Sosyalist İşçi 228 (9 Aralık 2004)
Sayfa
2: Haberler
SSK'yı
çökertemezsiniz!
Emek Platformu'nun aldığı karar doğrultusunda 1 Aralık'ta bütün illerde
işyerleri önünde eylemler yapıldı. Eylemlerde, SSK hastanelerinin devri
ve Köy Hizmetleri'nin kapatılmasıyla ilgili yasa tasarılarının geri çekilmesi
istendi. Bu eylemin "son uyarı" olduğunu duyuran işçiler, tasarılar
Meclis'te görüşülmeye başlanırsa genel greve gidileceği uyarısını yaptı.
Ankara'da Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü önünde toplanan Yol-İş ve Yapı
Yol-Sen üyesi işçi ve memurlar, "Köy Hizmetleri kapatılamaz" sloganıyla
bir süre bahçede yürüyerek, tepkilerini gösterdiler.
Karayolları ve DSİ Genel Müdürlükleri çalışanlarının Anıttepe'de yaptığı
eylemde de "genel grev, genel direniş" çağrısı yapıldı. "Şalter
inecek, hükümet gidecek", "Direne direne kazanacağız" sloganları
atan Yapı Yol-Sen ve Yol-İş üyeleri, "SSK hastaneleri devredilemez,
Köy Hizmetleri kapatılamaz" pankartı açtılar.
Başbakanlık binası yakınındaki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı önünde toplanan
Yapı Yol-Sen ve Yol-İş üyeleri ise Vekaletler Caddesi'ni trafiğe kapattılar.
Ankara Tabip Odası ve SES üyesi doktor ve sağlık çalışanları da Numune
ve SSK Dışkapı hastanelerinde basın açıklamaları yaptılar. Eylemlerde "AKP
sağlığa zararlıdır", "SSK halkındır satılamaz", "Genel
grev, genel direniş" sloganlarının atıldı.
DİSK üyeleri ise Sakarya Caddesi'nde bir araya gelerek, SSK Genel Müdürlüğü
önüne kadar yürüyerek, burada KESK üyeleri ile buluştular. İşçiler hep
birlikte "SSK bizimdir sattırmayız", "Hükümet yasanı al
başına çal", "AKP sağlığa zararlıdır" sloganları ile AKP'ye
öfkelerini dile getirdiler.
İstanbul'da Emek Platformu'nun çağrısı üzerine emekçiler Okmeydanı SSK
Hastanesi önünde toplanıp, buradan AKP il binasına yürüdüler. Yürüyüş ve
eylem boyunca sık sık "İşçi memur el ele genel greve", "SSK'lar
halkındar satılamaz" sloganları atıldı. Emek Platformu üyeleri daha
sonra yürüyerek Okmeydanı hastanesi'ne geri döndü.
İstanbul'da bir çok sendika yürüyüşler ve basın açıklamalarıyla SSK'nın
Sağlık Bakanlığı'na devrini protesto etti. Haber-İş 1 No'lu Şube üyesi
Telekom işçileri örgütlü oldukları işyerlerinde yemek boykotu ve bildiri
okuma eylemleri gerçekleştirdi. Küçükköy Telekom Santralı'nda yapılan eyleme
çevre santral ve müdürlüklerden işçiler de katıldı. Alkışlarla santral
önünde toplanan işçiler, sloganlarla tepkilerini dile getirdiler.
Yol-İş 1 No'lu Şube üyesi işçiler, Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü önünde
eylem yaptılar. İşyeri içinde toplanan 200 işçi "IMF'ye yumuşak halka
Kasımpaşalı", "Kahrolsun ABD işbirlikçi AKP" sloganlarıyla
dış kapıya yürüdü. Burada konuşan Şube Mali Sekreter Ali Eraslan, işçilere "SSK'ları
sattıracak mıyız? Köy Hizmetleri'ni kapattıracak mıyız? Toplumsal değerleri
yağmalayan AKP'yi iktidarda tutacak mıyız?" diye sordu. Hep bir ağızdan "Hayır" yanıtını
veren işçiler, AKP Hükümeti'ni yuhalayarak protesto etti.
Sağlık Emekçileri Sendikası ve Ankara Tabip Odası, SSK hastanelerinin Sağlık
Bakanlığı'na devrini iki saatlik grevle protesto etti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı kendileriyle diyaloga çağıran Sağlık Emekçileri
Sendikası Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, tasarı geri çekilene kadar
eylemlerine devam edeceklerini açıkladı.
7 Aralık'ta Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri ve Ankara Tabip Odası, Ankara
Etlik'teki SSK Hastanesi önünde toplanarak iki saatlik grev yaptı. Eyleme
katılan sağlıkçılar, broşürler ve pankartlarla halkı da eyleme destek vermeye
çağırdı.
Eylem bitiminde basın açıklaması yapan Sağlık Emekçileri Sendikası Genel
Başkanı İsmail Hakkı Tombul, devirle asıl hedeflenenin iki sene sonra hastaneleri
ve sağlık hizmetini özelleştirmek olduğunu savundu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı kendileriyle diyaloğa çağıran Tombul, tasarı
geri çekilene kadar eylemlerine devam edeceklerini açıkladı.
SSK'ların devri
IMF uşaklığının
yan etkileri
Başbakan Tayyip Erdoğan 20 kasım'da Ankara'da gerçekleşen ve onbinlerce
işçinin katıldığı eylemden sonra yine ağzını bozdu. Erdoğan "Otobüsleri
doldurup kimin parasıyla kimi nereye götürüyorsunuz. Onları oraya toplamak
için yaptığınız masrafla bir iki hastane açsanız olmaz mıydı?"dedi.
