Sosyalist İşçi 220 (11 Haziran 2004)
Sayfa
7: Dünya
SUUDİ ARABİSTAN
Kriz büyüyor
Suudi Arabistan’da çalışan Avrupalı yabancıların kaldığı
tesislere yapılan saldırı ve ardından gelişen olaylar ABD’nin
Ortadoğu’da karşı karşıya olduğu krizin derinliğini göstermekte.
Saldırının hemen ardından bütün dünya petrol borsalarında fiyatlar hızla yükseldi.
Suudi Arabistan dünyanın en büyük petrol ihracatcısı ve aynı zamanda da şu anda
üretimi arttırarak fiyatları düşürbilecek tek ülke durumunda.
Petrol kenti Kobar’da ki olayda Suudi yetkililerine göre 3’ü hariç 22 yabancı
öldü. Bu saldırı son zamanlarda Suudi Arabistan’da rejime ve Batı’lı şirketlere
dönük yapılan sayhısız saldırılardan sadece bir tanesi.
1 Mayıs’da, Kızıl Deniz üzerinde dev bir petro-kimya tesisinin bulunduğu Yanbu
kentinde bir saldırı olmuştu. Bu saldırı da diğerleri gibi Suudi Arabistan’daki
diktatörküğün ne denli ciddi bir politik krizle karşı karşıya olduğunu göstermişti.
Beyaz Saray’daki çeteye göre Saddam’ın devrilmesi ile önce Irak’a demokrasi gelecekti,
ardından da demokrasi bütün Ortadoğu’ya yayılacaktı.
Bu yayılma listesinin başında Suudi Arabistan vardı. Beyas Saray’ın efendileri
11 Eylül saldırısını gerçekleştiren 19 kişiden 15’inin Suudi Arabistan vatandaşı
olduğunu biliyorlardı.
ABD yönetimi artık bugüne kadar ABD’ye büyük bir sadakatle hizmet etmiş olan
Suud kraliyet ailesinin devrilmesi gerektiğini biliyor. Suudi Arabistan’dan sonra
dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerine sahip olan Irak’ın kontrolünün ABD’nin
Suudi Arabşistan’a bağlılığını azaltacağını düşünüyorlardı.
Ne var ki bu emperyalist hayaller bugün suya düştü. Irak’ın işgali şu anda ABD
ve İngiltere için tam bir felaket durumunda. Petrolün kontrolü ise hiç bir biçimde
henüz söz konusu değil.
Bu durumda Suudi Arabistan daha çok ABD ‘ye yaklaşacağına uzaklaşıyor ve giderek
daha çok krize batıyor.
Terörist ataklar bu durumun bir ürünü. Milyonlarca Suudi Arab yoksulluktan, eşitsizlikten,
ABD’ye bağımlılıktan şimdi daha çok şikayetçi.
Suudi Arabistan nüfusunun yüzde 60’ı 25 yaşın altında. Dünyanın en hızlı nüfus
artışı Suudi Arabistan’da yaşanıyor. gelecej 20 yıl içinde Suudi Arabistan nüfusu
iki katı artarak 40 milyona ulaşacak.
10-15 yıl önce petrolden gelen muazzam zenginlik esas olarak Suud ailesinin elinde
olmasına rağmen Suudi halkı da bu zenginlikten küçük de olsa bir pay almaktaydı.
10-15 yıl önce ortalama ücret ayda 4 milyar TL idi. Şimdi ise bu miktarın üçte
birine inmiş durumda.
yaşam standartlarındaki düşüş ise daha da fazla.
Eskiden Suudi Arabistan da çok da fena olmayan bir eğitim ve sağlık hizmeti vardı.
Şimdi ise 30 yaşın altındaki Suudi erkek nüfusunun yüzde 20-30’u işsiz. Birçok
genç Suudi kötü, pis, düşük ücretli ve iş güvencesi olmayan işlere girmeye zorlanıyor.
Eskiden bu tür işleri yabancılar yapardı.
Suudi Arabistan’da 7 milyon yabancı işçi var. Bunların çok azı militanların saldırdığı
ve polisle çatıştığı lüks sitelerde kalıyorlar.
Çoğu Bengladeş’ten, Pakistan’dan, Filipinler’-
den, Filistin’den ve diğer Ortadoğu ülkelerinden Suudi Arabistan’a gelmişler.
