Sosyalist İşçi 225 (8 Ekim 2004)

 

Sayfa 10:

Sosyal hareketler Londra'da buluşuyor

Avrupa Sosyal Forumu'nun gerçekleşmesine bir hafta kaldı. Onbinlerce insan Londra'da yeni bir dünya için alternatifleri tartışacak. Dört gün boyunca neredeyse bütün politik başlıklarda yüzlerce toplantı ve etkinlik gerçekleştirilecek. İstanbul Sosyal Forumu'nun önerdiği büyük toplantı konuşmacıları birçok Avrupalı aydın ve eylemciyle beraber çeşitli toplantılarda tartışmalara katılacak.
Sosyal forum altı temel politik eksen üzerinden örgütleniyor. Bu eksenler: Savaş ve Barış, Demokrasi ve Temel Haklar, Sosyal adalet ve Dayanışma, Şirket Küreselleşmesi ve Küresel Adalet, Irkçılığa ve Aşırı Sağa Karşı, ve Çevre Krizi. Bütün büyük toplantılar da bu başlıklar altında gerçekleşecek.
Sosyal forum etkinlikleri arasında sadece toplantılar yok. 17 Ekim günü gerçekleşecek sosyal hareketler buluşmasında önümüzdeki yıl İskoçya'da gerçekleşecek G8 zirvesine karşı eylem kararı alınması bekleniyor. Forumun son günü, bu toplantının ardından Bush'un savaş politikalarına ve neoliberal saldırılarına karşı büyük bir gösteri yapılacak. Ayrıca birçok ünlü müzisyen Avrupa Sosyal Forumu çerçevesindeki sosyal etkinliklerde konser verecek. Massive Attack'tan Dot Allison da Trafalgar Meydanı'ndaki kapanış konserinde sahne alacaklar arasında.
Sosyal foruma katılan ünlü konuşmacılardan bazıları şunlar: George Galloway, Ahmed Ben Bella, Tony Benn, Lindsey German, Alex Callinicos, Michael Albert, Susan George, John Pilger, Tarık Ramazan, Walden Bello, Ken Livingstone, Jose Bove, George Monbiot, Samir Amin…
İstanbul Sosyal Forumu'nun büyük toplantılardaki konuşmacıları ise Sami Evren (KESK), Mehmet Soğancı (TMMOB), İrfan Dündar (Asrın Hukuk Bürosu) ve Nuray Mert (gazeteci). Ayrıca İstanbul Sosyal Forumu'nun organizas-yonu ile Türkiye'den aralarında KESK, Eğitim-Sen ve Küresel BAK'ın da olduğu 8 kurum birçok yabancı örgütle beraber 12 seminer düzenliyor.


Sosyal forumdaki gelişmeler

Küresel kapitalizme karşı dünyanın çeşitli yörelerinde gelişen binlerce muhalif hareket ve örgüt var. Bunların birçoğu 90'ların ortalarında neoliberal politikalara karşı gelişmeye başladı. Zaman zaman antikapitalist harekete küresel adalet hareketi denmesinin bir sebebi de sosyal haklar için mücadele eden bu örgütlerin dünyanın her yerinde çok yaygın olmaları.
Özellikle savaş karşıtı hareketin gelişmeye başladığı 11 Eylül sonrası dünyada gördüğümüz bir diğer önemli şey de bu hareketin yığınsallığı oldu. 15 Şubat eylemiyle hareketin dünyanın neredeyse her bir köşesinde etkin olduğu çarpıcı bir biçimde ortaya çıktı. Oysa bazılarına göre bu hareket sadece batı merkezli ilerliyor ve dünya muhalefet hareketi açısından önemi görmezden gelinebilir.
2004 4-8 Şubat arasında Venezüella'da toplanan Pan Amazon Sosyal Forumu'nun ardından 25-30 Temmuz tarihleri arasında Ekvator'da Amerikalar Sosyal Forumu toplandı. Bazılarına göre çok önemi olmasa da, 43 farklı ülkeden 500'ü aşkın örgüt Amerikalar Sosyal Forumu'ndaki tartışmalara katıldı. Bu arada Dünya Sosyal Forumu'nun beşincisi için Brezilya'nın Porto Alegre kentinde yapılan hazırlıklarda son aşamaya gelindi ve kayıtlar başladı. 2005 yılının haziran ayında İspanya'nın Barselona kentinde Akdeniz Sosyal Forumu toplanacak. Ayrıca geçtiğimiz yıl Asya Sosyal Forumu'nun ve Afrika Sosyal Forumu'nun toplandığını da akıldan çıkarmayın. Bunlar kıtasal ölçekte olanlar. Ülke sosyal forumlarına ve yerel sosyal forumlara bu sayfada girersek yazı çok uzayabilir.
İşin özü, şu sıralar dünyanın neresine gider-seniz gidin, gözlerinizi ka-patamayacağınız bir gerçek var: hareket içindeki bir araya gelme eğilimi önünde durulamaz şekilde büyü-yor, ve bu hareketler sosyal forumlar etrafında bir nevi diyalog ve işbirliği zeminleri oluşturuyor.
Bu gelişmenin dünyayı sosyalistler açısından daha cazip bir hale getirdiğine kuşku yok. Çünkü bu yan yana geliş bir çok farklı dinamiği de harekete geçiriyor. Uluslararası süreçlere sendikal katılım dünyanın birçok yerinde artıyor. İşçi sınıfı giderek antikapitalist hareketin daha merkezi bir unsuru haline geliyor.
Başka bir dünya bize bahşedilmeyecek. Yeni bir dünyayı, bizler, bu hareketin çeşitli aşamalardan geçmesiyle yaratacağız ya da yaratmayacağız. Dolayısıyla her türlü tartışmasıyla ve belki 'kafa karışıklığıyla' beraber, bu hareketin gelişmesi ve yaygınlaşması için mücadele etmek bir sosya-listin yapması gereken en doğal ve önemli iş.
Peki bu hareketi küçük görenlere ne demeli? İşte onlar için yapabilecek bir şey yok. Sırtımızı onlara, yüzümüzü harekete dönelim.


TKP sosyal forumda

Geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız da olsa ilginç bir gelişme yaşandı. Türkiye Komünist Partisi (TKP) Avrupa Sosyal Forumu'nun kayıtlı örgütler listesine adını yazdırdı. Bilindiği gibi bu kaydı olmak için Dünya Sosyal Forumu'nun ilkelerini benimsiyor olmak, şiddeti savunmuyor olmak vb. gerekiyor. Bu yönlü çeşitli kuşkulara rağmen TKP'nin kararı kutlanması gereken bir karardır.
Avrupa'da ve Dünyanın diğer yerlerinde komünist parti-ler harekete başından beri küçümseyici bir tavır almışlar ve katılmak bir yana, yıpratmaya dönük çeşitli işler yapmışlardı. Öyle görünüyor ki artık bu tutumda çatlaklar meydana gelmeye başladı.
Ne diyelim, yeni 'küresel palyaçolar' aramıza hoş geldi!