Sosyalist İşçi 217 (22 Nisan 2004)
Sayfa
10:
Avrupa Sosyal Forumu hazırlık
toplantısı
Aktivistler tartıştı
İstanbul Sosyal Forumu'nun ev sahipliği yaptığı III. Avrupa Sosyal Forumu
(ASF) Buluşması, 16-18 Nisan 2004 tarihleri arasında Makine Mühendisleri
Odası'nda ve Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleşti. Toplantıya 18 ülkeden,
130'u yurtdışından olmak üzere yaklaşık 350 kişi katıldı. Türkiye'den
katılan örgütlerin sayısı 60'ı buldu. Son yılların en geniş katılımlı
ve en demokratik toplantılarından biri gerçekleşti. İSF, Avrupalı toplumsal
hareketlerle, Türkiye'den toplumsal hareketleri buluşturan bir etkinliğe
imza attı.
ASF buluşmasında, savaş karşıtı hareket, sendikal hareket, kadın hareketi ve
radikal bir çok toplumsal hareketin temsilcileri bir araya gelerek, Avrupa'da
küresel sermayeye karşı mücadelede ortak takvimleri ve gündemleri tartıştı.
Bu, hem Avrupa'dan hareketler hem de Türkiye'den toplumsal hareketler açısından
son derece önemli bir olanak oldu.
Ancak ne yazk ki Türkiye'den toplumsal hareketler, ASF'nin örgütlenme süreçleri
içinde oldukça anlamlı olan İstanbul buluşmasının oluşturduğu politik zemini
yeterince kullanamadı. Bunun en temel nedeni, Sol'un Forum'u politik bir süreç
yerine, daha çok bir etkinlik gibi algılıyor olmasıyla ilgili. Bu anlayışa
göre, yılda bir kez bir araya gelen ve çoğu reformistlerden oluşan, sadece
tartışan bir kalabalık söz konusu.
Oysa durum hiç de böyle değil. Öncelikle Forum bir etkinlik değil, bütün yıl
boyunca ilerleyen bir süreç. Bu süreç, yüzlerce, binlerce irili ufaklı toplumsal
hareketin yerel dinamikleri üzerine yükseliyor ve bu hareketlerin mücadelelerinin
toplamından oluşuyor. Yılda bir kez gerçekleşen sadece bu farklı yerel dinamiklerin
deneyimlerinin ortaklaştığı bir buluşma. Gerisi ise yeni liberal politikalara
ve savaşa karşı verilen mücadelenin birikimlerinin bir araya gelmesiyle oluşuyor.
Durum böyle olunca, Forum sürecinin herhangi bir anında sürecin dışında durmak,
küresel harekete kendi gücümüzü katmamak, yani mücadelenin parçası olmamak
anlamına geliyor. İşte Türkiye Sol'unun durumu tam da bu.
Sol tarafından anlaşılmayan bir başka konu da, Forum hareketinin içinde yer
alan toplumsal güçlerle ilgili. Süreç son derece geniş ve çok sayıda çevrenin
katılımına açık. Yeni liberal politikalara karşı bir tavrı olan, bu saldırılara
karşı mücadele eden her çevre, bu süreç içinde yer alabiliyor. Durum böyle
olunca, örneğin sendikal hareketle, çevre hareketinin, ya da savaş karşıtı
hareketle, kadın hareketinin yan yana gelmesi olanaklı oluyor. Bir başka deyişle,
radikal devrimci olasılıklarla, radikal reformist olanaklar aynı zeminde buluşuyor.
Bu radikal devrimci mücadele verenler için son derece elverişli olanaklar anlamına
geliyor.
Savaş karşıtı mücadele bunun somut bir örneğini oluşturuyor. ASF İstanbul buluşmasında,
Türkiye'de yürütülmekte olan NATO ve Bush karşıtı kampanyaların temsilcileri,
Avrupa'daki son derece önemli eylemlere imza atmış olan savaş karşıtlarıyla
buluştu. Bunlar arasında Londra'da iki milyon kişiyi yürütmüş olan Stop the
War Coalition (Savaşı Durdurun Koalisyonu) ve İtalya'da 20 Mart'ta bir milyon
kişiyi yürütmüş olan İtalyan Sosyal Forumu gibi örgütlenmeler de yer alıyordu.
Savaş karşıtları buluşması, küresel savaş karşıtı hareketin parçası olmak ve
yerel kampanyaları uluslararası platformlara taşıyarak, benzeri içerikte kampayalarla
birleştirerek, daha güçlenmesini sağlamak açısından son derece önemli bir olanaktı.
Nitekim toplantıda İstanbul'da düzenlenecek olan NATO ve Bush karşıtı kampanyaların,
Avrupa savaş karşıtı mücadele takviminin parçası olması yönünde bir karar da
çıktı. Ancak bunun ötesinde uluslar arası birliğin güçlendirilmesi yerine,
yerel rekabetçi ve sekter anlayışlar Forum platformuna yansıtılarak, daha ileri
adımlar atılmasının önü kesildi. Küresel hareketin genel çıkarları yerine,
farklı çevreler arasındaki rekabet öne çıkarıldı.
