Sosyalist İşçi 220 (11 Haziran 2004)

 

Sayfa 8: Orta sayfa

Bu zulmü unutma
İŞGALCİ BUSH’U İSTEMİYORUZ

Bugün 130 bin Amerikan, 30 bin İngiliz ve 20 bin çeşitli işbirlikçi ülkelerin askerleri Irak’ı işgal altında tutuyorlar.
Irak’ın büyün şehirlerinde emperyalist ordular devriye geziyor. Ülkenin en büyük zenginliği olan petrole daha savaşın en başında el kondu. Şimdi, Amerikan ve İngiliz şirketleri Irak petrolünü çıkarıyor ve dünya pazarlarına gönderiyor.
Öte yandan Irak’da daha hala günlük yaşam savaş öncesinin koşullarına bile dönemedi. Daha hala elektrikler kesiliyor. Daha hala bir çok kentte su yok. Daha hala hastaneler doğru dürüst çalışmıyor.
Sokaklarda can güvenliği yok. Irak baştan aşağı kaos içinde.
Niye saldırdılar?
ABD emperyalistleri Irak’a saldırırken bu ülkede çok sayıda kitle imha silahı olduğunu iddia ediyorlardı. Kimyasal ve biyolojik silahlar, ve hatta nükleer silahların olduğu söyleniyordu. Bush bu iddiasını defalarca tekrarladı. Dışişleri Bakanı Powell bu iddiayı Birleşmiş Millet’ler de yaptığı toplantıda uydudan çekilmiş (!) fotoğraflar göstererek anlattı.
Irak işgal edileli 1 yılı geçti. Hala bu kitle imha silahları bulunamadı. Artık emperyalistler de bu iddiayı uydurduklarını kabule diyorlar. Öyleyse ABD Irak’a niye saldırdı?
Demokrasi
ABD’nin bir başka iddiası ise Saddam’ın kanlı bir diktatör olmasıydı. Emperyalistler Saddam’ı devirecek ve yerine Irak’a özgürlük ve demokrasi getireceklerdi.
Emperyalistlere göre Irak halkı kendilerini kucaklayacaktı.
Saddam tabii ki bir diktatördü. Iraklılar onun devrilmesinden dolayı üzülmediler.
Ama Irak halkının kendisi de saddam’ı devirebilirdi. Buna izin verilmedi. Birinci Körfez savaşı’nın sonunda Kuzeyden Kürtler, Güneyden Şiiler Saddam’ın diktatörlüğüne karşı ayaklanmışlardı. ABD o aşamada savaşı bitirdi ve Saddam’a destek verdi.
Ya şimdi Irak’a demokrasi mi geldi. Hayır!
Irak halkı önce işgalin bitmesini istiyor. “İşgalciler çekilsin, biz kendi işimizi hallederiz” diyor. Ama ABD ve çetesi Irak’tan çekilmiyor.
Amerikalı yetkililer her açıklamalarında işgalin sürsinin daha da uzayacağını söylüyorlar. En son açıklamalara göre işgal 2006’ya kadar sürecek.
Bir diğer iddia ise Saddam rejiminin El Kaide ile bağlantılı olduğu, El Kaide’ye destek verdiği idi. Bu iddia da diğerleri gibi fos çıktı. Daha hala bu iddiayı doğrulayacak bir tek somut delil bulunamadı.
Direniş
Ancak emperyalistler Irak’ta beklemedikleri bir durumla karşılaştılar. Onlar bütün dünyayı Irak halkı bizi bekliyor diye kandırmaya çalışırken Irak halkı elinde ne varsa onunla direnmeye başladı.
Kimileri Irak halkının direnişini küçümsemeye çalışıyor. Her zaman bildiğimiz iddialar sıralanıyır. Direnişçilere terörist deniyor, kökü dışarıda deniyor, çapulcu deniyor.
Kim ne derse desin, Irak halkı direniyor. Bugün işgalci ordular birçok kente, birçok kentin birçok mahallesine giremiyor.
İşgalciler direniş kuvvetleri ile ateş kes yapmaya çalışıyor ve sonunda bazı bölgelerden geri çekilmek zorunda kalıyor.
Zaten onlar için en önemli bölgeler petrol kuyularının bulunduğu bölgeler!
Bu arada direniş giderek yayılıyor. Direnenler dağınık gruplar değil. Giderek merkezi olarak örgütleniliyor.
Direnişin tek bir temel talebi var: İşgal bitsin, Amerikan, İngiliz ve diğer yabancı güçler Irak’ı terk etsin.
Direniş hareketi herhangi bir adla, örneğin Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında, başka yabancı askerlerin de Irak’a gelmesine karşı.
Direnişçilerin arasında Iraklı olmayanların da olduğu açık. Ancak işgalcilerin de çeşitli yabancı ülkelerden Irak’a geldiği daha da açık. Bir başka ülkenin Arabının Iraklı kardeşleriyle birlikte emperyalistlere karşı direnmesi neden yanlış olsun ki. Tam tersine övünülecek bir şeydir.
Uluslararası destek
Irak direnişini sadece Irak’a gidip çarpışanlar desteklemiyor. Savaş karşıtı harekette bütün gücüyle omuz veriyor.
Savaştan önce “biz bu savaşı durduracağız” diye yola çıkan savaş karşıtları şimdi de “biz bu işgali kıracağız” diye devam ediyor.
Bu umutla, bu şevkle sürekli, aralıksız bir kampanya sürdürülüyor.
Türkiye’de de Küresel BAK bu kampanyanın bir parçası. Şu anda Haziran sonunda İstanbul’da toplanacak NATO zirvesine karşı, “Gelme Bush” kampanyası var ancak Irak’ta işgale son kampanyası NATO zirvesinden sonra da devam edecek. Irak’ta işgal bitene kadar, işgalciler Irak’ı terk edene kadar kampanya sürecek.
“Gelme Bush”
Küresel BAK’ın sürdürdüğü “Gelme Bush” kampanyası bugün dünyanın başının belası durumunda olan Bush’a karşı tepkiyi dile getiriyor. Toplumun geniş kesimlerinden destek kazanıyor. Şimdi Gelme Bush kampanyasını olabildiğince yaymak ama bu arada Amerikan emperyalizminin teşhirini de yaygınlaştırmak gerekir. Irak’ta ki işgalin boyutlarını, Irak halkının sefil durumunu teşhir etmek ve Irak halkı ile dayanışmayı güçlendirmek gerekir.
Irak’ta ki ABD işgali bitmeden dünya halklarına huzur yok. İşgalciler pılılarını, pırtılarını toplayıp, çekilip gitmeden dünya emekçilerine rahat, huzur yok.


