Sosyalist İşçi 239 (10 Temmuz 2005)

 

Sayfa 20:

Afrika diktatörlerini Batı daima korudu

1981’de Dünya Bankası Berg Raporu denen çok önemli bir belgeyi açıkladı.
Bu rapora göre afrika ülkelerinin özel sermayeye ve çok uluslu şirketlere yeterince alan açmaması büyük bir sorundu.
Bu rapor, Birleşmiş Milletler’in bütük planına, Afrika’nın Ekonomik Toparlanma için Öncelikleri Programı’na yol açtı.
Buna karşılık “uluslararası topluluk”, zengin devletlerin Afrikayı ezen borç batağını hafifletmesi ve ihracatları için fiyatları arttırmasını önerdi.
Bu elbette gerçekleşmedi. Bunun üzerine “iyi yönetimden” bahsetmeye başladılar.
Afrika’daki baskıyı ve yolsuzlukları inkâr edecek değilim. 41 yaşındayım. Yani tam diktatör Hastings banda malavi’de iiktidarı aldığında doğdum.
Batılılar için biraz komik bir adamdı. Kadınlar için mini eteği yasaklamış, erkekler için kadige pantalonları ve Simon ve Garfunkel’i(*) yasaklamıştı.
Ancak muhaliflerini ezip, tutuklayınca, işkence edince, sendikacıları ve sosyalistleri öldürünce o kadar da komik olmuyor.
18 yaşında bir sendikacı, sosyalist ve Banda’nın muhalifi olduğumu fark ettim. 1994’de Banda devrilinceye kadar da muhalifi olmaya devam ettim.
Hiçbir Batılı hükümet Banda için mesele çıkarmadı. Yararlıydı ve bu nedenle ne isterse yapabilirdi. Zaire’deki Mabutu gibi.
Afrikalılar israrla demokrasi istiyordu. Ama eğer gerçekten demokrasi istersek batının bize karşı olduğunu görüyorduk.
Meles Zanawi’nin partisi kazandığında Etiyopya’da olanlara bakın.Zanawi.
İşte o Meles Bob Geldorf ve Tony Blair ile birlikte Afrika Komisyonu’nda oturuyor.
Bir başka Komisyon üyesi Tanzanya’dan Benjamin Mkapa. 2001’de Mkapa’nın hükümeti Zanzibar’da kendisine muhalif olan 60 kişiyi seçimlere hile karşıtığı için gösteri yaptıkları sırada vurarak öldürdü.
ABD gösteri yapanları suöladı. İngiltere seçimlerden sonra 21 büyük şirketi temsil eden bir ticaret grubunu Tanzanya’ya yolladı.
İngiliz, Kanada ve Avustralya altın madeni şirketleri ülkeye hücum etti.
Belki de iyi yönetimin anlamı bu! Batıya yaslan ve göstericileri kurşunla!
Neden Simon ve Garfunkel yasaklandı? Çünkü bu grubun Cecilia, Cecilia adlı bir şarkısı vardı ve diktatör Banda’nın metresinin ismi de Cecilia idi. Yasaktan sonra Banda ile Cecilia’nın arası açıldı!
Mzimasi Makiniki

Afrika’nın ekonomik krizi
Bir çokları Afrika’nın neden bu kadar yoksul kaldığını ve neden asya’dan da daha yoksul olduğunu soruyor. İşte size bir iki küçük ipucu!
1975’e kadar Afrika’nın ekonomik performansı dünya ortalamasının üstündeydi. Güney Asya’dan ve hatta kuzey Amerika gibi Birinci Dünya ülkelerinden bile daha iyiydi.
1975’den sonra Afrika bir çöküş yaşadı. Bu, kısmen Amerika ve Avrupa’nın da 1970’lerde yaşadığı ekonomik krizin bir sonucuydu.
Bu krizin sonucu olarak çok miktarda nakit para Afrika’dan çekildi. O güne kadar G7 ülkelerinden 1970’lerde çıkan 47 milyar dolar geriye dönmeye başladı. 347 milyar dolar, 1980-89 arasında, 318 milyar 1990-99 arasında G7 ülkelerine gitti.
Faiz oranları hızla arttı çünkü ABD çok fazla borç alıyordu ve ABD Afrika’nın ihraç ettiği temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını aşağı itti. Bu gelişmelerden bütün Üçüncü Dünya aynı biçimde etkilenmedi.
Sahra altı bölge Doğu ya da Güney Asya’dan daha fazla yabancı sermayey bağlıydı. Bu bağımlılık sürdürülemez oldu. Ayrıca Afrika sömürgeciliğin etkilerinden kurtulamadı.
ABD, Soğuk Savaş boyunca Asya’daki müttefiklerine mali yardım verdi. ABD’nin Güney Kore’ye 1946-78 arasında verdiği yardım 6 milyar dolar. Aynı dönemde bütün Afrika 6 milyar dolar aldı.
ABD Doğu Asya’nın ihracatına ABD iç pazarlarına girmede öncelik tanıdı.
Ayrıca Afrika’daki diktatörlükler Soğuk Savaş boyunca ya Batı için ya da Rusya için gerekliydi. Bu diktatörlükler Batı ya da Doğu Bloku’nun politik, askeri desteği ile ayakta kaldılar ve ülkelerini alabildiğine soydular, gelen yabancı yardımları iç ettiler.
Bütün bu diktatörlükler yozlaşmış rejimler ürettiler ve bir diktatör diğerinin yerine geçti.
Şimdi Batı’nın Afrika’nın yozlaşmış rejimlerinden bahsetmesi tam bir ikiyüzlülük.

