.
Aralık ayının başında polis, yetkili makamlarla görüşmek için seçilen çiftçi temsilcilerinden beşini tutukladı. Bu kişilerden Xue Jinbo, gözaltındayken öldü. Polis, maktûlün kalp krizini geçirdiğini iddia etse de, naaşı teşhis eden aile fertleri Jinbo'nun bedeninde yara izleri ve kırıklar tespit etti.

Yolsuzluk

Jinbo için matem sürerken, 10 binden fazla köylü protesto yürüyüşü yaptı. Köy heyeti binasının önünde toplandılar. Ellerinde dövizlerle "Kahrolsun hortumcular! Topraklarımızı koruyacağız!" diye haykırdılar.

Jinbo'nun naaşının geri alınmasını ve diğer temsilcilerin serbest bırakılmasını talep ettiler.

Neticesinde, Komünist Parti genel sekreteri dahil tüm yetkililer aceleyle kaçarken, protestocular polisin köye girişini engellemek için barikat kurdular. Gençler ise sokakları denetimleri altına aldı.

Polis ise Wukan'a giden yolları tıkayarak protestocuların direnişini kırmak için gıda maddelerine erişimi engelledi. Fakat komşu köyler gıda sevkiyatını gizlice idare ettiler.

Tüm bunlar olurken, Guangzhou eyaletinde, Wiebo (Çin'in Twitter'ı) kullanıcısı 20 internet aktivisti Wukan'la dayanışmak için sokaklara indi. Çoğu eylemci tutuklandı.

Hükümetin baskıları, köylülerin kendine has bir komün oluşturmasına sebep oldu. Yolsuzluğa karışan idarecilerin yerine yeni bir köy heyeti görevlendidiler.

Yeni gelen heyet, silahlı abluka altında yaşam mücadelesi veren köy yoksullarına maddi bağış yapılacağını bildirdi. Ayrıca köylüler, ulusal ve uluslararası iletişim için kendi basın ofislerini kurdular. Günlerce, Çin'de gerçek bir demokrasinin temini için tartışmaların yaşandığı kitle mitingleri düzenlendi.
Köylüler eleştirilerini yerel hükümete yöneltti. Üst yönetimin kurumları sıkı önlemlerin yerine uzlaşma formülleri teklif etti.

Eyalet hükümeti gasp edilen toprakların bir kısmının iadesi hususunda köylülerle anlaştı. Tutuklanan köylüler serbest bırakıldı. Şimdi köylüler, Jinbo'nun ölümünün soruşturulmasını bekliyor.

Wukan direnişi Çin'deki tüm insanlara esin kaynağı oluşturuyor.

Hükümet, Wiebo kullanıcılarını baskı altında tutmaya devam ediyor, bağımsız internet kullanıcılarını ve aktivistlerini hapsediyor. Aralık ayında, yazılarında "hükümeti devirmeyi teşvik ettiği" iddiasıyla Chen Wei dokuz yıl, Chen Xi ise on yıl hapse mahkum oldu.

Hükümetin, nüfusun çoğunluğunu  oluşturan ve haklarının farkına varanların hızla arttığı kırsal kesime karşı güç kullanması gittikçe zorlaşıyor.
Bir Wukan köylüsünün dünyaya haykırdığı gibi: "Şayet hükümet sözünü tutmaz ise, yine protesto edeceğiz!"