Sosyalist İşçi 220 (11 Haziran 2004)
Sayfa
13:
Talancı, terörist ABD imparatorluğunun saldırganlığına
dair 3 yeni kitap
Der Spiegel Dergisi'ndeki bir yazının dahi; "Modern tarihte hiçbir ülke,
dünyada bugün Amerika'nın olduğu kadar hâkim olmadı. ABD şimdi uluslararası
politikanın Schwarzenegger'i: Kaslarını gösteriyor, sıkıntı yaratıyor,
ürkütüyor. Amerikalılar, hiçbir şey ve hiçbir kişi tarafından sınırlandırılmadan
Mc World'lerinde, bir tür boş çek yaprağına sahipmiş gibi davranıyorlar," diyebildiği
bir saldırganlık dünyasında yaş(atıl)ıyoruz...
Eskilerde W. Churchill'in, "Bir damla petrolün bir damla 'kan'dan daha değerli
olduğu bir dünyada yaşıyoruz!"; ya da ABD eski Başkanlarından Theodore Roosvelt'in, "Hemen
her savaşı memnuniyetle karşılayacağımı söyleyebilirim; çünkü bu ülkenin bir
savaşa ihtiyacı var!" dediği dünyanın bugününü Noam Chomsky -olduğu gibi- şöyle
betimliyor: "Dünya düzeninin zayıf, kırılgan ve bir çok bakımdan kusurlu sisteminin
yalnızca bir tek 'gerçekten mevcut alternatifi' var. Kudretli olanlar diledikleri
gibi yapacaklardır!" Ve "ABD açıkça şunu söylüyor: Ben ne istersem onu yaparım,
başka bir şey beni ilgilendirmez; ne uluslararası hukuk ne Uluslararası Adalet
Divanı, ne BM ne de bölge ülkelerinin ve halklarının görüşleri... Eğer amacıma
diplomasi yoluyla ulaşabilirsem diplomasiye başvururum; yok eğer amacıma ulaşmam
için kuvvet kullanmam gerekirse kuvvet kullanırım!"
"YDD" dedikleri bu vahşet kesitinde artık nefes almak zorlaşıyor. Küreselleşme
kâbusu ile ABD saldırganlığının kaba gücü boğazımızı sıkıyor. Boğazımızı sıkan
el emperyalist canavarın pençesidir. "Olmak ya da olmamak" diye betimlenmesi
mümkün olan koordinatlarda düşünmenin, bir şeyler yapmanın zamanı geldi, geçiyorken;
ABD'nin 11 Eylül saldırısından sonra hayata geçirmeye soyunduğu "Dünya İmparatorluğu" distopyasının
analiz edildiği üç ciltlik 1-) Kovboyun Sömürge İmparatorluğu (I. Kitap), 2-)
11 Eylül'den Afganistan'a ABD İmparatorluğu (II. Kitap), 3-) ABD Saldırganlığı:
Irak ve Ötesi (III. Kitap) başlıklı kitaplar yaşananı farklı cephelerden irdeliyor.
Ütopya Yayınları tarafından "Kovboyun Sömürge İmparatorluğu (I. Kitap)"nda
farklı uluslardan yazarlardan, ABD girişiminin arka planını irdeleyen yazılar
yer alıyor. ABD'nin yeni ve kanlı projesini savaşlarla hayata geçirmeye teşebbüs
edeceğini vurgulayan yazarlar, bu saldırganlığa karşı durmanın önemini vurguluyorlar.
ABD'nin savaş ve emperyal yayılma çığırtkanlarının apolojilerinin de yer aldığı
kitapta, dünyanın dört bucağından, ABD patentli bu kıyamet serüvenine karşı
duran seslere kulak veriliyor.
"11 Eylül'den Afganistan'a ABD İmparatorluğu (II. Kitap)" başlıklı yapıttaysa
ABD patentli "YDD" terörü ve 11 Eylül durağının ardından küreselleşmenin "özgürlük
ve demokrasi" vaatlerinin nasıl bir karabasan dönüştüğünü irdeliyorlar. ABD'nin
11 Eylül saldırılarını gerekçe göstererek giriştiği Afganistan harekâtı süresince
sivil halkın uğradığı kıyım ve yıkıma ilişkin olgusal bilgilerin de yer aldığı
yapıtta, çeşitli kalemlerden, ABD'nin gerçek niyetleri ve ABD tarafından bir
açmaza sürüklenen Afganistan'ın geleceği tartışılıyor.
