Sosyalist İşçi 269 (27 Ocak 2007)
Hepimiz Hrant'ız
Hrant Dink'in katledilişinin duyulmasından hemen sonra binlerce kişi Agos Gazetesi'nin önünde toplandı.
İlk şokun geçmesinden hemen sonra öfke örgüt-lenmeye başladı.
Birkaç yüz kişilik grup Agos'un önünden Taksim'e doğru harekete geçti. Yol boyunca "hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz" sloganı atıldı. Toplanma yeri olarak Taksim Meydanı seçildi.
Saat 20.00'ye kadar meydanda oturma, sonra da Agos Gazetesi'nin önüne yürüme kararı alındı. Yüzlerce telefonlaşma trafiği yaşandı. Kalabalık giderek arttı ve saat 20.00'de yürüyüşe geçildi.
Yürüyüş boyunca 'katil devlet hesap verecek', 'faşizme karşı omuz omuza', 'hepimiz Kürdüz, hepimiz Ermeniyiz', 'soy-kırım sürüyor', 'yaşasın halkların kardeşliği', 'çete-ler halka hesap verecek' sloganları atıldı. Yaklaşık on bin kişi Agos Gaze-tesi'nin önünde yürüyüşü bitirerek cenazede buluşmak üzere sözleşti.
İzmir
Hrant Dink'in ölümü üze-rine İzmir'de de gösteriler yapıldı. Cuma akşamı 400, Cumartesi ise 1000'in üze-rinde katılım oldu. Eylem-ler grupların pankart aç-madığı birleşik eylemlerdi.
Eylem bittikten sonra gruplar birden Hrant Dink'i unutarak her zamanki sloganlarına döndü. Bir anda neden ortak eylem yapmaya çalıştığımız anlaşılmaz oldu.Ancak büyük çoğunluk bu sekterlerden faklı bir biçimde ısrarla "Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz" deme-ye devam etti.
Ankara
Hrant Dink cinayeti, haberin duyulmasından birkaç saat sonra, Anka-ra'da da bir basın açıklaması ve oturma eylemiyle protesto edildi.
Demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve siyasi partiler Dink'in katledilmesini YKM önünde toplanarak, "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Faşizme karşı omuz o-muza" sloganlarıyla lanet-ledi.
20 Ocak günü de Ankara Sanatçı ve Aydın Girişi-mi'nin Yüksel Caddesi'nde yapacağı basın açıklaması için yeniden bir araya geldik.
Savaşa ve yeni liberalizme karşı
G8'e HAYIR
"Yoksulluk sorunu ve G8'i küresel kapitalizmin krizi bağlamında değerlendirmek gerektiğini dü-şünüyorum". Bunlar herhangi bir G8 karşıtı yazar ya da aktivistin sözleri de-ğil. Bunlar Amerikalı mil-yoner George Soros'un sözleri.
2007 yılının Haziran ayında Almanya'nın Rostock kentinde G8 zirvesi yapılacak. G8 (Amerika, İngilte-re, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada, Rusya) zirvesinin gündemleri arasında yeni liberal politikaların uygulanmasındaki sorunlar ve Afrika'da yatırım, yoksulluk ve barış temaları yer alıyor.
G8 çözüm değil
Ancak G8 ülkeleri bu sorunların çözümü olmazlar, çünkü bu sorunları yaratanlar onlar.
Gelişmekte olan ülkelerin bu kadar büyük bir borç batağının içinde olmasının tek nedeni küreselleşme ve neo-liberalizm. Küreselleşme dönemi olarak bilinen 1990'larda dünyadaki yoksul insan sayısı 28 milyona ulaştı.
1990'ların ikinci yarısında ve 2000'lerde Amerika, Japonya ve Avrupa ekonomilerinin belirleyici özelliği durgunluk ve artan işsizlik oldu.
G8, dünyanın işte bu en zengin ülkelerinin, neo-liberal politikaları uygulamalarını kolaylaştırmak üzere kurulmuş bir birlik. Bu grup özellikle kuzeyin istikrarının bozulmamasını sağlamak için bu bölgedeki ekonomik politikaları koordine etme işlevi görür. Fakat bunu yerine getirmek artık bu ülkeler için bile çok zor, çünkü dünya ekonomisindeki durgunluğun artmasıyla birlikte bu ülkeler arasındaki rekabette artıyor.
G8 karşıtı zirve
Almanya'da Haziran ayında gerçekleşecek G8 zirvesine karşı, bugüne kadar olduğu gibi yine küreselleşme ve savaş karşıtları alternatifler gösteriler ve toplantılar düzenleyecekler.
Türkiye'de de Küresel Eylem Grubu (KEG), şimdiden çeşitli şehirlerde G8 protestolarının örgütlenmesine hazırlanmaya başladı.
