Sosyalist İşçi 239 (10 Temmuz 2005)

 

Sayfa 5:

John Rees
(Respect Ulusal Sekreteri):
Amerika tek başına Irak'a girebilirdi, ama bunu politik nedenlerden dolayı yapmadı. Bu nedenle yanına İngiltere'yi aldı. Amerika İkinci Dünya Savaşı sonrasında hem askeri hem de ekonomik açıdan çok güçlüydü. Bu güç, savaştan sonra Amerika'ya Marshall Planı ile Avrupa ülkelerine yardım etme olanağı verdi. Ama bugün durum böyle değil. Amerika bugün askeri olarak çok güçlü, fakat ekonomik olarak değil. Bugün Amerika dünyadaki üretimin sadece yüzde 22'sini gerçekleştiriyor.
Savaş karşıtı hareket başladığı günden itibaren Bush'u savunma durumunda bıraktı. Bugünkü savaş karşıtı hareket bütün dünyaya, Vietnam Savaşı'na karşı gelişen hareketten daha hızlı yayıldı.
Bugün savaş karşıtı hareket kendisi ile diğer sorunlar arasında kolaylıkla bağ kurmayı başarıyor, çünkü politik olarak çok güçlü bir hareket.

Sami Ramadani (Irak):
İşgal güçleri, eğer Irak'a hakim olmayı başarırsa, hakimiyetlerini bütün dünyaya yayabileceklerini düşünüyor. Bu nedenle Irak'taki işgali durdurmak çok önemli. Eğer işgali durdurmayı başarırsak, dünyanın geri kalanına egemen olmalarını engellemiş olacağız. Irak, daha büyük bir egemenlik projesinin en önemli adımı.
Irak'taki direnişçilere destek olmak için öncelikle söylenen yalanları teşhir etmeliyiz. Iraklı direnişçilerin terörist oldukları ve sivilleri öldürdükleri söyleniyor. Bu doğru değil. Iraklı gibi görünüp sivilleri öldürenlerin çoğu işgal güçleri ve bu görüntüleri Iraklı direnişçileri suçlamak için kullanıyorlar. Bunun temel nedeni ise Irak direnişini uluslararasi kamuoyundan koparıp yalnız kalmasını sağlamak. Böylece insanların Irak direnişini desteklemekten vazgeçeceklerini ve direnişçileri yenebileceklerini düşünüyorlar.

Lindsey German ( Savaşı Durdurun Koalisyonu):
Zaman ilerledikçe Irak konusunda onların yalan, bizim doğru söylediğimiz ortaya çıkıyor. Bugüne kadar bu yalanların bedeli olarak 100 binden fazla Iraklı, 17 bin asker öldü. Bunların bir kaç katı da yaralı var.
Şimdi yalanlarına yenilerini ekliyorlar. Irak'ta kalmaları gerektiğini, çünkü Irak'tan çekilirlerse halkın birbirini öldüreceğini söylüyorlar. Direnişçilerin sivilleri öldüren teröristler olduklarını söylüyorlar. Bunların hiçbirisi doğru değil. Irak halkı işgal güçlerinin bir an önce Irak'tan çekilmesini istiyor. Sivilleri öldürenler ise direnişçiler değil, bizzat işgal güçlerinin kendisi.
Eğer Bush Irak hakkında söylediği yalanların aynısını İran hakkında söylerse, İran'ı da Irak'ı savunduğum gibi sonuna kadar savunacağım. Ama buna gerek kalmayacak çünkü onları yeneceğiz

