Sosyalist İşçi 250 (10 Mart 2006)
İskoçya Sosyalist Partisi Konferansı
İskoçya Sosyalist Partisi Konferansı partinin sorunlarını tartıştı.
Parti sözcüsü Colin Fox son yapılan İskoçya Parlamentosu ara seçimlerinde iyi bir aday çıkartılmış olmasına ve iyi bir kampanya yapılmış olmasına rağmen partinin oyu Dumfermline bölgesinde pek de iyi değildi.
Colin Fox İskoçya Sosyalist Partisi'nin (SSP) önündeki en temel görevin 2003 İskoçya Parlamentosu seçimlerinde alınan 130 bin oyun yeniden güvenini kazanmak olduğunu vurguladı.
İskoçya Sosyalist Partisi 2003 seçimlerinde 6 milletvekili seçtirmişti.
Konferans boyunca delegeler bu güvenin nasıl kazanılacağını tartıştılar.
Irak savaşına karşı muhalefet başlığı tartışılırken Savaşla Karşı Asker Aileleri örgütünden Rose Gentlke'ın sunduğu önerge oybirliği ile kabul edildi.
Konferans savaşa karşı mücadeleyi SSP'nin merkezi görevi olarak tespit ederken 18 Mart'ta Londra'da yapılacak gösteriyi destekleme kararı da aldı.
İklim değişlimi konusunda delegeler partinin İklim Değişlimi Kampanyası'nı destekleme kararı aldı. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması gerektiği de Konferans tarafından kabul edildi.
Emekli hakları konusunda da parti emekli haklarına saldırıya karşı grev yapılmasını kabul etti.
Konferans uyuşturucu konusunda da geniş bir tartışma yaşadı. Kongre ayrıca Faşizme Karşı Birliğe'de katılma konusunu tartıştı. Bir sendika liderinin Birliğe katılmak konusunda yaptığı güçlü bir konuşmadan sonra delegelerin çoğunluğu Birliğe katılma doğrultusunda oy verdi.
Irkçılığa karşı ise Konferans İskoçya Sosyalist Partisi'nin Savaşı Durdurun Koalisyonu, İngiltere Müslümanlar Derneği ile işbirliği yapma kararı aldı.
Konferans boyunca delegelerin çoğunluğu 2005'de G8'e karşı birçok başka güçle birlikte verilen mücadeleyi örnek alan önergelere oy vererek partinin sıkıcı "saf sosyalizm" tutumundan vazgeçmesini sağladı.
İskoçya Sosyalist Partisi şimdi diğer sol görünen alternatifler karşısında daha güçlü.
Iain Ferguson
Hindistan/Pakistan
Bush’a karşı gösteriler
Subir Dey
Hindistan’dan bildiriyor
Başkentin bazı köşelerinde George Bush için kırmızı halılar döşenirken çoğu bölgelerde Bush’a ve politikalarına karşı pankartlar ve dövizler vardı.
Öğrencilerin çoğu sokaklardaydı ve savaş suçlarına ve dökülen kanlara karşı seslerini çıkarıyorlardı.
Göstericilere hayatın her alanından destek geldi.
Gösterinin boyutu 100 bine ulaştı.
Yürüyüşçüler yol boyu ABD Başkanıana, Irak’taki emperyalizme, Afrika’daki soykırımlara, petrol için savaşlara, nükleer silahlanma yarışına ve adaletsiz-liğe karşı haykırdı.
Hepbirlikte “Yeh bushwa paglaya hai, yeh sab tel ki maya hai, bachon ka hatyara hai, isko tel hi pyara hai.” diye bağırdık. (Bush çıldırdı. Bütün istediği petrol. Petrol için çocukları öldürüyor.)
Mumbai’de ise 150 bin kişi gösteri yaptı. Haydarabad’da ise kısmi bir genel grev yaşandı.
Bush’un devlet konuğu olarak Hindistan’a gelmesi Hindistan’ın ABD’nin bir uydusu haline gelmekte ol-duğunun iyi bir göstergesiydi. Bu emperyalizmden bağımsızlığını kazanmak için mücadele etmiş bir halk için utanç vericiydi.
