Sosyalist İşçi 263 (18 Kasım 2006)
Müşteri değil, öğrenciyiz
Yıldız Teknik Üniversitesi'nde son dönemde yapılan yemekhane zammı ile öğrencilerin sırtına bindirilen külfet yurt, spor salonu, kampüsler arası servis fiyatları birlikte daha da artmıştır. Tüm bunlara karşı bir refleks olarak, ismini "Yıldız Tepki" olarak belirledikleri bir oluşum altında birleşen öğrenciler tepkilerini dile getirmeye karar verdiler. Her gün bir araya gelerek, internet forumlarında toplantılar yaparak okulda 3 gün sürecek uyarı amaçlı bir yemekhane boykotu düzenleme kararı aldılar.
Boykot süreci
01-03 Kasım 2006 günlerinde yapılan olan boykot için kısa zamanda toplanan yaklaşık 2500 imza ile hem öğrenciler, hem öğretim görevlileri, hem de okul çalışanları destek olacaklarını gösterdiler. Öğrenciler, okul içinde düzenledikleri toplantılar ve aralarında para toplayarak bastırdıkları afiş, çıkartma ve el ilanları ile başlayacak olan boykotu tüm okula duyurdular. "Soyguna karnımız Tok", "Müşteri Değil, Öğrenciyiz",
'Boykot Var' yazılı pankartlar asıldı. Öğrenci kulüplerinin de desteğiyle düzenlenen etkinliklerle boykot bir şenlik havasına büründü.
Boykotun 2. gününde okul yönetimi güçlük çıkartmakta kararlıydı. Önce girişlerde sorun çıkarıldı, daha sonra stantların yanındaki afişler dağıtıldı. Öğrencilerin alternatif yemek standı kaldırıldı. İlk günden toplanan bağış paraları ile öğrenciler kendi imkânları ile sandviçler hazırladılar ve çay dağıttılar.
Boykotun son günü için öğrenciler, yönetim ve güvenlikten giriş-çıkışlarda ve okula sokulacak olan alternatif yemeğin girişinde bir sorun çıkartılmayacağının güvencesini önceki günden almışlardı. Tüm zorluklara ve aksaklıklara rağmen öğrenciler tepkilerini 3 gün boyunca göstermeye çalışmıştılar. Boykot sürecinde öğrencilerin desteği %95' e ulaştı.
Son durum
Yemeğe ek bütçe çıkartmayan okul yönetimi, zam politikasıyla öğrenciyi ağır bir külfete mahkûm etmiştir. Öğrencinin sırtından geçinme politikası bununla da sınırlı değildir. Öğrencilerin Üniversite'nin diğer kampusüne gün içinde zorunlu gitmelerini fırsat bilen okul yönetimi, iki kampüs arasındaki servislere ücret tarifesi koymuştur. Okul yurtlarındaki çamaşırhane ve yemek fiyatları artmıştır. Öğrencilerin rahatsızlık duyduğu özel güvenlik için her gün milyarlar harcanmaktadır. Kampüs içindeki parke yolların taşları hiçbir sorun yokken değiştirilmektedir.
Bütün bu hareketlenmelerden rahatsızlık duyan okul yönetiminin maşası haline gelmiş özel güvenlik, duyuru panolarına asılmış olan afişleri her fırsatta sökerek ve öğrenci girişlerinde sorunlar çıkartarak okul yönetiminin saldırgan tavrını hem boykot sürecinde, hem de sonrasında yansıttılar.
Tüm bunlar göstermiştir ki, aydınlığa giden yoldaki en önemli kale olan üniversiteler henüz kendi içinde temel hak ve özgürlükler konusunda pek de bir aşama kaydedememiştir. Öğrencilerin kendi iradelerini ortaya koyması ve okulun gerçek sahibinin kendileri oldu-ğunu bilerek hareket etme-leri bu baskıcı anlayış tara-fından engellenmektedir.
ODTÜ'den barış sesleri geliyor!
Yaklaşık iki aydır ODTÜ-'de, savaş karşıtlarının Tür-kiye'deki tek adresi olan Küresel BAK, yeni buluşmalara ve birleşmelere adres oluyor.
Her Pazartesi yaptığımız düzenli toplantılarda gün geçtikçe sayımız artarken önce 12 Ekim'de 'Lübnan'a asker gönderme' eyleminde ODTÜ'de trampetimiz, darbukamız ve varlığımız ile savaşa karşı ses çıkardık ardından da 9 Kasım'da bir etkinlik gerçekleştirdik.
ODTÜ Mezunlar Der-neği'nin de desteği ile Nu-ray Mert ve Şenol Kara-kaş'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Ortadoğu'da İşgal ve Beyrut İzlenimleri' isimli bir toplantı yaptık. Toplan-tının ardından önümüzdeki 17 mart dönemi için kolları sıvadık ve genel bazı planlar yaptık. Bu arada resmi okul topluluğu olma yö-nünde de birçok adım attık ve çok kısa bir zaman sonra topluluk olarak yolumuza devam edeceğimizi tahmin ediyoruz.
