Sosyalist İşçi 243 (22 Ekim 2005)

 

Sayfa 11 :

KAMPANYALARDAN

Neoliberalizim için bir yenilgi, bizim içinse bir zafer!
2005 Almanya Seçimleri: Çoğunluk Sosyal kısıntılara karşı- yeni bir sol doğdu
"Seçimlerden çıkan ilk mesaj, Almanyada ki sosyal devletin yok edilmesine büyük bir çoğunluğun karşı olduğu. Diğer bir mesajsa, Almanyanın hızla bölünmeye başlaması Die Linke, sosyal kısıntılara karşı seçmenler tarafından inandırıcılığını kazandığı için, diğer bütün partilerden daha fazla oy oranını yükseltti. Bu sonuçta Siyah-Sarı (CDU-CSU,FDP) birlikteliğe parlementoda planladığı çoğunluğu kaybettirdi." Franz Walter 19 eylül Spiegel Online
Almanyada büyük bir politik kriz hakim şu anda. Hakim sınıf neoliberal kısıntı politikalarının daha hızlı bir tempoyla ekonomide ve politikada devam ettirmek derdinde. Halkın büyük bir çoğunluğuysa Sosyal kısıntıları ve neoliberalizmin yarattığı yeni sosyal dağılımı reddetti. Rot-Grün(SPD-Grüne) seçilmedi, Schwarz-Gelb(CDU-FDP) ise büyük çoğunluğu yakalayamadı. Milyonlar Sol Partiyi seçti. Neoliberal Bloğun yenilgisi, parlemento dışı direnişin bir zaferiydi. Neoliberal politikaya, Agenda 2010 e, Harz IV ya, öğrenim harçlarına karşı sokaklara çıkan insanlardı yeni Sol Partinin temellerini atanlar. Aktivistlerin birleşimiyle oluşturdukları WASG nin PDS e yaptığı birleşme teklifiyle ortaya çıkan Sol Parti Sosyal kısıntılara karaşı Alternativ oluşturdu. Sol Partinin seçim zaferi, Neoliberal politikaların temsilcisi partilerinse bu yenilgisi toplumda antikapitalist bir havanın olduğunun bir ifadesi. Yapılan anket sonuçlarına göre doğu almanların % 73 ü, batı almanların %50 si Marx ın kapitale Kritiğinin hala doğru olduğunu düşünmekte. Doğu almanların % 66 sı batı alamanlarınsa % 56 sı Sosyalizmin prenzip olarak teoride iyi fakat uygulanmış olanların uygulamadaki hatalarından dolayı yıkıldığına inanmakta.
Yeni seçimler SPD nin düşüncesine göre AGENDA 2010 e güven oyu niteliğinde olmalıydı. Ortaya çıkan sonuç ise bunun karşıtı. Schröder kendini ancak CDU ya karşı yürüttüğü daha ılımlı bir seçim propagandasıyla kurtarabildi. Geçen seçimlere göre 2 milyon oy kaybıyla seçimlerden ayrılan SPD tarihinin en düşük oy oranını aldı. Fakat CDU da SPD nin yenilgisinden kazançlı çıkamadı. Geçen seçimlere oranlar % 3( 1.8 milyon oy) oranında oyunu kaybetti. CDU nun kalesi olarak bilinen Bayernde de %10 oranında oy kaybetti. İlk olarak SPD ve CDU % 70 in altında oy topladı.
Hangi koalisyon olursa olsun patronlar saldırılarında devam edicekler
"İndüstriel ve ekonomik bakış açıdan büyük hayal kırıklığına uğradık."
Jürgen Thumann, Präsident des Bundesverbands der Deutschen Industrie -.Alman Sanayiciler Birliği Başkanı- (BDI)
Hangi koalisyon yönetirse yönetsin hakim sınıf ekonomide ve politik yaşamda sosyal kısıntıları sürdürmeye devam etmeye çalışıcaktır. Seçımlerden büyük bir hayal kırıklığı ile ayrılsalar da, Lissabon Planı'nın bir parçası olan Ajanda 2010 ve Hartz IV yla birlikte gelen kısıtlamalara devam etmeye çalışacaklar. Bizim için bunun anlamıysa daha fazla kısıntı, daha fazla is saati buna karşı az ücret, öğrenim harçları vs vs. Bu politikanın arkasında saklı olansa kapitalizmin içinde bulunduğu küresel krizdir.
Ferit KIRAN

