Sosyalist İşçi 227 (19 Kasım 2004)
Sayfa
6: Dünya
Yüzbin Iraklının katiline karşı
Şimdi mücadele zamanı
Bush’a karşı
4 yıl
ABD başkanlık seçimleri bitti. Bush 58 milyon 849 bin
406 oyla yeniden kazandı. Yasal olarak dört yıl daha, doktrinini
uygulamak için Beyaz Saray'da oturmaya devam edecek.
Seçimin anlamı
ABD başkanlık seçiminin anlamını en iyi, Kerry'nin seçim yenilgisini
kabul ettiği konuşmasında kaygılı bir biçimde söyledikleri ifade
ediyor. Seçmenlerden 55 milyon 279 bin 768 oy alan Kerry, Bush'a
sevgi ve saygılarını ilettikten sonra "hepimiz biriz, ABD'nin
bölünmesine izin vermeyeceğiz" dedikten sonra, konuşmasını, "Bugün
Amerika'nın yaralarının sarılmasına başlayabiliriz" sözleriyle
bitirdi.
Kerry'nin üstünü hızla örtmek istediği gerçek, çok sayıda yorumcunun
fay hattı diyerek derinliğine vurgu yaptığı ABD'de toplumsal
kutuplaşmadan başka bir şey değil. Seçimlerde 115 milyon kişi
oy kullandı. %56'lık oy kullanma oranı, seçimlere rekor bir katılım
olduğunu gösteriyor. ABD'de 1964'teki seçimlerden beri böyle
yüksek bir seçim katılımı gerçekleşmemişti.
Bu rekor katılım, açık ki Kerry'i rahatsız eden seçmenlerin siyasi
kutuplaşmasıyla birlikte gelişti. Kerry'e oy verenlerle Bush'a
oy verenlerin sınıfsal, etnik, dinsel ve siyasi kökleri de birbirinden
oldukça farklı.
CNN'in araştırmasına göre, oy kullanan erkek nüfusun yüzde 54'ü
Bush'a, yüzde 45'i Kerry'ye, kadınların yüzde 52'si Kerry'ye
yüzde 47'si Bush'a oy vermiş. Beyaz erkeklerde dağılım yüzde
61 Bush, yüzde 38 Kerry, beyaz kadınlarda yüzde 54'ü Bush, yüzde
45'i Kerry. Beyaz olmayan erkeklerin yüzde 68'i Kerry, yüzde
30'u Bush, beyaz olmayan kadınların yüzde 75'i Kerry, yüzde 24'ü
Bush. Kerry Afrikalı Amerikalılarda 9'a 1 oranında başarı sağlarken,
beyazlarda 4'e 6 kaybetmiş. Kerry 18-29 yaş oylarını almış, Bush
diğer tüm yaş gruplarında kazanmış.
ABD'de kadınlar ve renkli insanlar Bush'u tercih etmediler. Tıpkı
gençler gibi.
Bush, orta sınıf ve zenginlerden daha çok oy alırken, yoksullar
ve orta sınıfın altı Bush'u tercih etmedi. Bush'u destekleyenler,
yüzde 76 ile evanjelik, beyaz Protestanlardan sonra, yüzde 79
muhafazakarlar, yüzde 59 kırsal kesimde yaşayanlar, yüzde 58
gaziler, yüzde 58 beyaz erkekler, yüzde 56 evli insanlar, yüzde
56 Güneyliler oldu.
Seçmenlerin yüzde 41'ini oluşturan silah sahiplerinin yüzde 61'i,
yani ezici çoğunluğu Bush'u
destekledi.
Seçmenler arasında terörizmin en önemli sorun olduğunu düşünenlerin
%86'sı da Bush'u destekledi.
Bush'a oy
vermeyenler
Bush, 11 Eylül saldırılarının toplumda yarattığı korkuyu derinleştiren,
Amerikalıları her an kendilerini öldürmeye kurulmuş düşmanlara
karşı kışkırtan "terörizm" öcüsünü başarıyla kullandı.
Böylece doğal oy tabanını oluşturan milliyetçi, eski asker, beyaz-ırkçı,
üst ve orta sınıf üyesi, maço ve erkek oy tabanını geliştirdi.
