Sosyalist İşçi 253 (13 Mayıs 2006)

 

Sayfa 16 :

NÜKLEER ENERJİYE HAYIR
Dünyanın birçok ülkesinde nükleer santrallar kapatılırken Türkiye’de AKP hükümeti nükleer santral yapmaya karar verdi.
Açık ki AKP’nin bu kararında etkili olan başlıca faktör, nükleer lobisinin maddi katkıları.
Nükleer enerji santralları şimdilerde “temiz enerji” olarak sunuluyor. İddiaya göre nükleer santralların pisliği yok.
Bu koca bir yalan. Herşeyden önce nükleer enerji santrallarının atığının radyasyonu binlerce yıl etkisini sürdürüyor ve bilindiği gibi radyasyon başta kanser olmak üzere bir dizi hastalığa neden olmakta.
Santral atıkları ne yapılırsa yapılsın ortadan kaldırılamıyor ve binlerce yıl boyunca radyasyon ölüm saçıyor.
Öte yandan artık iyi biliniyor ki son 50 yılda sayısız nükleer kaza oldu.
En çok bilinen kaza Çernobil santralının patlaması. Bu kazada ölenlerin sayısı tam olarak bilinmiyor ama kayıplar korkunç derecede büyük. Üstelik sadece santralın olduğu bölgede değil, çok daha geniş bir alanda etkili olan bir felaket oldu. Ve felaketin etkileri hala sürüyor. Hala sakat çocuklar doğuyor.
Ama nükleer kazaların tek örneği Çernobil değil. İrili ufaklı yüzlerce nükleer kaza var. Her biri çevreyi ve insanları ağır bir biçimde tahrip etti.
Şimdi AKP hükümeti Sinop’ta nükleer santral kurmak istiyor. Sadece Sinop değil bütün Karadeniz kıyıları ve çok daha geniş bir alan tehdit altında.
Bir iddia da nükleer santralların daha ucuz olduğu. Bu da bütünüyle yalan. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi çok daha ucuz. Üstelik bunlar temiz ve yenilenebilir enerjiler.
AKP hükümeti Sinop’a nükleer santral yapmak istiyor ama Sinoplular nükleer santralı istemi-yor. Nisan ayında yaptıkları mitingle bunu gösterdiler. Bütün Sinop “nükleere hayır” dedi.
Şimdi Nükleer Karşıtı Platform ve Küresel Eylem Grubu 3 Haziran’da bu kez Ankara’da bir miting yapacak.
Geleceğimizi korumak için, temiz bir çevrede yaşamak için, büyük bir felakete uğramamak için nükleere hayır diyeceğiz.
Siz de katılın bir kişi daha fazla olalım. Sesi-miz daha gür çıksın. AKP hükümeti sesimizi daha güçlü duysun.
Nükleersiz bir dünya
nükleersiz bir Türkiye


Küçük ama
devrimci bir miting!
İsmi lazım değil, bir parti Ankara'da Tandoğan meydanında yapılan 1 Mayıs eylemine katılmadı. Bu parti, Tandoğan'daki eylemi "devrimci" bulmadığı için Abdi İpekçi parkında bir miting gerçekleştirdi.
Miting diyorum ya baya baya miting: Ses sistemi, kürsü falan. Teknik hazırlıkları yapılmış bir miting. Kaç kişi vardı bu mitingde? On dokuz (19).
Tandoğan'daki eyleme neden katılmadı bu parti? Çünkü Tandoğan'daki eylem "devrimci" değildi. Ama on dokuz kişinin katıldığı "miting" devrimci oluyor. Üstelik bir tane afiş asmadan, bir tane bildiri dağıtmadan hazırlanan bir miting!
Sosyalist İşçi'nin 251. sayısında yayınlanan "Küçük daha mı güzel?" başlıklı yazıya verilmiş bir cevap gibiydi adeta bu "devrimci miting". "Küçük daha devrimci"!
Tandoğan'daki mitinge katılan örgütler ise en azından ayrı mitingler yapmadılar ama bayrak, pankart ve slogan yarışları her yıl olduğu gibi bu yıl da olanca hızıyla devam etti. Beşerli kortejler, askeri sıralar ve "en devrimci" sloganların diğer eylemcilerden daha gür haykırılması telaşı vardı. İki eylemde de, hareket veya işçi sınıfı kaygısından çok "kendi örgütüm" kaygısı ön plandaydı.
Bir de; nükleer karşıtlığından, bölgede ve Irak'ta barış talebine; küresel ısınmadan, sınıf dayanışmasına hareketin önemli başlıklarını sloganlarına yansıtan ve umudu taşıyan farklı bir eylem biçimi vardı eylemde. Herkesin kendini ifade edebileceği; çeşitli kampanyalardaki aktivistleri buluşturan bir kortej. Bu kortej, tıpkı Küresel BAK kortejleri gibi yürüyüşte sayısını arttırdı.
Başka bir dünyayı kazanmak istiyoruz, kazanabiliriz. Yeter ki, insanların da bu isteğini haykırabileceği alanlar yaratalım.
Ersin TEK