Sosyalist İşçi 253 (13 Mayıs 2006)

 

Sayfa 2 :

Mezarda emeklilik yasası geri çekilsin!

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı'nın çoğu emeklilik işlemlerini düzenleyen 10 maddesiyle 5 geçici maddesini sosyal devlet ilkesine aykırı bularak Meclis'e iade etti. Sezer, ortalama ömrün 65 yıl olduğuna bu yüzden 2044'ten itibaren 65'e yükseltilen emeklilik yaşının, emeklilik hakkını olanaksız kılacağını vurguladı.
AKP hükümeti büyük bir olasılıkla yasayı aynen Cumhurbaşkanına iade edecek. Bunun nedeni, bu yasanın, hükümet açısından IMF'ye ve büyük sermayeye yaranmanın en belirleyici adımlarından birisi olması.
Sağlık güvencesi yok oluyor
Çünkü Sosyal Güvenlik Yasası, IMF ile imzalanan yeni Stand-by anlaşmasının temel şartı.
Yasa bütün göz boyamasının ardında sağ-lık hizmetinden faydalanan büyük çoğunluğa şu saldırılara maruz bırakıyordu:
-Sağlık güvencesinin kaybı
-Sağlığın ücretli hale gelmesi
-Sağlığın ulaşılabilir olmaktan çıkması
-Sağlık hizmetlerine ulaşmada eşitlik ilkesinin kaybı
-Koruyucu Sağlık Hizmetlerinin göz ardı edilmesi
Sağlık çalışanlarının hakları gasp ediliyor
Sağlık çalışanları ise yasayla birlikte bir dizi kayba uğrayacak:
-İş güvencesinin kaybı
-Ekip Çalışması yerine işçi-işveren ilişkisi
-Dayanışma yerine rekabet
-Düşük ücretler
-Sendikasızlaşma (Bireysel sözleşme)
Mezarda emeklilik
Ortalama ömrün 65 yıl olduğu Türkiye'de emeklilik yaşını kademeli bir biçimde 65 yaşına yükseltmeyi amaçlayan bu yasa, işçilere, tabutlarının son çivisi de çakılmadan emekli olma hakkını tanımıyor.
Yasa geri çekilsin
Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'u birleştiren, emeklilik sistemi ve sağlık sistemini ayrıştıran bu yasa, IMF'nin ve Türkiye'de büyük sermayenin doymak bilmez kar iştahının sözcüsü olan AKP'nin emekçilere yönelik büyük çaplı bir saldırısından başka bir şey değil.
Aile hekimliği sistemiyle sağlık özelleştiriliyor. Sağlık ocaklarının yerini, yasaya göre Aile hekimliği ofisleri alıyor.
Yasaya karşı emek ve meslek örgütleri bir referandum düzenlemiş ve yaklaşık 2.5 milyon kişi yasaya "Hayır!" demişti.
Şimdi, yasaya karşı yaygın bir kampanyayı sürdürmeliyiz. Öncelikle yasanın ve aile hekimliği sisteminin uygulandığı pilot bölgelerde daha güçlü kampanyalar yapmaya başlamalıyız. Yasaya hayır diyen 2.5 milyon kişi var. Bu gücü 25 milyonluk bir güç haline çevirebilirsek yasanın geri püskürtülmesi için önemli bir adım atmış oluruz.


Azınlık Hakları'na beraat kararı
Azınlık Hakları Raporu nedeniyle yargılanan Prof. Dr. Baskın Oran ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan beraat etti
Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 10 Mayıs'ta yapılan duruşmasında, Anayasa'ya "Türklük" yerine "Türkiyelilik" kavramının konulması gerektiğinin savunulduğu "Azınlık Hakları Raporu" nedeniyle yargılanan Prof. Dr. Baskın Oran ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan beraat ettiler.
Şimdi sıra, Rapor basına açıklanırken İbrahim Kaboğlu'na saldıran, raporu televizyonların önünde yırtarak suç işleyen faşistlerin yargılanmasında.