Bush'a oy verenlerin %36'lık kesimi Irak savaşına karşı çıkmasına
rağmen güvenlik sorunlarının çözümünün Bush'un iktidarda bir
dönem daha kalmasından geçtiğini düşündükleri için oy verdiler.
Bir de Bush'a oy vermeyenler var. %1'lik bölümü Ralph Nader'e,
%49'u ise Kerry'e oy veren bu kesimin profili ise, önümüzdeki
dönemde ABD'de savaş karşıtı mücadelenin üzerinde yükseleceği
zemini oluşturuyor.
Kadınların yüzde 54'ü oyunu Kerry'e verdi. Bush, Amerika'da siyahlardan
sadece %10 oranında oy alabildi. 18-24 yaş arası seçmenlerin
ezici çoğunluğu Bush'a oy vermedi. Siyah kadınların %91'i Bush
yerine Kerry'i tercih ettiler. Kerry'nin en çok oy aldığı ikinci
kesim ise %66 ile sendikalı işçiler oldu. Gay, lezbiyen, biseksüeller
ev eşcinsel evliliğini savunanların ezici çoğunluğu Bush'a oy
vermediler.
Nader'e oy verenlerin tümü, Kerry'e oy verenlerin ise %86'sı
savaşa çok net bir biçimde karşı çıkıyor.
ABD seçmenlerinin %82'si yıllık 100 bin doların altında kazananlardan
oluşuyor. Bu kesimler arasında Bush daha az oy alırken, gelir
düzeyi yüksek seçmenler Bush'a daha fazla oy verdiler. Bir yandan
siyahların ve aslında beyaz olmayan Amerikalıların ezici çoğunluğu,
sendikalı işçilerin ezici çoğunluğu, cinsel özgürlükleri savunanlar,
kürtaj hakkını ve kadın haklarını savunanlar, düşük gelirliler
ve fakirler, savaş karşıtları, özgürlüklerin genel olarak genişletilmesinden
yana olanlar Bush'a oy vermediler.
Kerry bir
alternatif değildi
ABD seçimlerinde temel politik konular şu başlıklarda toparlanabilir:
Irak savaşı, terörle savaş, savunma harcamaları ve politikaları,
eşcinsel evlilikler, kürtaj yasası, çevre ve küresel ısınma,
eğitim, sağlık, bütçe ve vergi politikaları, ticaret ve bireysel
silahlanma kontrolü.
Bush tüm bu başlıklarda milliyetçi, saldırgan ve keskinken, Kerry
tüm bu politikalarda ne dediği belli olmayan, tutarsız ve zaman
zaman Bush kadar milliyetçi bir çizgi izledi.
Bireysel silahlanma ve silah kontrolünde Bush, silah üreticilerini
yargıdan muaf tutan yasalara açıkça destek verir ve Eylül ayında
süresi dolan saldırı silahlarına yasak getiren yasaların uzatılmasına
karşı çıkarken, Kerry, sadece silahlarda 'çocuk kilidi'ni zorunlu
hakle getirmeyi öneriyordu.
Eğitim politikalarında Bush, "Hiçbir çocuk geride kalmasın" diye
tanımlanacak yasayla, okullara verilecek maddi kaynağın, öğrencilerin
elde edecekleri başarıya bağlı olmasını öngörürken, Kerry, bu
eğitimde özelleştirme ve öğrenciler arasında ilk eğitimden başlayarak
şiddetli bir rekabeti artırma önerisi karşısında lafı geveleyip
duruyordu.
Bush kürtaja karşı çıkıyordu. Kerry de ilerlemiş hamileliklerde
kürtaja karşıydı.
Bush, küresel ısınmayla mücadele amaçlı Koyoto Protokolü'ne karşıydı.
Kerry de Kyoto Protoklü'nün imzalanmasına karşıydı!!!
Irak savaşı konusunda ise, Kerry zaten savaş oylamasında savaştan
yana oy kullanmış ve Bush'a destek vermişti. 11 Eylül'den sonra
ABD Senatosu'nda savaşa karşı çıkan üç Demokrat parti üyesinden
birisi Kerry kesinlikle değildi.