Pakistan’da devletin ağır baskısı nedeniyle gösteriler daha zor koşulalrda yapıldı. Buna rağmen Karaçi’de, Lahor’da ve İslamabad’da Bush aleyhtarı gösteriler oldu.
Pakistan ve Hindistan’ın popüler sporu kriket oyuncusu iken politikaya başla-yan İmran Han Bush’u “demokrasi düşmanı” olarak suçladı ve sonra Bush’a karşı çıkan bütün politikacılart gibi kendisini ev hapsinde buldu.
Bush Pakistanı göremedi. Gece yarısı karanlıkta geldi ve İslamabad’daki ABD elçiliğinin kale gibi duvarlarından dışarı çıkmaya cesaret edemedi. Sonrada gizlice çekip gitti.
Almanya
Hamburg
anlaşması
Haftalık çöalışma saatlerinin uzamasına karşı Aalmanya’nın Hamburg kentinde süren grevleri de içeren mücadele süreci Verdi sendikasının anlaşması ile bitti.
Sendika liderliği mücadeleyi yayacağını söylemesine rağmen imzalanan anlaşma diğer bölgelerdeki işçileri de etkileyecek.
Stefan Bornost Sosyalist İşçi’nin Almanya’daki kardeş gazetesi Linksruck’un editörü. “Hamburg anlaşması ile işçi sınıfı arasında farklılık oluşacak. Daha iyi durumdaki işçiler haftada 40 saat çalışırken daha yaşlı ve daha az ücret alan işçiler 40 saatten az çalışacaklar” diyor.
Hamburg’da süren grev işçilerin yüzde 42’si grevden vazgeçilmesi doğrultusunda oy kullandığı için bitti.
Almanya’daki yasalara göre greve başlayabilmek için işçilerin yüzde 75’inin oyu gerekli. Sadece yüzde 25’in bir anlaşmayı kabul etmesi ise anlaşmanın kabul edilmesi için yeterli.
Stefan’a göre Almanya’da sendikalar yeni liberalizme karşı topyekun bir mücadele yerine birbirinden kopuk mücadeleler sürdürüyorlar
.
İtalya: Berlusconi kazanabilir mi?
Silvio Berlusconi’nin sağcı hükümeti işbaşına geldiğinden beri yerel seçimlerde ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ağır yenilgiler aldı. Berlisconi’nin politikalarına karşı yoğun bir muhalefet var.
Berlsiconi’nin politikaları İtalya’yı krize soktu. Hükümet muhalif sesleri bastırmaya çalışıyor.
9-10 Nisan’da yapılacak seçimler için geniş bir sol Birlik kuruldu.
Romano Prodi tarafından yönetilen Birlik içinde sosyal demokratların yanı sıra daha solda olan Rifondazione Comunista’da var.
Rifondazione Comunista önderliği radikal reformlar yapılabileceğini savunarak Birliğe katıldı.
Son haftalarda sağ Birliğe karşı yoğun bir biçimde saldırıyor ve Birliğin çok radikal olduğunu anlatıyor.
Son kamu oyu yoklamaları Berlisconi’nin Birliğin aleyhine güaç kazandığını gösteriyor.
Birliğin programı geniş am somut önerileri yok. Asıl olarak parti kanatları arasında bir uzlaşma metni.
Birliğin temel sloganı “Berlusco-ni’den kurtulalım.” Böylece pro-testo oyları kazanılmak isteniyor. Bu nedenle mücadelelerden uzak duruluyor.
YORUM
Francis Fukuyama:
Yeni muhafazakar dostluk bitti
“Beni tanrı yargılayacak” derken Blair aslında bu dünyadaki yargılamalara hiç aldırmadığını anlatmaya çalışıyor.
Ancak bu küstahlık için çok geç. ABD’de kamuoyu İngiltere’den daha hızlı bir biçimde Irak macerasına karşı tutum alıyor.
Bu dönüşün işaretelerinden birisi de Francis Fukuyama’nın “Yeni Muhafazakarlığın Ardından” başlıklı yazısı.