Türk-İş Başkanı Salih Kılıç'ın Erdoğan'a yanıtı güzeldi: "Yok ya,
biz yeni hastane açalım siz de satın."
Başbakan Erdoğan açılış törenleri için gittiği Afyon'da Ankara'da eylem
yapan Emek Platformu'na yüklenmeye devam ederek hastanelerin sağlık bakanlığına
devrinden neden rahatsız olunduğunun sorulması gerektiğini söyledi.
Tayip Erdoğan hiç okumuyor olsa gerek. Binlerce bildiri, binlerce rapor
bilerce insanın neden SSK'ların Sağlık Bakanlığı'na devrine karşı olduğunu
anlatıp duruyor. Erdoğan demokrasi düşmanlığını, işçi düşmanlığını ir kenara
bırakmalı artık. İşçilerin aidatlarından oluşan sendika ödeneklerinin işçi
eylemlerine harcanmasından rahatsız olacağına, büyü sermayeyi vergilendirmeyi
düşünmeli. Eğer gerçekten yeni hastanelerin açılmasını dert ediniyorsa,
halihazırda vergileriyle kamu hizmetlerini, sosyal güvenliği finanse eden
işçilere çamur atacağına sözcüsü olduğu büyük sermayeye seslensin. Bunu
da başaramıyorsa, kölece bir ilişki kurduğu IMF'ye borç ödemekten vazgeçsin,
sağlığa ve eğitime kaynak yaratsın.
Eğer bunların hiçbirisini yapamıyorsa okusun. İşçiler neden SSK'nın devredilmesine
karşı.
Şu nedenlerle karşıyız:
-Refom adı altındaki bu düzenleme sosyal haklarımızı daraltıyor
-Bu bir reform değil, özelleştirmedir. Çünkü Sağlık Bakanlığı'na bağlı
hastanelerin satılması yetkisi özelleştirmeden sorumlu Maliye Bakanlığı'na
verilmiştir.
-Bu düzenlemeyle devlet sağlık hizmeti vermeyecek sağlık hizmeti satın
alacaktır.
-Sağlık hizmeti, parası olanlara verilecektir.
-Sağlık yardımlarının kapsamı daraltılacaktır.
-Ödediğimiz sağlık primlerinin yanında bir de cebimizden ek ödeme yapacağız.
-Emekli olmak deveye hendek atlatmaktan daha zor hale gelecek.
-Emeklilik yaşı 68'e yükseltilecek.
-Bireysel emeklilik sistemi özendiriliyor, sağlığımız özel sermayeye satılıyor.
-Eğer ölmez de emekli olabilirsek emekli olduktan sonra da sağlık hizmetlerinden
faydalanmak için prim ödemeye devam edeceğiz.
Kuşkusuz bunlar Recep Tayip Erdoğan ve AKP iktidarına anlamlı gelmiyordur.
IMF uşaklığının bir yan etkisi de budur. Okuduğunu anlamamak.
Sendikaların görevleri
20 Kasım mitinginin ardından sendikal hareket yeniden bir durgunluğa
girdi. Oysa iktidar sağlığın özelleştirilmesi için adım atmaya,
hazırlıklarını yapmaya devam ediyor. Sendikal hareket ise bekliyor.
İlk inisiyatifin hükümetten gelmesini bekliyor.
Eğer hükümetin bi,r adımını engellemek istiyorsanız inisiyatifi
ele almalısınız. Önce sendikalar harekete geçmeli. Bu durumda
her zaman olduğu gibi ikili bir görev var.
Bir yandan topluma hükümetin ne yapmaya çalıştığı en geniş bir
biçimde anlatılmalı ve mücadeleye çağırılmalıdır. Sağlığın özelleştirilmesi
bütün toplumu vuracak bir gelişmedir.
Diğer taraftan ise sendikaların tabanı hızla harekete geçirilmeli
ve hükümetin adım atması engellenmeye çalışılmalıdır.
Kamuda çalışan beyaz yakalıların sendikalaşmasına ilkişkin yasa
çıkarken de böyle oldu. KESK inisiyatifi hükümete terk etti.
Hükümetin adımlarına karşı adımlar atmaya çalıştı ve sonunda
yasa hemen hemen ciddi hiç bir dfireniş olmadan çıktı. KESK’in
bu konudaki son yürüyüşüne yüzünaltında insan katılmıştı.
Eğer kazanmak istiyorsak, ki kuşkusuz istiyoruz, o vakit inisiyatifi
ele alarak hızla harekete geçmeliyiz.
sosyalist işçi
Emekliler barikatı aştı
DİSK'e bağlı Emekli-Sen, emeklilerin sendika hakkı, maaşlarının
insanca yaşa-nacak bir düzeye yüksel-tilmesi, SSK hastanelerinin
Sağlık Bakanlığı'na devrini öngören tasarının geri çekilmesi
talepleriyle topladığı 70 bin imzayı Çalışma Ba-kanlığı'na iletti.
Emekli-Sen üyeleri Anka-ra’da İzmir Caddesi'nde Birleşik Metal-İş
Anadolu Şubesi önünde toplandılar.
Pankart açan ve sloganlar atan emeklilerin yürümesine engel olmak
isteyen polis, barikat kurdu. Yaklaşık bir saat soğukta bekletilen
emeklilerin, daha sonra slogansız ve dövizlerini açmadan yürümelerine
izin verildi.