Bu, Bush'la Kerry arasında hiçbir fark olmadığı anlamına gelmez.
Ama Kerry'nin Bush'tan farklarının bu ABD seçimlerinde ortaya
çıkan politik saflaşmaya önderlik etmesine izin veremeyecek kadar
küçük olduğunu gösterir. Sadece Kerry ve Bush arasındaki farklılığın
az olması değil, Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Partilerin her
ikisinin de ABD egemen sınıfının partileri olması ABD'deki toplumsal
muhalefetin demokratlar tarafından soğurulmasına neden oldu.
Kerry'e oy veren kitlelerin özgürlük isteği ve savaş karştılığını
küçümsememek gerekiyor. Ama ABD'de başarılması gereken zaman
zaman dev gösterilere imza atan savaş karşıtı hareketin ve Bush'tan
kurtulmak için Kerry'e oy veren kitlelerin sesi olabilecek, mücadele
içinde yan yana gelen aktivistlerin politik ihtiyaçlarını karşılayabilecek
yeni bir sol hareketi inşa etmektir.
Şimdi seçimler bitti. Bush kazandı, ama dünya savaş karşıtları
yenilmedi. Şimdi mücadele zamanı. Küresel direnişin güçlendirilme-sinin
zamanı.
Bush'un arkadaşları ve dava dostları!
Tony Blair: Hepimiz başkana tebriklerimizi
yollamalıyız.
Silvio Berlusconni ve Vlademir Putin (Berlusconni'nin Rusya ziyareti ABD
seçimlerine rastladığı için seçim sonuçlarını tv'den birlikte izlediler):
Putin, Bush'un kazanmasının ABD halkının terör tehdidine prim vermediği
anlamına geldiğini söyledi. Berlusconni ise, "Bush politikalarının
devamı işimize gelir" dedi.
Avusturya, Polonya ve Japonya Bush ile ittifaklarının sürmesinden memnun
olduklarını tekrarladılar.
Alman İçişleri Bakanı Otto Schily: "İşgale karşı olsak da Irak'ın
inşası ülkemizin yararınadır."
Çoğu Irak işgalinin ortağı. Bazıları ise işgale ortak olmaya çalışıyor.
Hepsi kendi egemen sınıflarını temsil ediyor, hepsinin elinde öldürülen
Iraklıların kanı var.
Uyumadan, beklemeden mücadeleye devam
ABD'de seçimler sürerken BBC'nin internet sitesinde seçim sonuçlarıyla ilgili
tartışmalar yapılıyordu. Bu tartışmalara Belçika'dan şöyle bir katkı yapıldı: "Uyandım
ve Bush'un önde gittiğini gördüm. Midem bulanıyor. Keşke yatağa dönüp, dört
sene sonra uyanabilsem." Sarah, Brüksel, Belçika
Gerçekten de tüm dünyada çok sayıda insan mide bulantısı ve can sıkıntısı
yaşadı. Bu can sıkıntısının nedeni, uzun bir süredir savaşa, işgale ve Bush'a
karşı milyonlarca insanın katıldığı gösterilerin hiçbir işe yaramadığı fikri
oluşturuyor. Bu fikir doğru değil.
- Mücadelemiz Irak işgalini geciktirdi
- Bush ve kabinesini politik olarak mağlup etti, Bush'un seçimi kazanmış
olmasından çok, savaş yalanlarının birer birer ortaya serilmiş olması çok
daha önemli.
- Irak halkına direnme gücünü verdi ve Bush'un Irak'ta başının belaya girmesine
yardımcı oldu.
- Savaşın insanlık ve özgürlük adına değil, bir avuç küresel sermaye baronunun
küresel hegemonya politikalarının ürünü olarak başlatıldığını kanıtladı.
- Bir çok ülkenin yöneticilerinin Bush'la rahat rahat ittifak kurmasını engelledi.
- Yepyeni bir küresel dayanışma ağını kurdu, seçimlerde sadece Amerikalılar
değil dünya vatandaşlarının oy verme hakkı olsaydı Bush ezici bir biçimde
mağlup olurdu.
Irak halkı direniyor, küresel savaş karşıtı hareket bileyleniyor. Dört sene
değil, dört gün değil, hemen mücadeleye!