Fausto Bertinotti (Rifondazzione-İtalya):
Bu savaş sadece Irak'a karşı yürütülen bir savaş değil, aslında dünyanın bütün halklarına yönelik bir tehdit. Savaş karşıtı hareket hala büyümeye devam ediyor, Irak'ta ki muhalefet ve direniş büyümeye devam ediyor. Amerika'da bile, Bush'un bir an önce Irak'tan çekilmesi gerektiğini düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Dün Edinburgh'da yoksulluğa karşı yürüdük. Yoksulluğun nedeni, yoksul ülkelerin borçlandırılması. Zengin ülkeler yoksul ülkelere yardım ettiklerinde bile, aslında onların yoksullaşmasına neden oluyorlar. Yoksulluk neo-liberal politikaların sonucu. Neo-liberal politikalar yoksulluk ve kriz yaratıyor.
Savaş ve yoksulluk birbirine doğrudan ve ayrılmaz biçimde bağlı. Bu bağın adı kapitalist küreselleşmedir. Bugün kapitalizme karşı mücadele etmeden yoksulluğa karşı mücadele edilemez.
Avrupa Anayasası ile ABD'nin dünyaya tek başına hakim olma projesi arasında aslında bir fark yok. Fransa'daki hayır oyları milliyetçi oylar değil, bu oylar solcu ve anti-kapitalist oylar. Bugün daha güçlü olduğumuzu söylememizi sağlayacak iki olay var; bir tanesi Fransa ve Hollanda'daki hayır oyları, diğeri ise dün Edinburgh'da gerçekleşmiş olan gösteri. Başka bir Avrupa mümkün.


Alternatif Toplantılardan özetler
3 Temmuz Pazar günü 64 küçük, 8 büyük olmak üzere toplam 72 toplantı gerçekleştirildi. Bunlardan Başka Bir Avrupa Mümkün başlıklı bölümde şu konuşmacılar vardı: Majid Al Gaood (Higher Comitee for National Forces Rejecting Occupation - Felluce), John Rees (Respect Ulusal Sekreteri), George Galloway (Respect Milletvekili), Francisco Louca ve Ana Drago (Sol Blok, Portekiz), Gennaro Migliore (Rifondazzione İtalya), Fausto Bertinotte (Avrupa Sol Partisi Başkanı), LCR'dan bir konuşmacı. Colin Fox (SSP, İskoçya Sosyalist Partisi)
Konuşmacıların hepsi özet olarak şu noktalardan bahsettiler:
a) Savaş karşıtı hareket başladığı günden beri dünyada çok büyük bir etkiye sahip oldu, kiteleleri sokağa döktü, bir kuşağı değiştirdi ve Avrupa'da solun önünü açtı.
b) Yeni Avrupa Solu geleneksel politikaları ve geleneksel politika yapma biçimini reddediyor. Avrupa Solu'nun gücü buradan geliyor. Bugün Avrupa solu sosyal adalet temelinde demokrasi için mücadele ediyor. Avrupa solu savaş karşıtı hareket üzerinden yükselmeli ve sosyal adalet talebinin ve ezilenlerin platformu olmalı.
c) Fransa'daki Avrupa Anayasası'na hayır oyları aslında kapitalizme karşı verilmiş sol oylardı. Özelleştirmelere, askeri harcamalara karşı verilmiş oylardı.
d) Sadece yoksulluğu değil, kapitalizmi tarih yapmalıyız. Avrupa'da yeni bir sol inşa etmeliyiz. Yeni tarih biziz.
e) Yeni bir sol yaratmak için demokrasiyi genişletmek için mücadele etmeli, sosyal adalet ve karar alma süreçlerine katılım talep etmeliyiz.
f) İngiltere'de Respect kitle hareketinin üzerinden yükseldi ve öyle kalacak.
Bu toplantıların ardından Stop The War Coalition (Savaşı Durdurun Koalisyonu) tarafından Naming The Dead isimli bir eylem düzenlendi. Akşam üzeri saat 18.00'de Edinburgh'un merkezinde toplanarak Calton tepesine yürüdük (Bütün Edinburgh'u ayaklarınızın altına seren muhteşem bir manzarası vardı). Eyleme yaklaşık 2.000 kişi katıldı. Calton tepesinde Hailis Gulliani (Carlo Gulliani'nin annesi), Walden Bello, Kate Hudson (CND Başkanı) gibi isimler ve bir okul öğrencisi, emekli bir asker gibi insanlar tarafindan Irak'ta ölen insanların isimleri okundu. (Bu arada Yıldız ve ben bunu Türkiye'de de yapmalıyız diye düşündük.)
Arife ve Yıldız