Önümüzde yoğun bir dönem bizi bekliyor ve biz her Pazartesi saat 17.30'da Beşeri Bilimler'de büyük amfide toplanıyoruz...
Galatasaray Üniversitesi'nde
klim değişiimi toplantısı
4 Kasım mitingine hazırlanma sürecinde Galatasaray Üniversitesi’nde iklim değişikliğiyle ilgili bir toplantı yaptık.
Toplantının hazırlık süreci çok kısa oldu ama toplantının havası ve katılımcı sayısı hayli yüksekti. 200 kişilik salonda yaklaşık 130-150 kişi vardı ve Mor ve Ötesi grubundan Kerem Kabadayı konuşmacıydı.
Toplantının duyurusunu sınıflarda yapmıştık. İklim değişikliği konusuyla ilgili olduğunu bildiğimiz öğretim görevlileriyle konuşmuştuk. Toplantı saati öğretim görevlilerinin ders saatine denk geldiği için katılamayacaklarını tahmin ediyorduk ama hocaların toplantıya sınıflarını getirmeleri ve bu toplantıyı öğrencilerine "esas öğrenmeleri gereken ders" diye anlatmaları toplantının havasını değiştirdi.
Kerem Kabadayı'nın kapitalizmin yayılmasıyla, bizim dünyayı sömürmemizin sınırlarını zorladığımızı anlatan konuşmasından sonra salondan bir arkadaşımız "peki 4 Kasım'da bütün dünya niye ayağa kalkacak, artık insanlığın bu sömürüye dur demesi için mi, bir de bunu anlatır mısınız? "dedi. Bu konuşmanın ardından toplantıda 4 Kasım'a katılmanın önemi ve bireysel önlemler almaktansa hep beraber bu felakete dur demenin acil gerekliliği üzerine konuştuk.
Toplantıda esnasında toplantıyı birlikte örgütlediğimiz Greenpeace'den bir arkadaş, 4 Kasım'la ilgili broşürleri dağıttı. Broşürlerin yanı sıra iklim değişikliği ile ilgili hazırlanan duvar gazetelerini de toplantıya katılan bazı arkadaşlar etraflarına dağıtmak veya gittikleri yerlere asmak için aldılar.
Sonuçta bu toplantı bize hem okulda iki kişi de olsak güzel bir toplantı örgütleyebildiğimizi gösterdi, hem de bu tür toplantılar sayesinde kampanyayı nasıl büyütebileceğimizi kanıtladı.
Gökşen
İzmir KEG
11 Kasım Cumartesi günü, İzmir KEG (Küresel Eylem Grubu) aktivistleri, Konak SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) binasında Genel Sağlık Sigortası ve Aile Hekimliği hakkında görüşüp bilgilerini paylaşmak üzere buluştu.
Toplantıda Ersin Damarsardı bir sunum ve beraberinde gerçekleştirdiği slayt gösterisiyle, katılımcıları küreselleşme, küreselleşmenin inşa süreci ve sonuçları, Genel Sağlık Sigortası, Sağlıkta Dönüşüm Projesi, bu projenin getirdikleri ve Aile Hekimliği hakkında bilgilendirdi.
Toplantı sonucunda, bu sunumun bir benzerinin tekrar gerçekleştirilmesiyle GSS hakkında daha çok insanın bilgilenmesini sağlamak kararı alındı.
EzgiDeniz ALPAN
SON SÖZ
4 Kasım küresel iklim yürüyüşü çok kötü hava koşullarına rağmen başarılıydı. 1000 civarında bir katılım oldu. KEG bir kere daha başarılı bir eylem gerçekleştirdi.
Şimdi küresel iklim değişimine karşı kampanyaya devam edeceğiz ama bu arada Genel Sağlık Sigortasına, Aile Hekimliğine ve Mediko’ların kapatılmasına da karşı kolları sıvamak zorundayız.
26 Kasım’da İzmir mitingine gidiyoruz. Güçlü olmalıyız.
20 Kasım’da üniversitelerde basın açıklamaları ve yürüyüşler var.
Medikolara karşı kampanya hızla yaygınlaşabilir.
Küresel BAK’ın “İran Irak Olmasın” kampanyası da her zamankinden daha önemli. Mart ayında uluslararası eylem kararı var. O güne kadar yoğun bir kampanya sürdürmek zorundayız.
Bir de Nükleer enerjiye Hayır kampanyamız var. AKP yeni nükleer santrallar kurmak istiyor. Buna izin vermeyeceğiz.
İşimiz çok ama geçen 6 ayda olduğu gibi hepsini başaracağız.
sosyalist işçi
ne savunuyor?
Aşağıdan sosyalizm
-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperya-lizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz. Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz.