Sosyalist İşçi 239 (10 Temmuz 2005)

 

Sayfa 7:


YOKSULLUĞUN ve SAVAŞIN EFENDİLERİ

Hintli yazar ve aktivist Arundhati Roy Haziran sonunda İstanbul’da toplanan Irak Dünya Mahkemesi’nde de konuştu.

Bu, Irak Dünya Mahkemesi’nin sonuç oturumu. Bu son oturumun ABD’nin 2003 Mart ayındaki işgalden önce hava üslerini kullanarak Irak’ı bombaladığı ve Irak savunmasını yok ettiği Türkiye’de olması özellikle önemli. ABD politik dostu olarak gördüğü Türk hükümetinin desteğinin devam etmesini istiyor.
Bunlar Türk halkının yoğun muhalefetine rağmen oluyor. Jürinin sözcüsü olarak Türkiye hükümeti gibi Hindistan hükümetinin de kendisini ABD’nin ekonomik alanda ve savaş konusunda sağlam bir müttefiki haline getirmek istediğini söylemek istiyorum.
Irak Dünya Mahkemesi’nin Brüksel ve New York’taki önceki oturumlarındaki ifadeler Irak’ta olan bitenleri yakından izlemeye çalışan bizlerin bile bu ülkede olan korkunç olayların ancak çok küçük bir kısmının farkında olduğumuzu ortaya çıkardı.
Tanık ifadeler
Bu mahkemedeki jüri ABD ve müttefikleri için basit bir suçlu ya da suçlu değil kararı almak için burada değil. Biz ABD işgalinin sayısız alanlardaki delillerini incelemek ve bbunalrın arkasındaki nedneleri saptamak için buradayız. Bütün bu deliller aslında bilinçli bir biçimde gözlerden saklanmaya çalışılıyor.
Savaşın bütün yanları incelenecek, yasallığı, uluslararası kurumların rolleri, ve igalde rol alan en önemli şirketlerin, basının, ve seyreltimiş uranyum içeren silahların, napalmın, misket bombalarının ve diğer silahların etkilerini, işkenceyi ve işkencenin meşru hale getirilmesini ve savaşın çevre üzerindeki etkilerini, Arap hükümetlerinin Irak’ın işgalindeki rollerini ve Irak’ın işgalinin Filistin’in işgali ilew ilişkisini araştırmak ve ortaya çıkarmak için buradayız.
Bu mahkeme kayıtları düzeltmek için girişilen bir çaba. Savaşın tarihini muzafferler açısından değil de geçici olarak, geçici kelimesini tekrarlamak istiyorum, yenilenler açısından belegeleme çabasıdır.
Tanık ifadeleri başlamadan önce bu mahkeme üzerine söylenen bazı şeylere çok açıkça değinmek istiyorum.
Bu iddialardan birisi bu mahkemenin tek taraflı olması. Sadece bir tarafın görüşlerini temsil etmesi. Savunmasız bir yargılama olduğu. Ve sonucun önceden belli olduğu.
Bu bakış bu zor dünyada ABD hükümetinin, ABD başkanı George Bush ve İngiltere başbakanı Tony Blair’in başını çektiği sözüm ona koalisyonun görüşlerinin temsil edilmediği sonucunu öne sürüyor. Irak Dünya Mahkemesi’nin onların savaşı başlatırken ki argümanlarının farkında olmadığını ön görüyor.
Eğer çok uluslu medya şirketlerinin, askeri birliklere yerleştirilmiş gazeteciliğin olduğu bir çağda herhangi biri bunu söyleyebiliyorsa biz gerçekten o zaman tam bir ironi çağında yaşıyoruz, komedinin gereksiz hale geldiği çünkü yaşamınm kendisinin komedi olduğu bir çağda yaşıyoruz demektir.
Önce kategorik olarak şunu söyliyeyim. Bu mahkeme bir savunmadır. Kendisi bir direniş biçimidir. Tarihin en alçakça sürdürülen, uluslararası kurumların bir ülkeyi önce silahsızlandırmak için zorla kullanıldığı ve sonra saldırı başladığında kenera çekilip tarih boyunca bir savaşta hiç kullanılmadık ölçüde çok silahın kullanılmasını seyrettiği bir savaşın kurbanının savunmasını yapıyoruz.
İkinci olarak bu mahkeme hiç bir biçimda Saddam Hüseyin’in savunması değildir. Irak’ın daha sonra yaşadığı trajediyi aydınlatma çabası onun Iraklılara, Kürtlere, İranlı ve Kuveytlilere karşı işlediği suçları ortadan kaldırmaz.
Ancak, Saddam Hüseyin bu suçları işlerken ABD hükümetlerinin onu maddi olarak ve politik olarak desteklediğini unutmayalım. Kürtlere gaz bombası atarken ABD hükümeti silahlanması için ona mali yardım yapıyor ve sessizce kenarda duruyordu.
Şu anda konuşurken bile Saddam Hüseyin bir savaş suçlusu olarak yargılanıyor. Ama onun iktidara getirenlerden ne haber? Kim onu silahlandırdı? Kim onu destekledi? Ve şu anda kim onu yargılayarak kendisini tamamen temize çıkarmaya çalışıyor?
Ve ABD’nin bölgedeki diğer yaptıklarına ne demeli.
Kanıtlar
Burada çok olağanüstü insanlar toplandı. Muazzam bir şiddetle sürdürülen karşı propandaya rağmen kararlılıkla çalışarak Irak’ın işgaline karşı direnişde yer alamak isteyenler için çok önemli malzemeleri, belgeleri bir araya getirdiler.
Amerika, İngiltere, İtalya, Avustralya ve dişğer yerlerdeki savaşmak istemeyen, bir dizi yalan için canlarını vermek ya da başkalarının canlarını almak istemeyen askerlerin elinde bir silah olmalı.
Gazetecilerin, yazarların, şairlerin, şarkıcıların, öğretmenlerin, su tesisatçılarının, taksi, şoförlerinin, oto tamircilerinin, ressamların, avukatların, direnişde yer almak isteyen herkesin elinde bir silah olmalı.
Bu mahkemede bir araya getirilen deliller mesela ABD’nin kararlarını tanımadığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde George Bush, Tony Blair, John Howard, Silvio Berlusconi ve bu savaşta yer alan ve şimdi kâr elde eden bütün diğer hükümet memurlarını, ordu generallerini, şirket yöneticilerini savaş suçlusu olarak yargılamak için kullanılmalı.
Irak’a saldırı hepimize bir saldırıdır. Namusumuza, bilincimize, insanlığımıza ve geleceğimize saldırıdır.
Irak Dünya Mahkemesi’nin yargılamasının uluslararası yasalara adayanmadığının farkındayız.
Irak Dünya Mahkemesi dünyanın dört bir yanındaki, Irak’da insanların katledilmesini, aşağılanmasını, bir kenarda durup seyretmek istemeyen milyonlarca insanın bilincine güvenmektedir.