“Yoksulluk ve savaş kopmaz bağlara sahip”
Göstericilerin çoğu Yok-sulluğu Tarihe Gömelim inisiyatifinin önderliğinin bütün çabalarına rağmen yoksulluk ile Irak savaşı arasında net bir ilişki ku-ruyorlardı.
Oxford’dan klise tarafından örgütlenmiş bir otobüsle Edinburg’a gelen Jane “savaş ve her gün 30 bin çocuğun yoksulluktan dolayı ölmesi arasında kopmaz bağlar var” diyordu ve ekliyordu “bu ne-denle bugün yoksulluğa karşı yürürken Savaşı Durdurun Koalisyonu-’nun pankartını taşıyorum.”
Chester şehrinden bir öğretmen olan Peter “İn-sanların ihtiyaçlarını zen-ginlerin isteklerinin önü-ne geçirmedikçe daha adil bir dünya olamaz” diyordu. Peter devamla “bugün güzel olan şeylerden birisi çok sayıda örgütün döviz-lerinin olması” dedi.
Londra’nın siyah mahal-lesi Brixton’dan Barbara “İnsanlar bugünün tek ko-nulu olmasını istemiyorlar. Biz sadece yoksulluk için değil, savaş, çevre, nükleer enerji ve mültecilerin politik hakları için de mücadele etmek istioruz” diyordu.
Bir başka gösterici ise “Bütün bunlar bu gösteri-yi çok önemli hale getiriyor. Ama daha sonra da bu konularda mücadeleye devam etmeliyiz” diye ekledi.
Leicester’den Collin “bu gösteriyi Gordon Brown (İngiltere Maliye Bakanı) ve Tony Blair’in kendilerine mâl etmeye çalışmalarına kızıyorum. Bu bir fotoğraf çektirme fırsatı değil” diyordu.

Yeni dünya düzenine karşı
2 Temmuz Cumartesi günü dev bir beyaz çizgi Edinburg sokaklarında yürüyordu. 400 bin kişi Meadws adlı parktan çıkıyor, uzun bir yol yürüyor ve tekrar parka dönüyordu.
İlk yola çıkanlar tekrar parka cardıklarında daha yüzbinlerce insan yola çıkmamıştı bile ve hala yeni insanlar geliyordu.
Binlerce insan ise çimenlere oturmuş, naklen yayınlanan Live 8 konserlerini dinliyordu.
Bir taraftan da sürekli olarak katılımın arttığı ilan ediliyordu: 100 bin, 150 bin, 250 bin...
Göstericiler arasında liseli gençler de, emekliler de, siyahlar da, beyazlar da vardı.
Gösteriyi örgütleyenler herkesten beyazlar giymelerini istemişti ve çoğunluk öyle yapmıştı.
Birçok gösterici kendi sloganını t-shirtün üzerine yazmıştı: “borçlar silinsin”, “Savaşma, Yoksulluğa Karşı Mücadele Et” veya “iklim Kaosuna Son” gibi.
Gösteriye yüzlerce sendika, kampanya ve parti katılıyordu. Hepsi kendi panlartlarını hazırlamıştı. En çok Savaşı Durdurun Koalisyonu pankartı ve dövizi vardı.
Çoğunluk Yoksulluğu Tarihe Gömelim koalisyonunun taleplerine bağlıydı ama çok sayıda insanın daha ileri talepleri vardı ve G8‘e karşı kızgınlık çok açıktı.
Resmi platformda insan hakları savunucusu Bianca Jagger en çok des-teği aldı. IMF’yi ve Dün-ya Bankasını eleştirdi.
Gösteriye katılanların çoğu hayatlarında ilk kez bir yürüyüşe katılıyorlardı.
G8 için İngiltere’de son yapılan gösteriye 70 bin kişi katılmıştı!