Sosyalist İşçi 257 (10 Ağustos 2006)
Medikolara sahip çıkalım!
Genel Sağlık Sigortası yasası (GSS) ile beraber artık MEDİKO'lara kaynak aktarımı yok. Kaynak olmadığı için de MEDİKO'nun geleceği belirsiz.
Hastayı vaka, sağlık hizmetini paket olarak adlandıran yasanın uygulamaları yavaş yavaş hayata geçiyor. Kimi yerlerde aile hekimliği uygulamasına geçilmeye başlanıyor. Şimdi ise üniversite öğrenci ve çalışanlarının en önemli sağlık hizmeti aldığı yerlere kaynak aktarımı durduruldu.
MEDİKO'lar var olan yetersiz haliyle bile temel sağlık hizmetlerinin birçoğuna özellikle öğrencilerin ulaşabilmesi için çok önemli bir yere sahipti. Şimdi kaynak aktarımı kesildikten sonra birçok öğrenci için sancılı bir süreç başlıyor.
MEDİKO'larda kaynak kesilince öğrencinin sağlık hizmeti nerede ve nasıl sağlanacak?
Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu zaten iyi yaşayamıyor. Kira, ulaşım gibi giderleri zaten çok yüksek. Eğitim de parasız olmadığı için, okuyor olmanın kendisi de bir gider.
Eğitimde ve sağlıkta beraber yürüyen bir saldırı var. Hükümet bir yandan sağlığı özelleştiren yasayı uygulamaya çalışıyor, diğer yandan ÖSS sınavını kaldırmak için adımlar atacağını açıklıyor.
"ÖSS sınavının kaldırılmasının neresi kötü?" diyebilirsiniz. ÖSS sınavının yerine önerdikleri şey, eğitimin tam anlamıyla paralı hale getirilmesi. "Böylece" diyorlar, "üniversitelerde yığılma yaşanmaz ve sınava gerek kalmaz". Oysaki sınav sisteminin yarattığı eşitsizliği bahane ederek üniversite eğitimini tamamıyla "piyasaya" açmak istiyorlar.
Sağlıkta ve eğitimde özelleştirme harekatı el ele yürüyor.
O halde, bizim de bu saldırılara karşı beraber hareket etmemiz gerek. Bu neo-liberal saldırılara karşı kitlesel bir mücadeleyi örmemiz gerek.
MEDİKO'lara sahip çıkmak bir ilk adım olabilir.
Ersin Tek
Akhisar Graniser işçileri kazanacak
Dünyanın dört bir yanında işçi sınıfı ağır bir baskı altında. İş koşulları giderek zorlaşırken varolan sosyal haklar hergün biraz daha budanıyor. Bu yoğun baskıyı Akhisar da sendikasız olarak çalışmakta olan Graniser işçileri yoğun bir şekilde hissediyor.
İşveren baskılarından ve kötü iş koşullarında çalışmaktan kurtulmanın örgütlü bir mücadele ile gerçekleşebileceğinin bilincine varan Graniser işçileri işyerinde sendikalaşma mücadelesi başlatmışlardır.
Kısa bir süre içerisinde işyerinin yaklaşık tamamına yakınını sendika üyesi yapmayı başarmışlardır. İşçi sınıfının bu mücadeledeki başarısını farkeden işveren harekete geçmiş,işçi sınıfının taban örgütlerinin yok edilmesi ve işçi sınıfının hareketinin dağılması için saldırıya geçmiştir.
İlk etapta tehditler ve yoğun bir şekilde işten çıkarmaların ardından işyeri içerisinde işçilerin sendika sözleşmesine attıkları imzaların geri alınması için yoğun baskılar uygulanmaktadır.Bunun üzerine işten atılan ve halen çalışmakta olan Graniser işçilerinin yapmış olduğu toplantılara başta Manisa milletvekili Ufuk Özkan olmak üzere CHP, EMEK PARTİSİ, ÖDP ve DSİP üyeleri, bazı sivil toplum örgütleri ve esnaflar katılarak Graniser işçilerine destek vermişlerdir.
Bu toplantıda Manisa milletvekili Ufuk ÖZKAN Graniser işçilerine destek olmuş Ankara da çalışma bakanlığına sunulan sendika onayının çabuklaştırılması için gereken çalışmayı yapacağına söz vermiş Graniser işçilerine büyük moral kaynağı olmuştur.