Nükleere karşı, Sinop için
Küresel eylem
AKP hükümetinin, "Enerji açığımız" var diyerek gündeme getirdiği nükleer santral inşası kararına karşı Nisan ayının İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Sinop'ta eylemler gerçekleşti.
Küresel Eylem Grubu (KEG) aylar öncesinden Nisan ayında nükleer santrallere karşı eylem yapma kararı almıştı.
Hükümetin nükleer santral inşa edilecek illerin başında Sinop'u göstermesi ise Sinop halkında ve Sinop'taki nükleer karşıtlarında da tepki yarattı. Sinop Bizim kampanyası nükleer santral inşa edilmesine karşı, on bin kişinin imza verdiği bir imza kampanyası örgütledi.
Sinop Çernobil olmayacak!
KEG, Çernobil felaketinin 20. yıldönümünde, 26 Nisan'da önce bir basın açıklaması yaptı. Galatasaray Lisesi önünde yapılan basın açıklamasından önce ve sonra yaklaşık 30 kişilik bir aktivist grubu, yüzlerine nükleer sızıntının insan vücudunda yarattığı tahribatı gösteren makyajlarla İstiklal Caddesi'nde bildiriler dağıtarak insanlarla konuştular.
Basın açıklamasına gösterilen ilgi gerçekten çok yoğundu.
Aynı saatlerde Ankara ve İzmir'de de Çernobil felaketinde yaşamını yitiren insanları anmak ve nükleer santral yapma girişimlerini protesto etmek için basın açıklamaları ve insan zinciri eylemleri gerçekleşti.
İstanbul'da ise 26 Nisan günü akşam saat 19.30'da Galatasaray Lisesi önünden Tünel Meydanı'na kadar uzanan ve yaklaşık 500 kişinin katıldığı bir insan zinciri yapıldı. Nükleere karşı insan zincirinde aktivistler coşkuyla, "Nükleer sizinse Sinop bizimdir", "Nükleersiz dünya, nükleersiz Türkiye", "Sinop Çernobil olmayacak", "Kazım'ın katili nükleer lobisi" sloganlarını attılar.
Zincirin sonunda, tüm aktivistler bir araya gelerek basın açıklaması yapıldı. Küresel Eylem Grubu adına basın açıklamasını yapan Memet Ali Alabora, nükleer santrallerin tehlikeli, maliyetli ve gereksiz bir enerji kaynağı olduğunu söyledikten sonra AKP hükümetinin nükleer santral niyetinden vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
İnsan zinciri, iki gün sonra Sinop'ta yapılacak nükleer karşıtı eyleme çağrı yapılmasının ardından sona erdi.


Sinop Çernobil olmayacak
29 Nisan'da Sinop'ta düzenlenen nükleer karşıtı eyleme yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Sinop'ya uzun süreden beri sürdürülen kampanyanın sonucunda gerçekleşen eyleme katılanlar coşkulu ve öfkeliydi.
Sinop Uğur Mumcu Meydanı'nda toplanan binlerce nükleer karşıtı, hep bir ağızdan, "Sinop Çernobil olmayacak" diye haykırdı.
Denize açılan 30 tekne ise protesto sirenleriyle eyleme katıldı.
53 kurumun birleşerek oluşturduğu Sinop Nükleer Karşıtı Platform tarafından düzenlenen mitingde, "Termal onlarınsa Sinop bizimdir", "Hiroşima'yı, Çernobil'i, Kazım Koyuncu'yu unutmadık" sloganları atıldı.
Eyleme katılan eski bakan Yaşar Topçu aktivistler tarafından protesto edildi. Moğollar müzik grubu, mitingde söyledikleri şarkılarla insanları coşturdu.
Sinop mitingi, nükleer santral yapmak isteyen AKP hükümetine karşı mücadelenin çok önemli bir başlangıcı oldu.


KİM NE DEDİ?


"Uluslararası topluluk için nükleer silahlara sahip bir İran kabul edilemez,"
Chirac, Fransa Devlet Başkanı

“Evet Rumsfeld gitmeli. Ama birçok general de atılmalı. İçinde olduğumuz. İçinde olduğumuz bataklığın sorumluluğunu onlar da paylaşıyor.”
ABD ordusunda albay Douglas Macgregor

“Stratejik, taktik ve pratik olarak beceriksiz. Rumsfeld istifa etmewlidir.”
Emekli general Paul Eaton

“Rumsfeld’in enerjik, ve kararlı liderliği bu dönemde tam da bizim ihtiyacımız olan şeydir.”
George Bush

"ABD ve Çin büyük bir okyanus tarafından bölünmüş ama buna rağmen halklarımıza büyük fırsatlar yaratan küresel ekeonomi tarafından birleştirilmiş iki halktır. Bizim iki ulusumuz serbest pazarın gelişiminde ortak çıkarlara sahiptir.”
George Bush, Çin devlet başkanı Hu Jintao’yu karşılama konuşmasından

“Burada özgürlük ve demokrasi var”
Leyla Zana, Irak’a yaptığı gezi sırasında

"Herkes anladı ki, savaşla ve silahla bir yere varılmıyor"
Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani

"Rahip Santoro cinayetiyle ilgili herhangi bir seyahat kısıtlaması veya rezervasyon iptali veya olumsuz anlamda talep kayması yaşanmamış, Avrupa'da tatil yapmayı planlayan Arap ülkeleri vatandaşlarının Türkiye'ye yöneldikleri gözlenmiştir"
Atilla Koç, Turizm Bakanı