Bu konuda daha tam bir cevap için New Left Review’de Giovanni Arrighi’nin, The Africa Crisis (Afrika Krizi) makalesine bakabilirsiniz.
www.newleftreview.net/


Majid Al Gaood (İşgali Reddeden Ulusal Güçler Yüksek Komitesi - Felluce):
Bugün Irak'taki hükümet başarısız, çünkü Irak halkının kendi özgür iradesi ile seçtiği bir hükümet değil, dolayısıyla Irak halkının hükümeti değil.
Bana sürekli "Peki işgal güçleri Irak'tan çekilirse ne olacak?" diye soruyorlar. Irak'ın geleceği hakkında bu kadar endişelenmenize gerek yok. Irak işgalden önce Ortadoğu'nun en uygar ülkelerinden biriydi. Irak halkı kendi başının çaresine bakabilir, yeter ki işgal güçleri bir an önce Irak'tan çekilsin.


“Soyguncular hareketimizin bir parçası değil”

Malavyalı aktivist Mzimasi Makiniki Yoksulluğu Tarihe Gömelim koalisyonunun düzenlediği Live8 konserlerini izledi ve gördüklerinin bir kısmından hiç hoşlanmadı.

Malavi’nin başkenti Lilongwe’de bir barda oturdum ve televizyondan Lond-ra’daki Live 8 konserinin sahnesine çıkan ve Afrika’dali yoksulluk üzerine konuşan ve küresel adalet üzerine konuşan Bill Gates’i izledim.
Gates kısa bir süre önce sağlık projeleri için 450 milyon dolar bağışladı. Epeyce büyük bir para. Hiç de şükran duymuyorum.
Bill ve Melinda Gates Vakfı ABD hükümeti Microsoft aleyhine anti-tekel yasalardan dolayı dava açınca kuruldu.
gateslerin dağıtabileceği çok paraları var. Şu anda servetinin 29 milyar dolar olduğu yahmin ediliyor ve borsa patladığında bu 100 milyar kadardı.
Dolayısıyla yarım milyar şuraya ya da buraya gitmiş çok da acıtmaz.
Gates dünya çapında muazzam eşitsizliğin nedeni olan aşırı zengin birisi.
Wall Street Journal’a (Amerika’nın önde gelen gazetesi) göre 2004 yılında Amerika’da milyoner aile sayısı yüzde 21 artarak 7.5 milyona ulaşmış.
Şimdi toplumun bu çok zengin kesimi 11 trilyon dolar gibi muazzam bir serveti kontrol ediyorlar.
Ortalama servetleri 3.2 milyar dolar.
Bu insanlar ABD’deki asgari ücretle çok çalışarak zengin olmadılar. Bill Gates’in servetine ulaşabilmek için tam 630.000 yıl çalışmaları gerekirdi.
Bu süper zenginler sömürüye ve emperyalizme dayalı bir sisteme sahipler.
“Serbest pazar”dan kâr ediyorlar. “Serbest pazar” tarafsız bir araç değil, kapitalizm tarafından yaratılmış özgür emeğin (topraklarından sürülmüş köylüler) sömürülmesine dayalı bir araç
Kölelik, sömürgecilik, Dünya Bankası ve IMF programları hep bu pazarın ürünleri.
Zenginler bizi soyuyorlar ve sonra yere biraz bozk para atıp kaçıyorlar.
Bütün bunlar zaten çok kötü ama en tepedeki bir soyguncuyu yoksulluğu sona erdireceğini söyleyen bir olayda görmek istemezdim.
Eğer platform’ında Gates varsa yoksulluğun nedenlerini sistemli bir biçimde çarpıtıyorsun demektir. Ayroca sömürüyü örtüyorsun demektir.
Karl Marks “değişim güçlünün zayılığından değil, zayıfın gücünde gelir” derken haklıydı.