G8: Küresel silah ihracatçıları
"Fransa, BM´nin "Bom-ba, el bombası, mühimmat, mayın ve diğerleri" kategorisindeki silahları, AB silah ambargosu uy-gulanan Myanmar ve Sudan gibi ülkelere satıyor;
"İtalya , büyük miktardaki "sivil ateşli silahla-rın" Kolombiya, Kongo Cumhuriyeti ve Çin gibi ağır insan hakları ihlallerinin görüldüğü ülke-lere satışına izin veriyor;
"Rusya, savaş uçakları gibi ağır silahları Eti-yopya, Cezayir ve U-ganda'ya ihraç ediyor;
"ABD ordusu, Pakis-tan, Nepal ve İsrail gibi insan hakları ihlalleri-nin ısrarla sürdüren ülkelere yardım ediyor;
"Britanya mali mal-zemelerin işkence ya da kötü muamele için kullanılıp kullanılamayacağının denetlenememesi ve bu ülkenin, şirketlerin yeterli denetim yapılmaksızın çoklu nakil yapmasına olanak veren "açık ruhsat" uygulaması giderek daha fazla kullanılıyor.
Dünyada G8 protestoları
G8 toplantılarına karşı gösteri yapma geleneği 1980'lerin ortalarında, borç sorunu etrafında başladı. İlk gösteri 1996'da Lyons'da oldu. Bu gösteride ilk kez küreselleşme karşıtları sen-dikalar ile buluştu. 2001'de Cenova'da, G8'e karşı 300.000 kişilik gösteri gerçekleşti. Bu dönem aynı zamanda dünyada Irak savaşına karşı muhalefetin çok yüksek olduğu bir dönemdi.
2005 yılında İngiltere'de yapılan G8 toplantısı artık Amerikan emper-yalizminin dünyada teş-hir olmaya ve Irak'ta zor duruma düşmeye başla-dığı bir dönemde yapıldı.
Savaşa karşı milyonlar dünyanın dört bir yanında büyük yürüyüşler gerçekleştirdiler ve savaşı protesto ettiler.
Artık TÜSİAD'da "demokrat"
On yıl önce Prof. Dr. Bülent Tanör tarafından hazırlanan Türk Sanayici-leri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından güncellenen "Türki-ye'de Demokratikleşme Perspek-tifleri" raporu yayınlandı. Rapor 1982 anayasasının değiştirilmesini istiyor ve hükümete reformların hızlandırılmasını salık veriyor. Raporda '301. maddenin kaldırılması', 'Milli Güvenlik Kuru-lu'nun (MGK) kaldırılması, 'askeri mahkeme-lerin kapatılması', 'Genel Kurmay'ın Milli Savun-ma Bakanlığı'na bağlanması', 'partiler yasasının demokratikleştirilmesi ve seçim barajının düşü-rülmesi', 'Kürtçe'nin ikinci dil olarak okullarda okutulması' gibi başlıklar öne çıkıyor.
Düşünce özgürlüğü için mücadele edenler yıllardır bu talepleri dile getiriyor. Bugün serma-ye sınıfı tarafından dile getirilmesi bu taleplerden, vazgeçeceğimiz anlamına gelmez. Ser-maye sınıfının bu talepleri bu gün öne sürmesi yıllardır yürütülen mücadelenin ve verilen bedellerin ürünüdür.
Demokrasi düşmanlarının cirit atmaya çalıştığı bir dönemde bu talepleri çok daha güçlü bir şekilde ete kemiğe büründürmek anlamlı olacaktır.
Sağlığımızı koruyalım
AKP Hükümetinin Haziran ayında yürürlüğe sokması beklenen ve sağlığımızı bir pazarlama aracına dönüştüren Genel Sağlık Sigortası AKP hükümetinin hala gündeminde. Yapılan açıklama ile bir yıl ertelenmesine rağmen yasanın seçim sonrasına kalması ihtimali olduğu da belirtildi. Seçim sonrası nasıl bir hükümetin geleceği henüz kafalarda net değil ancak bu durum GSS'nin gündemden çıkması anlamına gelmiyor.
Sağlık hakkımızı bir hak olmaktan çıkaran ve bir pazarlama aracına çeviren Genel Sağlık Sigortasının sağlıktaki yıkımını teşhir etmeye ve seçim sonrasına kalması durumunda da gelecek hükümetin İMF Politikalarını uygulamalarını sokakta anlatmaya devam etmek gerekiyor. Sağlık çalışanlarından öğrencilere, emeklilerden çiftçilere ve işsizlere kadar halkın büyük bir kesimini sağlık hakkı almaktan yoksun bırakan yasanın getireceklerini anlatmak için başlamış olan ''Sağlımızı Koruyacağız'' ve ''Medikomu Vermiyorum'' kampan-yalarına devam etmek ve büyütmek için sokakta olmak gerekiyor. Bunun yanında ''Nükleer Santralarla Hayır'', '' Küresel Isınmayı Durdurun'' ve '' G8'e Hayır'' kampanyalarını da büyüterek başka bir dünyaya giderken adımlarımızı güçlendirmeliyiz.
Başka Bir Dünya Mümkün
MERAKlitus
Karayoluyla bir saatte 2 bin insan taşınabilen bir yol şeridinden, raylı sistemle kaç kişi
taşınabilir?