Sosyalist İşçi 220 (11 Haziran 2004)

 

Sayfa 9: Orta sayfa

Petrol tüketimi
Büyük kapitalist ülkeler petrol tüketiminin sürekli olarak artmasına neden olan politikalar izliyorlar. Petrol dışı enerji kaynaklarının kullanılması yerine sürekli otomobil ve otobüsün kullanımı körükleniyor. Türkiye’de bu ülkelerden birisi.
On yıllardır demiryollarına tek kuruş hatcanmazken karayollarına devasa yatırımlar yapılıyor. Bugünlerde AKP hükümneti göz boyamaya çalışıyor. Ankara istanbul arasında hızlı trenlerin sefere konduğunu iddia ediyor ama bu arada karayollarına çok daha fazla yatırım yapılıyor. Karayollarına yapılan yatırımın yanında demiryolu yatırımları devede kulak kalır.
Bugün dünyada en çok petrol kullanan ülke ABD. Bu ülke Japonya, Çin ve Avrupa Birliği’nin toplam petrol tüketiminden daha fazla petrol tüketmekte. ABD ekonomisinin bugünkü büyüyüşü esas olarak petrole dayanıyor. geçen sene ABD ekonomisinin petrol ihtiyacı yüzda 5 arttı.
ABD’nin petrole bu denli bağımlı olması Irak savaşını açıklayan nedenlerden birisi. Ama ABD’nin Ortadoğu petrollerini kontrol etmek istemesinin asıl nedeni biraz daha farklı.
ABD’nin başlıca rakipleri, Çin, Japonya ve ABD ya hiç petrol üretmiyorlar ya da ihtiyaçları ile karşılaştırıldığında çok az üretiyorlar. Yani ABD’nin rakipleri petrole çok bağımlı.
Petrol özellikle Çin’de yaşanan ekonomik büyümeile çok yakından ilişkili. Çin’de yapılan her 1 dolarlık üretim için petrole harcanan para Avrupa ya da ABD’de harcanan paranın iki katı. Çin bugün artan dünya petrol ihtiyacının üçte birini belirlemekte.
Petrolün kontrolü ABD emperyalizmine rakipleri üzerinde daha büyük bir kontrol veriyor. Böylelikle ABD ekonomik rakiplerinden karşılaştırılamayacak kadar daha büyük olan askeri gücünmü kullanarak rakipleri üzerinde ekonomik bir baskı uygulamakta. 11 Eylül saldırıları ABD’ye tam da bu olanağı verdi. “Terörizme karşı savaş”ABD’nin kapitalist rakiplerini sıkıştırmanın bir aracı durumunda.

G. Irmak


Haberin arkası
F. Aloğlu
Özgürlük emperyalizm ile mücadele içinde kazanılabilir
I
rak Kürt hareketinin liderliği ağır bir hata içinde. O denli ileri gittiler ki son olarak Barzani ABD askerlerinin yaptığı insanlık dışı işkenceleri bile kabul etti, savundu. Oysa ABD yetkilileri, Bush bile hiç değilse lafta bu işkenceleri kınamak zorunda kalıyor. Barzani’nin bu tutumu nereye kadar gerilendiğini göstermek açısından önemli.
Ezilen bir halk özgürlüğünü ezenlerin yanında tutum alarak sağlayamaz. Tarihte de Kürtler bir sömürgeciye karşı diğer sömürgecinin desteğini almaya çalışmış ve her defasında ağır sonuçlara katlanmak zorunda kalmışlardır.
Irak’a dayanarak İran, İran’a dayanarak Irak’la savaşmaya kalkışmak Kürt halkı için hep çok pahalıya mal olmuştur.
Bugün de Irak’a karşı ABD’nin desteğini almaya çalışmak ve ABD’nin desteği ile özgürlükleri kazanılacağını sanmak çok yanlıştır.
Denize düşen yılana sarılır ama yılanın bişr yararı yoktur denizde. Kürtler için en iyi müttefik dünya savaş karşıtı hareket ve Irak Arap halkıdır.
ABD’nin Kürtlere ne vereceği belli değil mi? Birinci Körfez savaşı’nın sonunda Güney’de ayaklanan Şiilere ve Kuzey’de de Kürtlere karşı Saddam ordusunun kıyımını destekleyen bugün Irak’ı işgal etmiş olan Amerikalılar ve İngilizler değil mi? Ortada böylesi bir gerçek varken bugün ABD’den ve İngiltere’den medet ummak boşuna değil mi?
Emperyalistler ezilen bir halka özgürlük vermez sadece onları geçici olarak kullanır. Kullanım değerleri bitrtikten sonra ise bir kenara fırlatıp atar. İşte o an ezilen halk için oldukça ağır bir sonuçtur.
Bugün Kürtlerin Irak’ta hiçbir kazanımları yoktur.
Oysa büyük kayıpları vardır. Öncelikle Irak Arap halkı ile açıkça çelişmektedirler.Araplar için işgali destekleyen bir güçtürler. Oysa işgali Kürt halkı değil, Kürt önderliği desteklemektedir.
Türkiye’de de Kürt hareketi savaş ve Irak’ın işgali konularında açık ve net bir tutum alamamaktadır. Bunun sonucu olarak yığınsal desteğinde gerileme vardır. Çünkü önderlikler tutum alamazken halk yığınları Irak’ın işgalinin sonuçlarını açıkça görmektedir. Bugün Türkiye’de yaşayan insanların ezici bir çoğunluğu Irak’ın işgaline, ABD emperyalizmine karşıdır. Aynı tutumu paylaşmadığınız takdirde halkın desteğini kaybedersiniz.
Oysa Irak’ın ABD ve İngiltere tarafından işgali Irak Kürtleri için muazzam bir olanak yaratmıştır. Direnişten yana tutum almak, direnişe aktif olarak katılmak ve Saddam sonrası Irak’ın emperyalistlerin kovulmasından sonraki inşasına Araplarla birlikte katılmak özgür ve demokratik bir Irak’ın yaratılmasında yer almak. İşte çözüm budur.
Kürt önderliği bu çözümü reddetmiştir. Herkes bilmelidir ki günün birinde, uzak olmayan bir gelecekte emperyalistler Irak’tan kovulacaktır. Direniş kazanacaktır. İşte o gün Irak’ta halkların birlikte yeni bir Irak’ı yaratması için fırsat doğacaktır. Hala geç değil. Kürt halkı başındaki gerici önderlikten kurtularak direnişden, anti emperyalist güçlerden yana tutum alabilir ve özgürlüğü aşağıdan kazanabilir.