Graniser işçileri bu örgütlü ve onurlu mücadeleyi kazanacaktır. İşçilerin bu mücadeleyi kazanmaları için Akhisar'lı DSİP üyeleri her koşulda Ganiser işçilerinin yanında yeralacak ve zafer işçi sınıfının olacaktır.
Akhisar'dan DSİP üyeleri
İzmir'de 500 kişilik eylem
8 Ağustos 2006 saat:20.00 de İzmir Kıbrıs Şehitleri Caddesinde "İsral'i Durduralım" Meşaleli Barış Zinciri yapıldı. Barış Zinciri Eylemi İzmir'de son yılarda mitingler dışında yaptığımız en katılımlı ve en etkili eylemlerden biri oldu. En az 500 kişi solanlar, meşaleler, mumlar ve resimlerle el ele tutuşarak Kıbrıs Şehitleri Caddesini boydan boya doldurdu. Eylemi gören bir çok kişi zincire katıldı veya alkışlarla destek verdi. Katılımcıların kararlılığı sevindiriciydi. Eyleme katılanlar eylemle ilgili memnuniyetlerini ve teşekkürlerini defalarca kez sundular.
Herkes yakasında "İsrail'i Durdurun" logosunu taşıdılar. 22 bin yaka için 5 bin ev, dükkan, araba vb. için hazırlamış olduğumuz "İsrail'i Durdurun" logoso dağıtıldı. Eyleme her kesimden arkadaşlarımızın
ktılması, ortak değer ve sloganda bir arada olmasıda sevindiriciydi.
Eylem başlangıcında Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu adına konuşmayı ve açıklamayı TMMOB Makina Müh. Odası İzmir Şubesinden Melih YALÇIN yaptı. Melih Yalçın'ın yaptığı açıklamadan sonra barış zinciri oluşturuldu. Barış zinciri Kıbrıs Şehitleri girişinde başladı. Barış Zincirinin bir kolu başlangıç noktasında iken bir kolu cadde sonundaydı. Barış Zinciri Eyleminin sonunda Mevlüt ÜLGEN tarafından yapılan teşekkür konuşması ve önümüzdeki etkinliklere çağrı yapan konuşma ile eylem sona erdi.
SON SÖZ
Bugün Ortadoğu’da İsrail saldırganlığına ve bu vahşete, bütün dünyaya meydan okuyarak, arka çıkan ABD’ye karşı mücadele etmek kaçınılmaz.
Türkiye’de savaş karşıtlığının sesini yükseltmek için olduğumuz her-yerde BAK inşa ediyoruz. Bütün dünyada savaş karşıtı hareket başladığı günden beri bir çok kazanım elde etti. Bugün elde ettiği kazanımlardan biri de savaş konusunda ortayolculuğun iyice cılızlaşmasıdır. Savaş karşıtları, anti-kapitalistler “ama iki tarafa da bir şey söylemek lazım” tartışmasını bir kenara koydular. Bu savaş karşıtlarının hem politik olarak ne kadar güçlü olduğunu hem de savaş mekanizmasının teşhirini ne kadar iyi yaptığının da bir göstergesi. Ama bu teşhire devam etmek, bu tartışmaları bıkmadan sürdürmek gerekiyor.
Savaşın dünyada en belirleyici konu olduğu bir gerçek ama neoliberalizmi teşhir etmek, iklim ve nükleer kampanyalarını da birlikte, savaşa bağlayarak sürdürme de bir o kadar hayati. Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigortası uygulamaları şimdiden başladı. Buna da dur demek, Lübnan’a, Afganistan’a asker gönderme parasız sağlık, parasız eğitimi hayata geçir demek için her yerde Küresel Eylem Grubu kurmalıyız. 4 Kasım’da gerçekleşecek olan uluslararası iklim kampanyasının eylemine hazırlanmalıyız.
Biliyoruz ki nükleer santral kuralım diyenler, iklim değişimine sebep olanlar, neoliberal politikalar uygulayanlar, eğitimi, sağlığı özelleştirenler ve Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenler aynı.
Bugün bütün bu saldırıların en önemli ve en kanlı yanı savaşla gözlerimizin önüne seriliyor. Onun için en birleştirici olan savaş karşıtlığından başlayıp bu mücadeleleri örmek kaçınılmaz.
sosyalist işçi
ne savunuyor?
Aşağıdan sosyalizm
-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperya-lizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz. Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz.