Sosyalist İşçi 226 (29 Ekim 2004)
Sayfa
10:
3. Avrupa Sosyal Forumu Londra'da yapıldı
Hareketimiz
şimdi nereye gidecek?
14-17 Ekim arasında Londra antikapitalist hareketin
büyük bir buluşmasına sahne oldu. Avrupa'nın ve dünyanın 65 ülkesinden
Londra'ya gelen aktivistler yeni bir dünya için alternatifleri,
hareketin bundan sonra alacağı şekli, Irak'ta yaşanan gelişmeleri
ve daha yüzlerce konuyu tartışma olanağı buldu.
Toplantıların çok büyük bir kısmı Alexandra Palace denilen eski
bir sarayda yapıldı. Çoğu toplantının aynı yerde yapılıyor olması
baş döndürücü bir insan deviniminin yanı sıra birçok yaratıcı
ve katılımcı tartışmanın da yapılması sağladı.
Organizasyonda görev alan sorumlu kişiler yaklaşık 30 bin kişinin
Avrupa Sosyal Forumu'na (ASF) kayıtlı olarak katıldığını bildiriyor.
İlk planda dikkati çeken şey, geçen yıldan farklı olarak, İngiltere'de
forumun radikal sol eğilimin etkisi altında geçmesiydi. Özellikle
İşçi Partisi'nin solunda kurulmuş yeni bir oluşum olan RESPECT
ve Savaşı Durdurun Koalisyonu forumun omurgasını oluşturuyordu.
Londra Belediyesi'nin ve sendikaların yoğun katılımı da İngiltere'deki
forumun ayırt edici bir yanını oluşturdu.
Tartışmalar açısından dikkati çeken önemli bir şey, savaş ve
ABD karşıtı toplantılarda bir araya gelen ciddi kalabalıklar
ve toplantılarda dile getirilen antiemperyalist söylemlerdi.
Büyük toplantılar yaklaşık üç bin kişinin sığabildiği devasa
salonlarda yapıldı. ASF'de üç gün boyunca aynı anda 40'a yakın
toplantı gerçekleşiyordu. Özellikle Aleida Guavera, Ahmed Bin
Bella, Chris Nineham ve Sami Evren gibi konuşmacıların olduğu
ABD Emperyalizmine Karşı Mücadele toplantısı hem politik tartışma
düzeyi, hem de katılımı açısından forumun en öne çıkan toplantılarından
biri oldu.
Bu yıl ASF'de geçen yıla oranla daha az sayıda büyük toplantı
gerçekleşti. Program grubu, salon içi tartışmalara daha çok olanak
tanıyan ve çeşitli hareket ve örgütlerin özgürce bir araya gelebildiği
seminerlerin daha çok öne çıkması için çaba harcadı. Biraz da
bunun etkisiyle katılımcıların daha müdahaleci olabildikleri
ve canlı tartışmalara sahne olan bir ASF gerçekleşti.
Geçtiğimiz yıllarla katılım olarak bir kıyaslama yapılırsa, kayıtlı
katılımcı sayısının biraz daha düşük olduğu söylenebilir. Ancak
Londra'nın fiziken ulaşması zor bir bölge olması özellikle Fransa,
İtalya, İspanya gibi yerlerden geçen yıllara benzer bir katılım
olmasını zorlaştırdı. Bu koşulları göz önünde bulundurarak bakarsak,
çok başarılı ve canlı bir sosyal forumu geride bıraktığımız görülebilir.
ASF bu yıl bazı küçük ve sevimsiz olaylara da sahne oldu. Sosyal
açıdan neredeyse hiçbir şeyi temsil edemeyecek kadar küçük bazı
sekter gruplar forumda iki büyük toplantıya şiddet içeren bir
şekilde müdahale de bulundular. Kara Blok olarak bilinen küçük
bir anarşist grup, İngiltere'de ASF'ye düşmanlık besleyen gruplarla
bir araya gelerek bir toplantının geç başlamasına neden oldu.
Ancak forumun bütününün kalabalığıyla kıyaslandığında kayda alınması
gereken bir olay değildi.
Temel olarak birkaç başlıkta ifade edersek, ASF-Londra savaş
karşıtı hareketin antikapitalist hareket içinde daha fazla güç
kazanmasını sağladı. Yapılan sosyal hareketler toplantısı Irak
saldırısının ikinci yıldönümü olan 19-20 Mart'ı uluslar arası
eylem günü ilan etti. Bununla beraber önümüzdeki yaz İskoçya'da
yapılacak G8 toplantısına karşı da uluslar arası bir eylem örgütlenmesi
kararı alındı.
Londra'da yapılan tartışmalar tabii ki noktalanmadı. Karşımızda
bütün dünyayı kana bulama niyetinde olan büyük güçler var. Irak'ta
ve Filistin'de yaşananlar bunun bir göstergesi. Ancak ASF'nin
de gösterdiği şu ki Londra'da bir araya gelen uluslar arası hareket
dünyanın akışını değiştirme kapasitesine sahip.
Erkin ERDOĞAN
Başörtüsü
Başörtüsü üzerine yapılan toplantıya çeşitli kadın gruplarından
konuşmacılar katıldı. Fransa’dan Christine Delphy Fransa’da sadece
başörtüsünün dini bir simge olarak yasaklandığını ve isteyenlerin
hala görünür olmamak (!) koşuluyla haç takabildiğini anlattı.
İngiltere’den Selma Yakup 9 Eylül’den sonra ırkçılığın arttığını
anlatarak “biz içerdeki düşman değiliz” dedi.
Küçük bir Franszı grup başörtüsünün yasaklanmasından yana tartışırken
salonu dolduranların ezici büyük çoğunluğu özgürlüklerden yana
olduklarını ve başörtüsüne de özgürlük istediklerini anlattılar.
Afganistan ve Ortadoğu’da demokrasi için ve savaşa karşı mücade
800 kişinin katıldığı bu toplantıya Mısır, Irak ve İran’dan birer
kadın konuşmacının yanı sıra Afganistan’dan 2 kadın konuşmacı,
Türkiye’den Doğan Tarkan ve Cezayir eski devlet başkanı Ahmet
Bin Bella konuştu.
Ahmet Bin Bella Ortadoğu’nun emperyalistler tarafından parçalanmasından
beri bu bölgede demokrasinin kırıntısının olmadığını anlatırken
zengin örnekler verdi ve “Ortadoğu’da Halliburton demokrasisi
vardır” dedi.
Daha sonra konuşan Doğan Tarkan ise savaşa karşı mücadelenin
bütün bölgenin ve dünyanın demokrasi mücadelesi ve neo liberal
saldırılara karşı mücadelesinde önemli olduğunu anlattı.
Müzik ve politika
Bu toplantıya katılmayanlar önemli bir tartışma kaçırdılar.
İngiltere’den Martin Smith müziğin nasıl kitle mücadelelerini
desteklemekte önemli bir rolü olduğunu anlatarak toplantıyı açtı
ve “zaten korkunç bir dünyada yaşıyoruz, müzik bir nebze neşe
ve güzellik veriyor” diye bitirdi.
Billy Bragg ise Irkçılığa Karşı Rock konserlerine nasıl katıldığını,
bu konserlerin önemini anlattı.
Salondan konuşanlar toplantıyı hem içerik açısından güçlendirdiler
hem de neşe kattılar.