Ne olacak bu memleketin hali?
4.1 Milyon insan Sol Partiyi secti!
18 Eylül 2005, saat 18.00, Almanya ekran başında, heyacan dorukta, herkes seçim sonuçlarını merak ediyor. Tüm istatistikler, yapılan tahminler Birlik Partileri (CDU/CSU) ile FDP nin iktidara geleceğini idda ediyor olsada herkes televizyon karşısında. Mayıs ayına kadar CDU/CSU (Birlik Partileri) neredeyse tek başına iktidar olacağı tahmin ediliyordu. Kuzey Ren Vesfalya (NRW) seçimlerinden sonra sonuç gene kestiriliyordu. Birlik Partileri'ne FDP de eklenerek ve sağ koalisyona kesin gözü ile bakılıyordu. Fakat, son haftalarda işler biraz tahminlerin aksine gibi görünüyor.
Yer Bad Homburg, Frankfurt'un bir ilçesi, tıklım tıklım olmasa da dolu bir salon. Saat 18.04 ve ilk sonuçlar açıklanıyor. FDP nin oyları tahminlerin üzerinde olduğu açıklandığı an salonda bir neşe, bir sevinç ki görülmeye değer. Herkes birbirine sarılıyor, kutluyor. Arkasından Links Partei'ın (Sol Parti) sonuçları veriliyor, ilk sonuçlar ve Linksparteı 7.4 ile kesin parlementoda. Sevinçin yerini hüzün, nara atmanın yerini hakaret, küfür alıyor bir anda salonda. 'Aman allahım, biz kaybettik' diyordu, FPD nin Bad Homburg şefi. Salondakiler birbirlerine şaşkın şaşkın soruyorlar, ne olacak şimdi?' yada türkçe deyimiyle ne olacak bu memleketin hali?
Bad Homburg ve sakinleri diyince biraz düşünmek lazım. 1980 li yıllarda en fazla vergi verenler olarak bilinirlerdi. 1990'lı yıllarla birlikte en az vergi verenler olarak kendilerinden söz ettirmişlerdi. 2000'li yıllarda ise, SPD/Yeşiller hükumetinin yaptığı vergi reformu sayesinde vergi vermedikleri gibi vergi iadesi adı altında devlet kasalarından milyarlarca Euroyu kendi kasalarına indirenler olarak basına yansımıştı. Bad Homburg ta, Avrupa finans merkezi olan Frankfurtun milyonerleri ile Almanyanın en zengin ailelerininde yaşadığı bir semt. Bu şahısların yaşadığı semt özel korumalar tarafından korunmakta, öyle her vatandaşın sorgusuzca girp çıkabildiği bir semt değil. Çocukları özel okullarda okur, hastaları özel hastahanelerde tedavi olur yani kısaca bu vatandaşlar 'özeldir'. Ve bu vatandaşlar seçimlerden sonra çok Ama çok mutsuz oldular.
Başka bir mekan. Bu mekan Frankfurtun ortalama semtlerinden biri, Bockenheım, Cafe Exil. Links Parti taraftarları bu mekanda. Burada toplanmış insanlar birbirlerini savaşa karşı yürüyüşlerden, Nazilere karşı aktivitelerden, Neoliberalizm karşıtı protestolardan toplantılardan tanımakta. Bu insanlar ne Frankfurtun ne de Almanya'nın en zenginleri, tam tersine neoliberal politikanın kaybettirdiği insanlar. İçlerinde işsizlerden, öğrenciye, sendikacıdan eğitmene, Alman, Türk, Kürt, Yunan, Afganlı gibi çeşitli ülkelerden gelmiş insanlar bulunmakta.
18.04, SPD kaybedenler arasında. Bu zaten bekleniyordu. Bu kadar sosyal kesinti, bu kadar zengini daha zengin yoksulu daha yoksul eden, neoliberal konsept, Agenda 2010 ve onun devamı Hatz IV ten sonra % 34 almaları bile fazla. CDU/CSU sonuçları açıklanıyor. Yüzde 40 - 42 arasında beklenti varken %35. Bunu kimse beklemiyordu. Exil de narlar, sevinçler, kutlamalar. Arkasından beklenen sonuç. Her türlü kirli kampanyaya, karalamaya, sansüre rağmen ilk sonuçlarla aylardır toplantıdan toplantıya, eylemden eyleme koşuşturan, neoliberalizme karşı mücadele eden bu aktivistlerin sevinçleri, morelleri Links Partini aldığı sonuçla dahada artıyor. Aktivistlerden Mathias 'yaşasın, kazandık' diye nara atarken etraftakilere sarılıp dans ediyordu.
İşte size iki resim. Kiminle sevinir kiminle üzülürsünüz? Son otuz yıldır Avrupa da neoliberalizme karşı kazanılan ikinci zaferimiz bu bence. Birincisi 30 yıl aradan sonra, AB-Anayasa'sına Fransa ve Hollanda dan çıkan hayır idi, ikincisi Almanya neoliberal koseptleri red eden bir partinin bu kadar destek bulması. Ve biz henüz işin başındayız.
Mustafa KORKMAZ


sosyalist işçi
ne savunuyor?

Aşağıdan sosyalizm

-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperya-lizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz. Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz.