Sosyalist İşçi 247 (30 Aralık 2005)
Savaş karşıtlarının uluslararası buluşması
- Barış Konferansı büyük bir başarı, dünya çapındaki savaş karşıtı hareket için ileri bir adımdı.
Al Sadr hareketinden Şeyh Hassan Al Zagani'ye İngiltere'ye giriş vizesi verilmedi ve ona yönelik başka saldırılar da oldu.
- Londra'da, Royal Horticultural Society Hall 'da 10 Aralık Cumartesi günü yapılan Barış Konferansı'na 1000 kişi katıldı. Bundan daha fazla sayıda insan koridora taşmıştı ve konferansın başlamasından önceki günlerde bir çok insan geri dönmüştü.
- Amerika'nın doğu ve batı sahillerinden ve bu iki sahil arasındaki noktalardan gelen aktivistlerden oluşan büyük bir Amerikalı delegasyon vardı.
Irak'tan, İran'dan, Pakistan'dan, Hindistan'dan, Filipinler'den, Kanada'dan, Polonya'dan, Yunanistan'dan, İtalya'dan, İspanya'dan ve diğer bir çok Avrupa ülesinden aktivistler deneyimlerini paylaşmak, gelecek için eylem ve örgütlenme planları yapmak üzere bir araya geldiler.
- Barış Konferansı'nın önemi, savaş karşıtı hareketin öneminden kaynaklanıyor. Bush'un başı ciddi bir belada. Savaş karşıtı hareket ve Irak halkı kazanmaya çok yakın. Bizim hareketi büyütmemiz de ABD'deki ve İngiltere'deki savaş karşıtlarına güç katmak açısından, Irak halkına yalnız olmadığını göstermek açısından çok önemli.
Savaş karşıtı hareketin kazanması için ABD'deki savaş karşıtı hareketin güçlenmesi ve desteklenmesi zorunlu. Bu yüzden 18 Mart eylemlerinde her şehirde, bulunduğumuz ve eylem yapılacak her merkezde savaş karşıtı hareketin büyümesi için olağanüstü bir politik çaba harcamalıyız.
Iraklılar dünya savaş karşıtlarıyla küresel barış ve adalet için buluştular
Hedef 18 Mart
10 Aralık'ta Londra'da savaş karşıtları bir kez daha ABD, İngiltere hükümetleri ve tüm müttefiklerine mücadeleye devam edecekleri mesajını yolladılar.
İngiltere'nin her yanından sendikalardan, üniversitelerden, kolejlerden, barış kampanyalarından bin beş yüz delege, Iraklı, Amerikalı, Avrupalı, Filipinli onlarca delege ile bir araya gelerek Irak ve Afganistan işgallerini nasıl sona erdireceklerini küresel barış ve adaleti nasıl sağlayacaklarını tartıştılar.
İngiltere'den Savaşı Durdurun Koalisyonu'nun örgütlediği konferans savaş karşıtı hareket açısından tarihi bir konferans olmayı başardı.
Güncel durum oturumunda Irak'tan gelebilenlerin (İngiltere Irak'tan geleceklerden birine vize vermeyi reddetmiş) anlattığı olayları dinlerken tüm savaş karşıtları başından beri doğru yaptıklarını bir kez daha anladılar. Anlatılan bizim her zaman anlattığımız senaryoydu. Irak savaş ve işgalden sonra Saddam döneminden çok daha kötü bir döneme girmişti. Felluce'de kullanılan bombalar ve silahlar, ABD'nin yok etmesi gereken bomba ve silahlardı. Irak'tan gelenler bizim dünya çapında yaptığımız gösteri ve toplantıların Iraklılara verdiği desteği ve umudu anlattı. İşgal orduları çekilirse Irak halklarının birbirini katledeceklerine ise şiddetle karşı çıktılar. Geçen sene işgalin yıldönümünde nasıl Şiilerin, Sünnilerle birlikte büyük bir protesto gösterisi örgütlediklerini anlattılar.
Asker aileleri ve Irak savaşı gazileri bölümü hem anlatanlar hem de dinleyiciler için oldukça duygusal anların yaşandığı bir bölüm oldu.
