Sosyalist İşçi 233 (18 Mart 2005)
Sayfa
6: Dünya
Lübnan
Suriye karşıtları kim?
ABD ve Fransa'nın baskısına daha fazla dayanamayan Suriye Devlet Başkanı Esad Suriye ordusunun çekilmesini kabul etti. 14 Bin Suriye askeri bugünlerde Lübnan'dan ayrılıyorlar ya da Lübnan-Suriye sınırına toplanıyorlar.
Suriye'nin Lübnan'dan çekilmesini isteyen gösteriler Şehitler Meydanı'nda yapılıyor. Ama meydanın halk arasındaki adı Solidere. Solidere öldürülen eski başbakan Refik Hariri'nin 4.5 milyarlık şirketinin adı.
Hariri şimdi bu meydanda kendi yaptırdığı bir caminin bahçesinde yatıyor. Batı basını Hariri'yi "Lübnan'ın kurtarıcısı" olarak tanımlıyor ama onun yeni liberal politikaları Lübnan'ı 40 milyar dolarlık bir borç batağına batırdı, işsizliğin yüzde 30'a çıkmasına neden oldu ve ülkedeki gelir adaletsizliğini tam bir uçuruma çevirdi.
Muhalefet
Şehitler Meydanı "Sedir Devrimi'"nin merkezi durumunda. İnsanlar buraya gelerek muhalefet liderlerinin konuşmalarını dinliyorlar. Çeşitli milis örgütlerinin gençlik kolları burada çadırlar kurdu. Gençler Hariri'nin televizyon şirketinin sağladığı dev ekranlardan olayları izliyorlar.
Jaques Chirac ve George Bush tarafından desteklenen muhalefet Hariri'nin öldürülmesini alabildiğine kullanıyor. Muhalefetteki-lerin çoğu Lübnan ekonomisinin çökmesine neden olan özelleştirme kampanyasında kendilerinin devre dışı bırakılmasına öfkeliler.
Hariri'nin ölmesi ve hükümetin istifası ve ardından Suriye'nin çekilme kararı Lübnan egemen sınıfı içindeki dengeleri değiştirdi. Şimdi egemen sınıf Dürzilerin lideri Walid Canpolat'ı destekliyor. Canpolat'ın babası 1977'de Suriye tarafından öldürülmüştü ve aynı yıl Şam'a giden Walid Canpolat babasını öldürenleri affettiğini söylemişti.
Canpolat'ın bu tutumunun karşılığında Suriye yönetimi onu Ulusal Hareketin lideri yapmış ve desteklemişti. Suriye Canpolat'ın muhaliflerini ise tehdit ediyordu.
Walid Canpolat meclis üyesi, eski bir bakan, İlerici Sosyalist Parti'nin lideri ve Lübnan'ın az sayıdaki milyonerlerinden birisi. Çok geniş mülkleri var.
Canpolat ayrıca bölgesini hristiyanlardan temizleyen güçlü bir milis örgütüne sahip ve 1989'da 15 yıllık Lübnan iç savaşını bitiren aftan yararlandı.
Muhalefetin diğer lideri Michel Aoun. İç Savaş'da Lübnan Ordusu'nun başkomutaı olan Aoun 1989'da Suriye'ye karşı "bağımsızlık savaşını" başlatmıştı.
Ancak Aoun o sırada tam bir yanılgı içindeydi. Başlıca dostu ABD o günlerde Irak'a saldırmaya hazırlanıyordu ve Suriye onu destekliyordu. Birinci Körfez Savaşı'nda Suriye geniş bir ordu ile ABD'nin yanında katıldı. Suriye Aoun'u ABD'nin onayı ile Lübnan dışında çıkardı.
Aoun'un milis güçleri falanjistlerin (Lübnan faşistleri) müttefiki.