Ekonomik zorluklar halkın ABD’ye karşı tutum almasına yol açıyor. Suudilerin
çoğu ABD’nin Irak’ı işgaline, Filistin’de olanalara öfke duyuyor.
Herkes iktidardaki kraliyet ailesinin ve ülkeyi yöneten bir avuç diğer ailenin
ne denli yolsuzluklara battığını biliyor. Suudi Arabistan’ın ABD’deki büyük elçisi
devlet bütçesinden 50 milyar doların kaybolduğunu itiraf ediyor.
Bütün bu koşullar Suudi Arabistan’da Usame Bin Ladin ve El Kaide’nin desteğinin
artmasına yol çaıyor.
Petrol krizi ekonomiyi tehdit ediyor
Geçen haftaki saldırıdan sonra petrol fiyatları varil başına 40 dolara
çıktı. Suudi’deki politik kriz dünyanın sanayileşmiş ülkelerinin Suudi
petrolüne ne denli bağımlı olduklarını bir kere daha gösterdi.
Suudi Arabistan OPEC örgütü içindeki diğer ülkeleri fiat artışını durdurmak
için üretimi arttırmaya çağırıyor. Ancak üretimi arttırması mümkün olan tek
ülke Suudi Arabistan.
30 yıl önce petrol fiyatlarındaki hızlı artış bütün dünyada hızla ekonomik
bir durgunluk yaratmıştı. Bugün dünya ekonomisi pewtrol fiyatlarının artışına
çok daha hassas.
1985’de günde 15 milyon varillik bir fazla üretim vardı. Bu o sıralarda dünya
petrol ihtiyacının dörtte birine eşitti.
Şimdi fazla üretim sadece günde 2 milyon varil. Bu, dünya petrol ihtiyacının
sadece yüzde 3’üne eşit.
Bu durumda dünyanın Suudi petrolüne bağlılığı çok daha fazla. Dünya petrol
rezervinin dörtte biri Suudi Arabistan’da. Suudi Arabistan’a komşu dört ülke,
İran, IRak, Arap Şeyhlikleri ve Kuveyt’te toplam dünya rezervinin yüzde 40’ına
sahip.
ABD dünyanın bu petrol zengşini bölgesine müdahale ettikçe anti emperyalist
muhalefeti daha da arttırıyor. Bu ise kendi iktidarının, kendi egemenliğinin
zayıflaması demek.
Lübnan ayağa kalktı
Petrol fiyatlarındaki artış Lübnan’da gösterilere neden oldu.
Başkent Beyrut’un Güney’indeki Hayy El Seloum adlı bölgedeki gösterilere ordu
birlikleri ateş açınca 6 kişi öldü.
Taksi şöförlerinin önderlik ettiği bir gösteriyi bastırmaya çalışan ordu birlikleri
havaya ateş açtılar. Göstericiler askerlere taşlarla saldırdı. Ordu bunun üzerine
göstericilerin üzerine ateş açtı ve altı gösterişci açılan ateş sonucu öldü.
İslamcı Hizbullah’ın güçlü olduğu Hayy El Seloum’da gösteriden sonra sıkıyönetim
ilan edildi.
Gösteriler Genel İşçi Sendikası Konfederasyonu’nun ilan ettiği genel grevden
sonra gerçekleşti. 6 göstericinin ölmesi üzerine Hizbullah milletvekilleri
ve işçi sendikaları halkı yatıştırmaya çalıştılar.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ordunun tutumunu kınadı ve ABD büyükelçiliğinin
saldırının arkasında olduğunu söyledi.
Göstericiler Çalışma Bakanlığı’nı yaktılar ve birçok sokağı yanan otomobil
lastikleri ile kapattılar.
Bekaa vadisindeki Baelbek kentinde de Hayy El Seloum’la dayanışma gösterileri
oldu.
Suudi rejiminin sonu iyi değil
Suudi Arabistan’daki muhalefet örgütlenmesi Arabistan’da İslami Reform Hareketiş
adlı örgütlenmenin yayınlarına göre Suudi Arabistan kraliyet ailesi içinde
açık tartışmalar başladı.
Rejim elindeki bütün olanakları iç “düşmana” ayırırken