Oğullarını kaybeden İngiliz ve Amerikan anneler oğullarının değil hükümetlerin suçlanması gerektiğini anlattılar. Özellikle Rose Gentle ve Cindy Sheenan'ın sarılması izleyen herkesin yüreğini burkan bir an oldu. Annelerin daha fazla oğlumuz ölmesin ve hem Bush hem Blair bunu ödeyecek çığlığı savaş karşıtı herkese emeklerini daha fazla artırması gerektirdiğini hatırlattı. Bu sahneler tekrarlanmamalıydı. Daha fazla anne bu duyguyu yaşamamalıydı. Savaş gazileri ise konuşurken olayları tekrar yaşıyor gibiydiler ama bu sefer olayları durdurmak için konuşuyorlardı.
"Bush ve Blairden hesap soralım" oturumunda konuşan herkes Bush ve Blair'in kişi olarak bu işin hesabını vereceklerini anlattılar. Dünyada bu ikisi kadar nefret edilen kişiler yok diyen konuşmacılar, ikisinin de iktidar günlerinin sonuna yaklaştıklarını anlattılar. Bush ve Blair'in yaratmaya çalıştıkları yeni sömürgeciliğe izin verilmeyeceği, kazananın bir kez daha biz olacağımız vurgulandı.
Uluslararası mücadeleyi inşa etme bölümü Iraklı, Amerikalı, Avrupalı savaş karşıtlarının önümüzdeki dönemde neler yapılacağını anlatmalarıyla geçti.
Respect milletvekili Galloway, ilk zaferimizi ABD ve müttefiklerinin bu güne kadar İran ve Suriye'ye saldırmamasını sağlayarak elde ettiğimizi sonrakiler için ise hareketi inşaya devam etmemiz gerektiğini anlattı.
Barış konferansının sonuç bildirgesinde 18-19 Mart'ta yapılacak olan gösterileri inşa etmek için kolları sıvamak gerektiği yazılıydı.
Pazar günü yapılan uluslar arası savaş karşıtları toplantısına yaklaşık 100 kişi katıldık. İlk bölümde Irak'tan gelenler soruları yanıtladılar. İşgalin etkileri ve direnişe ilişkin bilgi veren Iraklılar, işgale karşı çıkmanın yanı sıra Iraktaki petrolün çalınmasına da karşı çıkmak gerektiğini vurguladılar.
Dünyanın her tarafındaki kampanyaların anlatıldığı ikinci bölümde Irak işgalinin bitirilmesi için yapılan kampanyaların çeşitliliği, çokluğu göze çarpıcıydı.
Türkiye'deki konferans ve Şam'daki buluşma özellikle ilgi çekti. Amerikan asker aileleri 1 Mart'taki zaferi duyduklarında nasıl sevinçten birbirlerine sarılıp ağladıklarını anlattılar. İrlanda ve Almanya'daki askeri üslere karşı kampanya yapanlarla daha sıkı işbirliğini oluşturmak için konuştuk.
Yıldız ÖNEN
Sonuç deklerasyonu
Irak halkının ulusal bağımsızlık için verdiği mücadeleyi ve dünya çapındaki savaş ve işgal karşıtı hareketi selamlıyoruz. İşgal karşıtı kampanyamızı, işgal sona erinceye kadar hızlandıracağımıza söz veriyoruz. Bunun için, bütün ülkelerdeki savaş karşıtı harekete şu çağrıyı yapıyoruz:
1. Savaşın ve işgalin başlamasının üçüncü yıldönümü olan 18-19 Mart 2006'da, askerlerin derhal geri çekilmesini ve işgale son verilmesini talep eden uluslar arası gösteriler örgütleyin.
2. Geçen sene Felluce'ye yapılan saldırı hakkında uluslarası soruşturma açılması için kampanya yapın.
3. Amerika, İngiltere ve Irak'ta askeri bulunan diğer ülkelerde asker ailelerini kampanyasını destekleyin.
4. Daha ileri düzeyde eylemler planlamak üzere bu konferanstan uluslarası bir koordinasyon çıksın.
5. Irak petrolünün özelleştirilmesine karşı kampanya yapın.
6. İran ve Suriye'ye yönelik olası saldırıya karşı çıkın.
Tarık Ali'nin 10 Aralık'ta İngiltere'de düzenlenen Barış Konferansı'nda yaptığı konuşma:
Savaş çığırtkanları için işgal
bir felakete dönüştü
Irak savaşı tam ve mutlak bir felaket. Bugün Irak halkı, daha önceki hükümet zamanında çektiğinden daha çok acı çekiyor. Sınırsız işkence, kimyasal silah kullanımı ve Iraklı sivillerin işgal güçleri tarafından öldürülmesi ile karşı karşıyayız.
