Sosyalist İşçi 220 (11 Haziran 2004)
Sayfa
5: Dünya
Küresel kapitalizme karşı birleşik mücadele
Naomi Klein 1999 Kasımında Seattle'da iyice biçimlenen
anti kapitalist hareketin nasıl ortaya çıktığını şu sorgulamanın
üzerinden yanıtlıyordu:
"Bu nasıl gerçekleşti? Bu uluslar arası halk hareketini kim veya ne toparladı?
Mesajları kim yolladı? Kim bu karmaşık koalisyonları inşa etti? Sanki biri Seattle'da
seferberlikler için bir ana plan düşlemiş gib…şayet bu cephenin oluşmasında borçlu
olduğumuz bir güç varsa, bu çokuluslu şirketlerdir… Tarihin bu anında, şirketler
dünyasının projesinde emperyalist tutku (kar için dizginlenemez dürtü, ticaretin
liberizasyonu, şirket evlilikleri ve diğer şirketleri ele geçirme furyası, tekellerin
önündeki engellerin gevşetilmesi öylesine ayyuka çıktı, çok uluslu şirketler
o kadar muazzam güce ve zenginliğe sahip oldu ki, koalisyonumuzu bizim için oluşturdular."
Klein, anti kapitalist hareketin hangi basıncın ürünü olarak şekillendiğini anlatıyor.
Şüphesiz, anti kapitalist koalisyonlar oluşurken küresel kapitalizmin artık katlanılamaz
tahribatlarına karşı biriken tepkiler çok önemli bir etkendi. Fakat, bu tepkilerin
üzerinden yepyeni türden birleşik cepheleri örgütleyen örgütlü grupların harekete
katkısının üzerinden atlanmamalı.
Uluslar arası eylem ağı, aşağıdan örgütlenme, doğrudan büyük eylemler ve hareketin
merkez üssünü oluşturan birleşik tartışma, diyalog ve eylem platformları (bir
çok kıtada gelişen sosyal forumlar süreçleri gibi) anti kapitalist hareketin
en belirgin veçheleri. Anti kapitalist hareket, bir yandan 1989-91 yıllarında
Doğu Bloku rejimlerinin, yani stalinizmin çöküşünün yarattığı ivmenin üzerinde
yükselirken, bir yandan da sola, canlanmak ve küresel kapitalizme meydan okumak
için müthiş bir zemin sunuyor. Tüm dünyada, anti kapitalist harekete uyum sağlayabilen,
bu hareketin eylem biçimlerini ve argümanlarını öğrenebilen, hareketin üzerinde
yükseldiği yeni ve radikal aktivistler kuşağına güven verebilen sol canlanıyor.
Dünya çapında öylesine sarsıcı bir aktivizm patlaması yaşanıyor ki her düzeyde
sayısız koalisyon kurmak, hemen her konuda kampanya yapmak, hızla, binlerin,
onbinlerin, yüzbinlerin harekete geçmesini sağlayabiliyor.
Örgütsüz ama harekete geçebilecek, savaşa ve küresel kapitalizme öfkeli ama harekete
geçebileceği kanalları bulmakta zorlananlara bu kanalları açmak için dikkatli
adımlar atıldığında beklenmedik genişlikte kampanyalar örmenin önünde hiçbir
engel yok.
Bu kanalları açmak için, öncelikle, sekter tutumlardan uzak durmak, en büyük
hareketi inşa etmek ve en geniş birliği örgütlemek için çaba harcanmalı. Kampanyada
güven sorununu çözmenin yolu buradan geçiyor. En büyük birliği inşa etmek, sadece
güven sorunuyla ilgili değil. Bu, aynı zamanda kampanyanın talebinin kazanılmasının
da yolu.
Birleşik bir kampanya, ayrı fikirlerin, ayrı siyasal geleneklerin ve ayrı politik
tutumların bir talep etrafında bir araya gelmesini hedeflemelidir. Seattle'ı
örnek yapan, Dünya Ticaret Örgütü'nün toplantısını bloke etmek isteyen aktivistlerin
politik çeşitliliğindeki zenginliktir. Her katılımcısının kendisine benzetmek
istediği bir kampanya, kısa bir zaman dilimi içinde önce çeşitliliği, ardından
büyük hareketi birlikte örgütlemek duygusundan doğan coşkuyu ve son olarak da
birliği, yaşatacağı kramplarla sonlandırmak zorundadır.
Türkiye'de geçtiğimiz yıl önemli eylemleri örgütleyen Irak'ta Savaşa Hayır Koordinasyonu
(ISHK) tam da bu türden müdahalelerin sonucunda darlaşmaya başladı. Katılan bir
dizi kurum, ISHK'yı kendine benzetmek için çalıştı. Yani kendi politik taleplerinin,
kendi eylem biçimlerinin hakim olması için, kampanya toplantıları, kampanyanın
talebinden başka her şeyin konuşulduğu toplantılara dönüştürüldü. Toplumda benzersiz
bir yaygınlığa sahip olan savaş karşıtı ruh halini biçimlendirmek ve sokağa çıkmak
için güvenilir kanallar arayan onbinlerce insana bu güveni vermek yerine, kampanyayı
kendine benzetmek çabası milyonlarca insanla kampanya arasındaki mesafeyi açtı.
Birleşik bir kampanyada sekterizm kadar tehlikeli olan bir başka eğilim de politik
tartışmaların önünü idari kararlarla kesmeye çalışmaktır. Sekterizmin kendi suretinde
bir dünya yaratma darlığına izin verilmemelidir ama şu da unutulmamalıdır: farklı
siyasi gelenekler ve hatta kafasında son derece ciddiye aldığı fikirleriyle bağımsız
aktivistler bir araya geldiğinde, en teknik görüntüye sahip her bir öneri önerenin
politik fikirlerinden bağımsız değildir. Bu yüzden her bir öneri ve fikir son
derece ciddiye alınmalı ve hareketin bütününün çıkarları açısından değerlendirilmelidir.
Bu yüzden birleşik kampanyaların iki yönü olduğu görülmelidir. 1. işçi sınıfının
ve ezilenlerin bütününü ilgilendiren konular etrafında devrimcileri, sosyalistleri
ve başka bir dünyayı kurmak için atılması gereken adımlar konusunda farklı fikirlere
sahip olanları ortak mücadelede birleştirmek ve 2. devrimciler ve diğer gelenekler
arasında, kitleleri politik olarak etkileme mücadelesinin açık bir biçimde yapılması.
Şemsi GECİKEN