Dizinin "ABD Saldırganlığı: Irak ve Ötesi (III. Kitap)" başlıklı son yapıtındaysa,
Batılı, Türkiye'li ve Ortadoğulu kalemler, ABD'nin Irak saldırısını ve "ötesini" tartışıyorlar.
İmparator'un "Irak hamlesi"nin krizdeki ABD ekonomisini militarize ederek ve
Orta Doğu enerji kaynakları üzerinde tam bir denetim sağlayarak yeniden büyütmeyi
hedeflediğini saptayan yazarlar, ABD'nin saldırgan eylemi için öne sürdüğü
gerekçelerin (Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğu, uluslar arası "terör"ü
desteklediği vb.) temelsizliğini gözler önüne seriyor; Irak'taki talan ve vahşetten
tüyler ürpertici yaşam kesitleri sunuyorlar. ABD'nin Irak'ın ardından İran
ve Suriye'ye yönelen tehditlerini de irdeleyen yazarlar, ABD'nin Irak çıkmazının
boyutlarını sergiliyorlar.
Romalı filozof Seneca'nın, "Pek çok insanın korktuğu kişi, pek çok insandan
korkmalıdır!" saptamasıyla uyumluluk içinde gelişen içinden geçtiğimiz kesiti
ve kaçınamayacağı gidişatı irdeleyen söz konusu kitaplar; meraklıları tarafından
mutlaka okunmalı...
Kovboyun Sömürge İmparatorluğu
(I. Kitap)
11 Eylül'den Afganistan'a ABD İmparatorluğu
(II. Kitap)
ABD Saldırganlığı: Irak ve Ötesi
(III. Kitap)
Ütopya Yayınları, 2004
Sol'uksuz
Yazar: Selami Gürel
Yayınevi: Belge Yayınları, 2004, 296 sayfa
Selami Gürel'in, yazar olmanın ötesinde, bu gazete okuyucuları açısından
önemli bir diğer özelliği daha var. O, Sosyalist İşçi'nin en zorlu günlerine
omuz vermiş bir yoldaşımız aynı zamanda.
Selami, zor olanı seçmiş. Türkiye solunun henüz yeterince hesaplaşmadığı, hesaplaşamadığı
bir dönemde yaşadıklarını kağıda dökmeyi denemiş.
12 Eylül 1980: On binlerce insanın yaşamını karartan bir dönemin başlangıcı.
Sol'uksuz hepimizi Türkiye siyasi yaşamının bu önemli kesitine, yasalarıyla,
kurumlarıyla günümüzdeki sosyal ve siyasi ilişkileri henüz belirlemeye devam
eden bu karanlık dönemin içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Bir yandan solun darbe
karşısındaki çaresizliği, öte yandan cuntanın olanca acımasızlığı.
On binleri, yüz binleri işkence tazgahlarından geçiren, daha adaletli bir dünya
isteyen gençlerin kişiliklerini parçalamaya programlanmış darbeciler…
Sayfalar ilerledikçe öykünün kahramanıyla bir yürek oluyor, bir devrimcinin
yaşam öyküsünden darbenin acımasızlığını duyumsuyor, adeta putlaşmış "devrimci" olanın
arkasındaki "insan"ı keşfe çıkıyoruz.
Selami, bir devrimcinin yaşımını ele alan öykünün içine serpiştirdiği diyaloglarla
dönemin siyasi bir hesaplaşmasını yapmaktan da geri durmuyor. "Sosyal faşist" söylemi
arkasında solun sola düşman kesildiği taktikler; daha iyi bir dünya uğruna
verilen mücadelede sol içi çatışmalara yenik düşen genç yürekler, "siyasal" olanın
arkasına hapsolmuş insanca duygular…
Sol'uksuz, on binlerce insanın yaşamını karartan bir dönemin sessiz çığlıklarını
kağıda dökmeyi başarabilmiş. Tüm devrimcilere salık veririm.
F. Levent Şensever