Önce istifa eden sonra yeniden iş başına gelen hükümetin başı devlet başkanı Emile Lahoud. Suriye Baas Partisi, bazı Lübnan milliyetçi grupları, bazı Hıristiyan örgütleri ve Şii Emel Hareketi tarafından destekleniyor. Amal, muhalefetin gösterilerine 3 kere daha büyük bir gösteri ile cevap veren örgütlenme.
Suriyeli işçiler
Muhalefetin başlıca argümanlarından birisi ülkedeki Suriyeli göçmen işçiler. Muhalefet bunların da Suriye'ye geri dönmelerini istiyor.
Son haftalarda 11 Suriyeli işçi öldürüldü. Muhalefet, Lübnan bağımsızlığı için savaştığına göre bu cinayetler meşrudur diyor.
Şiiler ülkenin en geniş topluluğu ve en yoksul kesimi. Şiiler "Sedir Devrimi"nden pek hoşnut değil. Şiilerin askeri kanadı Hizbullah Lübnan'ın en büyük milis gücü. Güney Lübnan'dan İsrail'in çekilmesini sağladı. Halkın çoğu ABD'nin Suriye'yi de işgal etmesinden çekiniyor.
Çok insan Suriye'yi istemiyor ama aynı zamanda çok endişeli. ABD ve Fransa'nın Lübnan'a müdahalesi de aynı ölçüde tepki topluyor.
Ghasan Makarem Lübnanlı bir sosyalist
Mübarek'e karşı isyan büyüyor
Geçen hafta Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek parlamentodan yeni bir yasa çıkarmasını istedi. Yeni yasaya göre devlet başkanlığı için birden çok adayın olması mümkün olacak. Bugüne kadar devlket başkanlığı seçimlerine sadece tek bir aday katılabilmekteydi.
Mübarek'in bu adımı ABD tarafından, Irak'ın işgali ile Ortadoğu'da ve Arap dünyasında başlayan demokratikleşmenin yeni bir adımı olarak değerlendirdi. Ne var ki Mübarek'in önerdiği değişim sadece bir süs. Irak’daki seçimlerin de koca bir yalan olması gibi.
Aslında Mübarek milyonlarca Mısırlıyı aç, sefil bırakan baskıcı iktidarına karşı bir süredir büyüyerek gelişen muhalefeti yatıştırmak istiyor.
Bu reformun önemi ne önerdiği değil, hareketimiz için anlamının ne olduğudur. Mübarek giderek büyüyen bir harekete yanıt vermek zorundaydı.. Açık ki bu büyüyen hareketten, halkın giderek artan öfkesinden çekiniyor.
Mısır rejimi öte yandan açık ki ABD'den de baskı görüyor. ABD Mübarek rejiminin kontrolü kaybetmesi halinde ABD'nin Arap dünyasındaki çıkarlarının zarar göreceğini görüyor. Bu nedenle Mübarek’e kısmi reformlar yapması için baskı yapıyor.
Son aylarda yaşananlar Mısır'ın patlamaya hazır olduğunu gösteriyor. Hareket Filistin İntifadası ile dayanışma ve Irak savaşına karşıtı gösteriler sırasında ortaya çıkıp güçlenmeye başladı.
Hareket çeşitli muhalefet gruplarından aktivistleri bir araya getirdi. Gösteriler düzenledi. Kahire2deki sokak gösterilerinde Mübarek'ın istifasını istedi. İktidarın Mübarek'in oğlu Cemal2e devine karşı çıktı.
Son aylarda sosyal mücadeleler de arttı. Mısır'ın yoksul büyük çoğunluğu yeni liberal politikalardan ve özelleştirmelerden çok acı çekiyor.
Son altı ayda gerçekleşen grevler son 5 yılda gerçekleşenlerden daha çok. Gene bu son 6 ayda yoksul köylüler zenginlerin arazilerini işgal ediyorlar. Birçok kentte ise yoksul Hıristiyan azınlığın gösterileri oldu.
Mübarek'in reform uzlaşması sadece rejim yandaşları tarafından coşkuyla karşılandı. Mısır halkı çok daha geniş reformlar istiyor. Değişim isteyen hareketin aktivistleri gerçek bir değişim için mücadeleyi yükselteceklerini ilan ettiler.