İşte bu nedenle bizim görevimiz, bütün yabancı askerlerin Irak'tan çekilmesi çağrısı yapan bir barış hareketi inşa etmektir. İnsanlar soruyor. "Eğer Irak'tan çekilirsek, Irak'ta bir iç savaş başlamaz mı?" Peki şu anda Irak'ta yaşanan ne sizce?
20.yüzyıldaki bütün sömürgeci işgaller kitlesel etnik temizliğe yol açtı. Emperyalistler kontrol altına alamadıkları her durumda, halkı bölme yoluna gittiler.
İşte bugün Irak'ta olan bu. Direniş bütün Irak'a yayıldığı için ülkeyi işgal etmekte başarısız olduklarından dolayı, B planını uygulamaya koydular. Şimdi Irak'ı üç parçaya bölmeye çalışıyorlar.
Fakat bu durum Irak'ta, Amerika açısından çok çelişkili bir durum yaratıyor. Bir yanda Türkiye, diğer yanda İran var.
Yeni bir muhalefet dalgasının başlama riski var. Arap rejimlerinin çoğu ağızlarını bile açmayan kuklalar, fakat Orta Doğu halkları Irak'ın işgal edilmesine karşı çıkıyor.
Irak'ta yapılan bütün kamuoyu yoklamaları, hatta emperyalistlerin yanında olanlar tarafından yapılanlar bile, halkın %60-70'inin işgale karşı olduğunu gösteriyor. Şiilerin çoğu, kendileri adına konuşan politikacıları desteklemiyor.
İşgalin daha da kötüye gideceğinden hiç şüphem yok. George Bush ve Tony Blair, Kürt bölgelerinde askeri üsler kuruyorlar.
Atlantik'in diğer yakasındaki politikacılar ne zaman ağızlarını açsalar, "teröristlerin yaşam biçimimizi değiştirmelerine izin vermeyeceklerini" söylüyorlar. Fakat bütün Iraklılar şunu söylüyorlar, "Ülkemizden defolun." Onlara karşı çirkin bir savaş başlatarak Irak halkının yaşam biçimini değiştiren, Amerika ve İngiltere'deki hükümetlerdir.
Bu saçma anti-terör yasalarını durdurmamız gerekiyor. Neyse ki, 90 günlük gözaltı önerisi yenildi. Fakat bu 28 gün gözaltı süresinin daha iyi olduğu anlamına gelmiyor.
Neden, mahkûmları mahkeme önüne çıkarmadan ellerinde tutarak onlara fiziksel ve psikolojik işkence yapmak istiyorlar? Çünkü mahkemeye çıkarmadan önce onları yumuşatmak istiyorlar.
İşte bu nedenle barış hareketini devam ettirmek ve sadece tabandan baskı geldiğinde harekete geçen politikacılar üzerindeki baskıyı artırmanın farklı yollarını bulmak çok önemli.
Bu tür konferanslar çok yararlı, fakat Irak'taki durumun bazı karmaşık yönlerini anlamak zorundayız.
Irak'ta tek bir direniş yok. Fakat eğer hiç kimse direnmeseydi, o zaman Bush ve Blair zaferlerini ilan edebilirlerdi. Eğer bugün Amerika'da bir savaş karşıtı hareket varsa, bunun nedeni Irak halkının büyük çoğunluğunun direniyor olmasıdır.
Direnişi "teröristler" olarak adlandırmak, emperyalizmin kendisi kadar eskidir. Eğer, direnişi desteklemenin yasal olmadığını söyleyen yasaları geçirirlerse, bu yasaya karşı çıkacağız.
Fakat bu, Amerika için hiç de kolay olmayacak. Amerika'nın başka bir ülkeye saldırmak için gerekli olan sayıda askere sahip olduğunu düşünmüyorum.
Bu işgal devam edemez. İyi ya da kötü, geleceği belirleyecek olan Irak halkının kendisidir. Kısa süre önce Küba ve Venezüella'dan döndüm. Buradaki hükümet görevlilerinin duvarlarında büyük Irak haritaları vardı. Bu haritaları göstererek, "Irak halkı aynı zamanda bizim için de savaşıyor" dediler.