Yeni Muhafazakarlar 11 Eylül’den çok öncesinden beri Irak’a karşı savaşı savunan Cumhuriyetçi Partili entellektüel grup.
Klüplerinin ismi Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi. İyi bilinen isimlerinden birisi Bush’un ilk yönetiminin savunma bakanı yardımcısı ise Paul Wolfowitz.
Yeni muhafazakarlar Birinci Dünya savaşı sonsrasının ABD Başkanı Wilson’un ABD tarzı liberal demokrasinin yayılmasının dünyaya barış ve refah getireceğine inanıyorlar.
Ancak Wilson’un tersine yeni muhafazakarlar uluslararası örgütlere inanmıyorlar onun yerine ABD askeri gücünün “demokratik” kapitalizmi bütün dünyaya yayabileceğine inanıyorlar.
Irak’ın fethinin Ortadoğu’da bu doğrultuda bir adım olduğunu düşünü-yorlar.
Fukuyama bir yeni muha-fazakardı. Wolfowitz gibilerini orttaya çıkaran akademisyenlerle ABD ulusal güvenlik elemanlarının buluştuğu ağın bir parçasıydı.
1989’da baba Bush’ için çalışırken Sovyetler Birliği’nin çöküşü üzerine ünlü tezini yazdı.
“Bundan böyle büyük toplumsal dönüşümler olmayacak” diyordu ve ekliyordu “sonsuz bir liberal kapitalist dönem geldi.” Bu yeni muhafazakar düşüncenin zaferi gibi görünüyordu. Ama şimdi Francis Fukuyama yeni muhafazakarlkarla arasına mesafe koymaya çalışıyor.
Şöyle yazıyor:
“Tarihin Sonu uzun dönemli bir sosyal evrim için bir tür marksist tartışma sunuyordu. Ama evrim komünizm yerine liberal demokraside son buluyordu.
Yeni muhafazakar tutum ise ne yazık ki leninistti. Onlar tarihin doğru bir irade ve güçle ilerletilebileceğini düşünüyorlardı.”
“Leninizm bolşevik biçimi ile bir trajedi idi ama ABD tarafından uygulandığında tam bir rezalet haline geldi.
Y”eni muhafazakarlık artık desteklemem mümkün olmayan bir düşünce ve politik sembol haline geldi.”
Fukuyama liberal kapitalizmin zaferinin tarihi olarak kaçınılşmaz olduğunu söylüyor. Marksizm üzerine söyledikleri aldırmayın. Burada gizli olan önemli bir nokta var.
Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’nin yeni muhafazakarları Fukuyama’dan daha az kendilerine güveniyorlar.
Wolfowitz Çin’in yükselişinin kapitalizmin istikrarına ve ABD’nin hegemonyasına karşı bir tehdit olduğunu söylüyor.
Buradan yeni muhafazakarların vardığı sonuç ABD’nin askeri gücünü kullanarak önleyici savaşlar yapması. Bu sadece korsan devletleri ve teröristleri önlemek ve yok etmek için için değil asıl olarak ABD’nin çıkarına olan bir dünya dengesi kurmak için yapılmalı.
Ancak, Fukuyama’nın gösterdiği gibi bu girişim şiddetle geri tepti. ABD Irak’ta kısmen Penta-gon’daki yeni muhafazakarla-rın aşırı iyimser planlama-sı nedeniyle batağa battı. Hükümran güç görüntüsü ağır bir darbe yiyiyor.
Wolfowitz ve önde gelen yeni muhafazakarlar Bush yönetimini terk ettiler.
Bush Ortadoğu’daki ileri harekatına devam ediyor ama artık bu harekatın ne kadar sarsıntı içinde olduğu çok açık.
Filistin’de Hamas’ın zaferi ve Bush’un Pakistan diktatörü Pervez Muşarref ile yanyana yürümesi bunun ne kadar doğru olduğunun kanıtı.
Yeni muhafazakarlardan kopmasına rağmen Fuku-yama hala ABD’nin emper-yal bir güç olması gerektiğine inanıyor. Onun en büyük korkusu Irak’taki sürecin ABD’yi isole olması.
Alex CALLINICOS