Sosyalistler artık açıkça önümüzdeki görevin rejimi devirmek olduğunu tartışıyorlar. Önümüzdeki aylarda Mısır'da yığınsal muhalefet hareketinin yükselişini göreceğiz.
Yussef Galal Mısırlı bir sosyalist
Çeçenistan:
Son
barış umudu öldü
Çeçen halkının seçilmiş lideri Aslan Maşadov geçtiğimiz hafta Rus özel birliklerinin Grozni’nin kuzayinde vir jöyde yaptıkları operasyon sonucu vurularak öldürüldü.
Ölümünde kısa süre önce “Putinle yarım saat konuşayım, Çeçen sorununu çözerim” diyer Aslan Maşadov’un ölümüyle birlikte 11 yıllık Çeçenistan savaşına barışçı bir çözüm bulma şansını da kaybetti.
Ailesi stalinizm tarafından 1944’de Kazakistan’a sürülen Aslan Maşadov bugün Rusya’ya karşı direnen birçok Çeçn gibi Kazakistan’da doğdu. Rus ordusunda general olan Maşadov 1994’de ordudan ayrılarak Çeçenistan’a geldi ve Dydayev’in başlattığı bağımsızlık hareketine katıldı.
Maşadov’un komutanlığında Çeçenler 1994-96 savaşını kazandılar ve Rus ordusu Çeçenistan’dan çekilmek zorunda kaldı.
Rusların çekilmesinden sonra yapılan seçimlerde devlet başkanı seçilen Maşadov daha sonra Çeçen direnişinin pratik liderliğini daha radikal olan Şamil Basayev’e kaybetti. Basayev’in Dağıstan’dan Çeçenistan’a sürdürdüğü savaş sonunda Rusların bir kere daha Çeçenistan’a girmelerine neden oldu.
Maşadov’un öldürül-düğünü resmen açıklanması ile Çeçenler kendilerine yeni bir lider bulmaya giriştiler ve Maşadov’un yerine Basayev’in örgüt-lenmesinden daha radikal birini, milliyetçi bir şeriatçıyı Çeçenlerin liderli-ğine getirdiler.
Maşadov’un ölmesi İstanbul’da da gösterilere neden oldu. Göstericiler Rus emperyalizmi ve Putin akeyhinde sloganlar attılar.
Tekstil işçileri grevde
Qaliub ESCO Tekstil fabrikasının 450 işçisi şirketlerinin özelleştirilmesine karşı ikinci defa greve başladılar.
Grev vali, şirket yönetimi ve çalışma bakanlığının işçilerin taleplerine bile bakmayı reddetmesi üzerine başladı.
Qaliub ESCO işçileri ilk grevlerini 5 ay önce gazetelerde fabrikalarının özelleştirileceğine dair bir ilanın çıkması üzerine örgütlediler.
O günden buyana işçiler yönetimle tartışıyorlar. Bugüne kadar sayısız kere fabrika yönetiminin yalanları ile karşılaştılar.
Bu arada işçiler arasında fabrikanın çoktan satıldığına daişşr söylentiler dolaşıyor.
Fabrikayı alan şirketin bir süredir fabrika içinde götürü işler yapan bir şirket olduğu söyleniyor.
Mısırlı işçiler özelleştirmenin daha az işçi hakkı, daha kötü çalışma koşulları, daha çok sömürü, kısacası yoksulluk ve açlık olduğunu biliyorlar.
Aynı zamanda haklarını korumak için mücadele etmek zorunda olduklarını da biliyorlar.
Qaliub tekstil işçilerinin mücadelesini destekliyoruz.
Onların mücadeleleri bütün Mısırlı işçilerin özelleştirmelere, kapitalizme ve sömürüye karşı mücadelesidir.
Shubra El Khaima işçileri ve yoksulları ile Dayanışma Komitesi