Petrol krizinin nedenleri?

Petrol fiyatları hızla arttı, varil başına 42 dolara ulaştı ve düşmüyor. yakın zamanda düşeceği de yok.
ABD, Irak’a saldırmadan önce, Irak’ın işgal edilmesi ilke birlikte petrol krizi tehlikesinin ortadan kaldırılacağını söylüyordu. ABD’nin bir iddiası daha boş çıktı.
ABD ihtiyacı olan petrolüdörtte üçünü Venezüella, Kanada ve Meksika’dan alıyor. Dörtte birini ise Suudi Arabistan’dan. Suudi Arabistan dünyada petrol üretimini kolayca arttırarak fiyatları aşağı çekme yeteneği olan en önde gelen ülke. Ne var ki Suudi Arabistan’ın giderek daha da battığı iç siyasal karışıklık bu ülkenin bu yeteneğini ortadan kaldırıyor.
ABD Irak’ı işgal edip bu ülkenin muazzam petrol kaynaklarına el koyunca bir petrol krizini engelleyebileceğini düşünüyordu. Ne var ki Irak’ta ki direniş petrol üretimini sınırlıyor. Petrol kuyularına, boru hatlarıbna ve rafinerilere dönük eylemler üretimin işgal öncesi düzeyine bile geri dönmesini engelliyor. Bush ve çetesinin petrol politikaları da iflas etti.