Oysa ASF, uluslararası politik bir mücadele süreci ve bu nedenle de yerel olanın
altını çizmek değil, genel olanı güçlendirmek için adımlar atmak gerekiyor.
Bush sadece Türkiye'de kampanya yapanların sorunu değil. Tüm dünyanın sorunu.
Bush'a karşı olan tüm küresel güçleri bir araya getirmeden, savaşları durdurmamız
mümkün değil. Bu ise, diğer kampanyalarla köşe kapmaca oynamak yerine, uluslararası
hareketin gücüne güç katmakla olur.
Elbette bütün bu zaaflar ve yanlışlar bir tesadüf değil. Politika anlayışıyla
ilgili. Dünyanın merkezine kendi örgütünü ve yerelliği koyan bu tutumlar, küresel
bir hareketin dinamiklerinin çok gerisinde kalmaya ve hatta giderek yok olmaya
mahkum.
ASF İstanbul buluşması bir kez daha devrimci politikalarla, sekter ve ikameci
politikaların çatışma zemini oldu ve çok açık ki, enternasyonalist devrimci
tutum başarılı bir sınav daha verdi.
F. Levent ŞENSEVER
Avrupa Sosyal Forumu süreçleri
Kıta sosyal forumlarının örgütlenmeye başlaması 2002 yılında Dünya Sosyal
Forumu'nun yaptığı bir çağrıyla başladı. Asya'da, Avrupa'da ve daha birçok
yerde bu kararın üzerine sosyal forum süreçleri hızla büyüdü.
Bu süreçler öncelikle birlik içinde çeşitlilik anlayışıyla örgütleniyor. Dolayısıyla
içerdiği sosyal güçler açısından dünyanın en zengin ve yaygın platformlarından
birini oluşturuyor. Farklı fikirlerin bulunmasını, bu hareket en baştan beri
zenginlik olarak tanımladı. Ancak tabii ki çeşitli fikirlerin birbiriyle rekabeti
de var. Çünkü sosyal forumlar sadece fikirsel tartışmaların yapıldığı yerler
değil. Bu süreçler içinde antikapitalist hareketin eylem takvimi de belirleniyor.
Dünyanın efendilerine karşı ezilenlerin çözümlerinin tartışıldığı ve eylem
planlarının yapıldığı büyük buluşma zeminleri de denebilir sosyal forumlara.
Avrupa Sosyal Forumu içinde en başından beri aktif olarak bulunan sosyal hareketlerden
bazıları şunlar: Fransa ATTAC, Avrupa'nın diğer yerlerindeki ATTAC örgütlenmeleri,
İngiltere'den Stop the War Coalition ve Globalise Resistance, çeşitli Avrupa
ülkelerinde şubeleri bulunan Friends Of The Earth, Yunanistan Cenova 2001 Koalisyonu,
İtalya Sosyal Forumu, Yunanistan Sosyal Forumu, İspanya'daki çeşitli kent Sosyal
Forumları, Fransa, İtalya, ve İngiltere'deki milyonlarca üyesi bulunan işçi
sendikaları, Türkiye’den ISF be Küresel BAK… Liste uzayıp gidiyor. Kısaca söylemek
gerekirse savaş karşıtı hareket, liberalizme ve küreselleşmenin sonuçlarına
karşı gelişen hareketler ve kampanyalar, çevre hareketleri, çeşitli ulusal
mücadeleler ve daha birçok irili ufaklı hareket sürecin içinde bulunuyor.
Avrupa Sosyal Forumu (ASF) özellikle Floransa'daki ilk büyük buluşmasında 1
milyon kişinin katıldığı savaş ve kapitalizm karşıtı eylemle kendisini duyurdu.
ASF süreçlerinin karar alıcı tek yapısı her yıl hazırlık niteliğinde yapılan
büyük buluşmalar. Bu yıl üçüncüsü İstanbul'da yapılan III. ASF hazırlık toplantısı
da bu karar alıcı toplantılardan biriydi.
ASF bu yıl 14-17 Ekim tarihlerinde İngiltere'nin Londra kentinde yapılacak.
Forum'un Irak'ta yaşanan işgalin baş sorumlularından biri olan Tony Blair'in
ülkesinde yapılacak olması ASF'nin politik önemini pekiştiriyor. Savaş ve işgal
karşıtı hareketin bu yıl sosyal forumun daha da merkezi bir unsuru olacağı
bekleniyor.
Erkin ERDOĞAN
sosyalist işçi ne savunuyor?
Aşağıdan sosyalizm
-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni
bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup
üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist
devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı
korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen
farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler
başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı
altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya
gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperyalizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi
kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz.
Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapitalistidir.
-Sosyalistlet bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa
karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci
kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi
sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına
aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası
çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz.