Sosyalist İşçi 256 (26 Temmuz 2006)

 

Sayfa 15 :

Ankara'da BAK standı
Ankara'da iki haftadır her gün BAK stantları açıyoruz. İki-üç kişi ile başlayan stantlarımıza hızla aktivistler gelmeye başladı.
Günde bine yakın bildiri dağıtıyoruz; bu süre içinde üç yüzü aşkın iletişim bilgisi topladık. Standı açmaya başladığımız sıralarda İsrail'in Lübnan'a saldırması ile hemen bir toplantı örgütlemeye karar verdik ve her sabah toplantının çağrısını ilişkiye geçebildiğimiz sendikalarda ve meslek odalarında çoğaltıp, öğlen açtığımız stantlarda dağıtıyoruz.
Şimdi, yaz olmasından da dolayı birkaç kişilik faaliyetimiz büyüdüğü için; Dikmen ve Batıkent'te de stantlar açmaya karar verdik. Ayrıca, Lübnan ve Gazze'nin İsrail saldırısı altında olmasını, 30 Eylül duyurusunu ve Barışarock'ı içeren Ankara "Barış Bülteni"nin 4. sayısını da bastık.
Az sayıda insanla başladığımız faaliyet ile binlerce bildiri ve toplantı çağrısı dağıttık, yüzlerce savaş karşıtı ile ilişki kurduk ve özellikle gençler stantlara yoğun ilgi gösteriyor. Birkaç aktivistin bulunduğu her yerde benzeri deneyimleri yaşayabileceğimizin bir kanıtı da, standa gelen Antalyalı bir öğretmenin, BAK bülteninde Antalya'yı göremeyince hemen kendisinin bu işi üstlenebileceğini önermesiydi.


Eskişehir'de sağlık yasasına karşı eylem
7 Temmuz'da Eskişehir'de Aile Hekimliği pilot uygulamasının başlatılmasına karşı,
Tabip Odası, KESK, TMMOB, DİSK vb. meslek odası ve sendikaların da içinde olduğu Aile Hekimliği Uygulamasına Karşı Eskişehir Platformunun 8 Temmuz Cumartesi günü düzenlediği "Aile Hekimliğine Hayır" mitingine biz de İstanbul ve İzmir'den katıldık.
Eskişehir'deki mitinge 1000'nin üzerinde kişi katıldı. Yaşlı, kadın ve çocukların katılımı oldukça dikkat çekiciydi.
Bazı aktivistler, eylemde 12 gazete satarken, bazı aktvistler de sadece miting ile yetinmeyip civardaki kafelere ve Eskişehir halkına binlerce BAK ve Barışarock bülteni ve bildirisi dağıttılar.
Miting sonrası, Eskişehir Tabip Odası'nda yapılan değerlendirme toplantısında; mitinge katılanların öfkesi, heyecanı ve İl Sağlık Müdürü ile görüşülerek kararlılığın bildirilmesi ile başarılı bir girişimde bulunulduğu konuşuldu. Ayrıca, bu girişimin geliştirilerek yasaya karşı kampanyanın daha da büyümesi gerektiği tartışıldı. Bu mitingin düzenlenmesinde cep telefonu mesajı ve afiş duyurularına ilave olarak öncesinde bir kampanya yapılsaydı katılımın çok daha fazla olabileceği ve pilot uygulamanın planlandığı diğer illerde şimdiden kampanyalara başlamanın gerektiği de vurgulandı.


Sağlık yasasını püskürtelim
Kadıköy Eğitim-Sen 2 No'lu Şubede düzenlenen "Sağlık Ocakları elimizden alınıyor-Aile hekimliği nedir?" toplantısı, katılımı yüksek olmamasına rağmen, tartışınla konunun zenginliği ve umut veren mücadele perspektifleriyle çok başarılı geçti.
Kürsel Eylem Grubu'nun İstanbul Anadolu yakasında yaptığı bu ilk toplantıda, konuşmacı Dr. Erkan Kapaklı, çok geniş ve somut bir tartışma zemini sundu.
Sağlık ocaklarının önemi, birinci, ikinci ve üçüncü aşama sağlık hizmetlerinin ne anlama geldiği, AKP'nin gündeme getirdiği Genel Sağlık Sigortası yasasının kazanılmış haklarımıza nasıl bir saldırı olduğu, Dünya Ticaret Örgütü ve IMF'nin bu yasanın geçmesi için neden ısrarcı oluğu, bu yasanın ev kadınlarından sağlık çalışanlarına, öğrencilerden bebeklere, işsizlerden esnaflara kadar nasıl tüm toplumun sağlık hakkını gasp etmeyi hedeflediği, uluslararası deneylerin de, Arjantin''den Bulgaristan'a kadar bir çok ülkede bu yasanın benzerlerinin uygulanmasının yarattığı tahribatların ışığında tartışıldı.
Toplantıda sadece yasayı tartışmakla yetinmedik kuşkusuz. Bu yasayı durdurmanın mümkün olduğu, zaten hükümetin bu yasayı çıkartmak istediği takvimden geride olduğu ve bunun yasaya karşı mücadelenin bir ürünü olduğu, dolayısıyla daha yaygın bir kampanyayla yasanın durdurulmasının bizim elimizde olduğu gibi mücadele başlıklarının tartışılması da toplantının çok moral verici geçmesine neden oldu.
Bu toplantıları çok sayıda, çok işyerinde yapmamız gerekiyor.
Aynur Karaş


Bursa’da Barışarock toplantısı yapıldı
18 Temmuz günü İstanbul'dan da iki Barışarock aktivistinin katıldığı Bursa Barışarock inisiyatifi toplantısı düzenledik.
Toplantıda ilk konuşmayı yapan Burçak, 1999'dan günümüze antikapitalist ve savaş karşıtı hareketin durumundan bahsedip, Barışarock'ın da bu zemin etrafında savaşa ve savaş destekçilerine karşı bir festival olarak ortaya çıktığına değindi.
Daha sonra ise ABD'nin ve İsrail'in Ortadoğu'da yaptığı kanlı ve meşru olmayan saldırılarını ve bunların önüne geçebilmek için nasıl kampanyalar yapmamız gerektiğini konuştuk.
26 Ağustos'a kadar açabildiğimiz her gün masa açıp, bir yandan geçen seneki gibi otobüslerle toplu bir şekilde Barışarock'a katılmayı, bir yandan da insanları ABD ve İsrail'e karşı yapılan savaş karşıtı kampanyaların içerisine katıp Bursa'da daha da büyük bir muhalefet oluşturmayı hedefliyoruz.
Özgür


"Filistin'e özgürlük"
İsrail'in Lübnan'ın ardından Filistin'e de saldırmasına karşı, Beyoğlu BAK bir toplantı örgütledi. 20 Temmuz'da Karakedi Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda Roni Margulies konuştu.
İsrail devletinin kuruluş sürecini, 11 Eylül'den sonra ABD'nin uyguladığı emperyalist politikaları ve bu politikaların bugünkü İsrail saldırganlığıyla bağlantısının tartışıldığı sunuşta, savaş karşıtı hareketin gücü ve ABD'yi durdurmak için, Ortadoğu'nun özgürlüğüne kavuşması için ne gibi adımların atılabileceği de tartışıldı.
Önümüzdeki mücadele dönemi açısından iyi bir başlangıç oldu.


Haydi liseliler
Bizler sistemin bize dayatmalarına karşı çıkan, sistemin boş kafa üretme merkezi olan okullarımızda sorunları görebilen, dünyadaki olaylara at gözlüğüyle bakmayan, Ortadoğu'daki savaşa "bana ne demeyen sosyalist liselileriz.
1980 sonrası yeni bir gençlik yaratılmaya çalışılıyor. Düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen. İşte biz bu apolitik kuşakta mücadele veriyoruz. Bizler bu akıntıya kapılmayan aksine bunun karşısında bunun karşısında direnen liselileriz. Bizler istersek o 5 şıklı sınavı kaldırıp daha iyi bir eğitim alabileceğimizi biliyoruz. Çünkü önümüzde örnekler var. Şili, Yunanistan, Fransa gibi isyan edenlerin zaferleri var.
Ancak bizim kadar egemen sınıfta liselileri çok önemsiyor. Çünkü gençlikten korkuyorlar. 68'liler, 78'liler gibi gençliğin neler yapabileceğini biliyorlar. Bizleri bastırmak için okullarımıza faşist çeteleri, uyuşturucuyu, tarikatları salıyorlar.
Haydi liseli arkadaş. Sende katıl kavgamıza. Hayat 5 seçenek değil. Ya sosyalizm ya barbarlık.
Mücadelemizi büyüt, sıra arkadaşın rakibin değil bu kavgada yoldaşın olsun.
Ankara'dan sosyalist liseliler


sosyalist işçi
ne savunuyor?

Aşağıdan sosyalizm

-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperya-lizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz. Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz.